25 Haziran 2001 21:00

Diyarbakır'da da aynı mantık sürdü

ADD'nin Diyarbakır'da düzenlediği panelde, bölge halkının sorunlarına değinmemeye özen gösterilirken, değerlendirmelerde getirilen çözümler "Atatürkçü düşünce ve ilkeler"in dışına çıkmadı.

Paylaş
Diyarbakır'da da aynı mantık sürdü
Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Merkezi'nce Türkiye çapında düzenlenen 8. bölge toplantısı kapsamında Diyarbakır'da bir panel yapıldı. Panelde, bölge halkının sorunları görmezlikten gelinirken, bölge ile ilgili tüm konular "Atatürkçü düşünçe ve ilkeleri" ekseninde ele alındı.
ADD Genel Yönetim Kurulu, Bilim ve Danışma Kurullarıyla, Güneydoğu Anadolu Bölgesi Şube Başkanları ve Temsilcileri "Atatürkçü düşünce sisteminde Güneydoğu Anadolu'da sosyal ekonomik politikaların dünü-bügünü yarını" konulu panel düzenledi. Diyarbakır Devlet Tiyatrosu'nda düzenlenen ve aralarında Cumhuriyet Başsavcısı, Dicle Üniversitesi Rektörü, Vali ve Vali Yardımcılarının da bulunduğu panelde, başta bölge olmak üzere ülkenin diğer sorunları konuşuldu. Ancak konular üzerinde yapılan değerlendirmeler "Atatürkçü düşünce ve ilkeleri" kapsamının dışına çıkmadı. Panelin başlığında yer alan ve temel konuyu içeren "bölge" sorunları ise görmezlikten gelindi. Panel boyunca yapılan konuşmalarda bölge sorunları sadece ekonomik değerlendirmelerle sınırlandırıldı. Panel boyunca övgüler yağdırılan Diyarbakırlıların panelde çok az olması da dikkat çekiciydi. Sezer'e mesaj
Oturumu yöneten Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı Halil İbrahim Şahin, Atatürk ve Atarükçü düşüncenin temel esaslarını anlattıktan sonra Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e birtakım mesajlar yollamak istediğini belirterek, şunları söyledi:"Devlet Denetleme Kurulu'nu süratle çalıştırarak, devlet bankalarını yağmalayanlardan paralarını alıp ulusun kasasına koysunlar. Başbakan'ın hukuku emrine almaya çalışması yakışmıyor. Siyasi parti yasası değiştirilsin, dokunulmazlıklar kaldırılsın, tüm yoksul köylülerin önündeki engeller kaldırılsın" dedi.
Marksizmin eleştirisi!
Panelde ilk söz hakkı alan ve Diyarbakırlı olan Prof. Dr. Özer Ozankaya, Atatürk'ün, Türkiye'de ekonomik, kültürel, sosyal ve siyasal alanda oluşturduğu model üzerinde konuşmalar yaparak, "Bu ekonomik modelle Atatürk, Marksizmin ve kapitalizmin eleştirisini yaparak, Marksizmi de kapitalizmi de geride bırakmıştır" dedi. Bölgenin ekonomik ve sosyal yönüne de değinen Ozankaya, "Bölge kavramı coğrafi ayrım olarak ele alınmalı. Karadeniz, Akdeniz, Ege gibi.." diyerek, bölge halkının düşmana karşı gösterdiği üstün başarıya işaret etti.
Turgut Özal'ın etkisi
Panelde söz alan bir diğer isim ise Doç. Dr. Aziz Konukman oldu. Türkiye'nin içinde bulunduğu krizi ve Meclis'te arka arkaya yasalaştırılan yasaları anlatan Konukman, hükümetin birçok alanda yeniden yapılandırma adı altında KİT'leri tasfiye etmek için Meclis'te gece gündüz çalıştığını ve emekçileri mağdur ettiğini ifade etti. Konukman, "Çıkarılan tütün yasasıyla binlerce üretici üretim yapamayacak. Bu da işsizliği yoksulluğu, yokluğu getirecek. Yine şeker yasası da aynı yıkımı getirecek. Sırf IMF istiyor diye binlerce üreticiyi yok saymak, Avrupa'daki, Amerika'daki milyonlarca ton şeker stoğunu eritmek için üretime kota getiriliyor. 2002 destekleme alımları da kaldırılınca üreticilerin durumu ne olacak" şeklinde konuştu.
Üretime dayalı olmayan yabancı sermayenin ülkeye hakim duruma gelmesinde ve giderek dışa bağımlı ülke haline dönüşmesinde Turgut Özal'ın 24 Ocak Kararları'yla hayata geçirdiği "eş dost kapitalizmi" ile ortam bulduğunu belirten Konukman, "Ve bu yüzden bügün rant ekonomisinin önüne geçilemiyor. Banka hortumlanmasının önüne geçilemiyor. Özal'ın ülkenin bugünlere sürüklenmesinde büyük katkısı olmuştur. Eğer bu ülkede sırf ekonomisi büyüsün, ülke kalkınsın diye emekçinin boğazını sıkarak yok etmeye çalışılıyorsa, ülke uluslararası sermayeye bağımlılığı artırılıyorsa ben ülkenin dışa açılmasına hayır diyorum" dedi. Konukman, ayrıca devlet kurumlarındaki tasviyelerin son bulunması gerektiğini söyleyerek, Anayasa'nın, ülke ve halkın çıkarlarını kamulaştırma çerçevesinde esas alan demokratik düzenlemelerin yapılması gerektiğine dikkat çekti. src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


Fırın işçileri sözleşme imzaladı
Bülent Kepenek
Fırın işçileri 8 aydır yürüttükleri sendikal mücadele sonucunda başarıya ulaşarak, toplusözleşme imzaladılar. Örgütlenerek patronları sözleşme masasına çağırdıkları için işten atılan işçiler, 18 gündür geceli gündüzlü devam eden kararlı direnişlerinin karşılığını aldı.
DİSK'e bağlı Gıda-İş Genel Sekreteri Seyit Aslan'ın da aralarında bulunduğu işçi temsilcileri, dün, Selamoğlu Express ve Aydınlar Ekmek fırınlarında sözleşme imzaladı. Selamoğlu Fırını işçilerinden Şükrü Çalışkan, direnişle, hakların ancak mücadele edilerek alınabileceğini öğrendiklerini belirterek, bundan sonra Kastamonu'daki tüm işçi ve emekçilerin birliğini sağlamak için mücadele edeceğini söyledi.
Direnişte oldukları süre zarfında birçok sendikaya destek çağrısında bulunduklarını, ancak hiçbir sendikacının yanlarına gelmeye bile tenezzül etmediğini anlatan Çalışkan, "satılmış sendikacılıkla sınıf sendikacılığı arasındaki farkı" gördüklerini ifade etti.
MHP'nin kendilerine "Bu iş olmaz, vazgeçin" dediğini belirten Çalışkan, "Ancak Kastamonu'nun tek ve en büyük partisi EMEP sürekli yanımızda oldu, onlara çok teşekkür ediyoruz" dedi.
Mücadele sürecek
Maddi manevi birçok sıkıntı yaşadıkları halde birliklerinin bozulmasına izin vermediklerini, çünkü direnişlerinin Kastamonu'daki tüm işçiler açısından önemini bildiklerini belirten Şükrü Çalışkan, sözleşmeden sonra daha önce sendikadan istifa eden işçilerin tekrar sendikaya üye olmasının da kendilerini doğruladığını kanıtladı. Çalışkan, direnişin son günü patronların kendisine gelip "Ben sizi dağıtmaya çağlıştım, ama dağılmadınız, helal olsun" dediğini de sözlerine ekledi.
Direniş süresince ev kirasını ödeyemediği, evine ekmek götüremediğini belirten Bahattin Kızıcı ise "Çok sıkıntı çektim, ama haklarımızı mücadeleyle alabileceğimize inandığım için bırakmadım" diyerek, Kastamonu'daki tüm gıda işkolunu örgütleyene kadar mücadelelerini sürdüreceklerini söyledi.
ÖNCEKİ HABER

Bilime fon yok

SONRAKİ HABER

Tarihi Taşköprü yıkılıyor mu?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...