05 Haziran 2001 21:00

Bilirkişi bağımsızlığını kaybedecek

Adalet Bakanlığı, hazırladığı Türkiye hakemler bilirkişi odaları yasa tasarısı ile bilirkişiliği bir meslek haline getirip, kendine bağımlı kılmaya çalışıyor.

Paylaş
Bilirkişi bağımsızlığını kaybedecek
Özlem Albayrak
Yargı sürecinde, bazı davaların çözülmesinde kilit öneme sahip olan, özellikle yolsuzluk davalarında siyasilere sorun çıkaran bilirkişilik, meslek haline getirilip, Adalet Bakanlığı'na bağlanarak ayak bağı olmaktan çıkarılmak isteniyor. Adalet Bakanlığı'nın hazırladığı Türkiye hakemler bilirkişi odaları yasa tasarısı taslağı, bilirkişiliği bir meslek haline getirirken, bağımlı bir meslek örgütü yaratıp, bilirkişiliğin bağımsızlığını zedeleyecek bir yapı oluşturma girişiminde bulunuyor.
Bilirkişi tespitleri Türkiye'deki mahkeme süreçlerinde ya dikkate alınmayarak sümen altı edilmek istendi, ya bilirkişilere yapılan saldırılarla davadan çekilmeleri sağlandı ya da özellikle büyük sermaye tarafından para karşılığı hazırlatılan bilirkişi raporları mahkemenin tayin ettiği bilirkişilerin tespitlerini çürütmek için kullanıldı. Beyaz Enerji Operasyonu'nda bilirkişilerin sunduğu raporlara dayanarak hazırlanan savcılık iddianamesi ANAP'ı hedef tahtasına koyunca, bilirkişilerden biri hedef alınarak, bilirkişilerin hazırladığı rapor ve iddianame zayıflatılmak istendi. Mısır Çarşısı patlamasında ise bilirkişilerin patlamanın tüpgazdan kaynaklandığına ilişkin ısrarlı tespitlerine rağmen, dava İstanbul polisinin çabalarıyla uzatıldıkça uzatıldı.
Konya Karapınar'da 49 kişinin ölümüne yol açan kazanın ardından Mersedes Benz Türk AŞ aleyhine açılan davada, ODTÜ'lü akademisyenlerden oluşan bilirkişi raporu, 0403 marka 1998 model otobüslerde üretim hatası olduğunu tespit etmesine rağmen, şirket paralı danışmanlarının da aralarında bulunduğu bir gruba para ile ikinci bir bilirkişi raporu hazırlattı.
Türkiye'de bilirkişilik kurumunun yeterince çalıştırılamadığı ve saptırıldığına yönelik eleştiriler yapılırken, hükümet kanadı bilirkişiliğin özerkliğini sağlayarak, müdahalelere ve çıkar ilişkilerine alet olmasını engelleyecek düzenlemeleri yapmak yerine bilirkişiliği Adalet Bakanlığı'na yani yürütmeye bağlayacak tedbirleri almayı tercih etti.
Özerklik yerine bağımlılık
Türkiye hakemler bilirkişi odaları yasa tasarısı incelendiğinde oluşturulacak odanın bağımsız olmadığı ve Adalet Bakanlığı'na yarı bağımlı olduğu, bunun da kamu ve ülke çıkarını savunma noktasında yargının yürütmeye bağlanması sonucunu doğuracağı görülüyor.
Taslak ile hakemlik, hakem-bilirkişilik, bilirkişilik meslekleri oluşturuluyor. Taslağın oda ve birliğin denetim organlarının görevlerine son verilmesini düzenleyen 41. maddesinde, "Bakanlık odalar ve birliğin organları üzerinde idari ve mali yönden gözetim ve denetim hakkına sahiptir" denilerek, bakanlığın birlik üzerindeki etkisi tesis ediliyor. Aynı maddede, gerektiğinde bakanlığın ve cumhuriyet başsavcılıklarının isteğiyle tüm yönetim, denetim kurullarını (disiplin dahil) görevden alınmasına olanak sağlanıyor.
"Amaçları dışında faaliyet gösteren odalar ve birliğin sorumlu organlarının görevlerine son verilmesine ve yerlerinin yenilerinin seçilmesine, bakanlığın veya bulundukları yer cumhuriyet başsavcılığının istemi üzerine o yerdeki asliye hukuk mahkemesince basit usule göre yargılama yapılarak karar ve verilir ve dava en geç üç ay içinde sonuçlandırılır" denilen maddede, organların görevlerine son verilmesi sonucu organların tekrar oluşturulması aşamasında belirsizlikler olduğu görülüyor.
Pek çok nokta muğlak
Taslakta, görevlerine son verilen organları seçecek organları toplamak üzere, oda yönetim kurulu için oda genel kurulu üyeleri arasından birlik yönetim kurulu için birlik genel kurulu delegeleri arasından beş kişinin görevlendirileceği ifade edilirken, görevlendirmenin kim tarafından yapılacağı belirsiz bırakılıyor.
Bakanlığın, bu kanun uyarınca oda veya birlik organlarının karar ve işlemleri hakkındaki tasarruflarına oda veya birliğin organları tarafından uyulması zorunluluğu getirilirken, "Bakanlığın tasarruflarını kanuni bir sebep olmaksızın yerine getirmeye veya eski kararda direnme niteliğinde yeni bir karar veren ya da kanunun zorunlu kıldığı işlemleri bakanlığın uyarısına rağmen yerine getirmeyen oda veya birlik organları hakkında da" görevden alma işlemleri uygulanacağı belirtiliyor.
Vali de yetkili
Tasarı ile ayrıca valinin oda ve birliği faaliyetten men etme yetkisi ile donatılıyor. "...milli güvenliğin, kamu düzeninin, suç işlenmesini veya suçun devamını önlemenin yahut yakalamanın gerektirdiği hallerde gecikmede sakınca varsa, odalar ile birlik, vali tarafından faaliyetten men edilebilir" denilen taslakta, men etme gerekçelerinin muğlak bırakıldığı görülüyor. Faaliyetten men kararının 24 saat içinde görevli hakimin onayına sunulması, 48 saat içinde hakimin kararını açıklaması gerektiğinin belirtildiği taslakta, aksi takdirde valinin kararının kendiliğinden yürürlükten kalkacağı düzenleniyor.
ÖNCEKİ HABER

Çevre filmleri İstanbul'a taşındı

SONRAKİ HABER

İşçi hakkını istiyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...