02 Haziran 2001 21:00

Bir mültecinin çok renkli öfkesi

Raşit Taha, sonradan anayurdu olan Fransa'da ve Kuzey Afrika'nın büyük bir kısmında kült bir statü kazandı.

Paylaş
Bir mültecinin çok renkli öfkesi
Robin Denselow
Raşit Taha, sonradan anayurdu olan Fransa'da ve Kuzey Afrika'nın büyük bir kısmında kült bir statü kazandı. Pasaklı bir punk imajına sahip bu Cezayir sürgünü, Cezayir'in sokak tarzlarını rock ve tekno ile birleştirerek Fransız Grammy'si Victoire De La Musique ödülünü aldı. "Ya Rayah" adlı çok satan parçası, hem Avrupalı DJ'lerin ilk popüler Arap şarkılarından biri oldu hem de Kolombiya'dan Türkiye'ye pek çok ülkede en çok satanlar arasında girdi. Carlos Santana dahi, şaşırtıcı bir şekilde satışları 25 milyona dayanan Supernatural albümündeki bir şarkıyı, Migra'yı Taha ile birlikte kaydetti.
Yeni albüm
Şimdi Taha, beş yıldır ilk kez tamamıyla kendi yazdığı şarkılardan oluşan "Made In Medina-Medine'de Üretilmiştir" albümü kapsamında düzenlediği ve Londra ve Hollywood'u da kapsayan dünya turnesi ile Kuzey Afrika 'pop fusion'ını dünya pazarına taşıyor. Cezayir pop müziğini Khaled'in heyecan verici rai tarzları ile bir görenler için bu kuşkusuz bir sürpriz olacak. Paris'te kitlesel 1,2,3 Soleils şovunda Kalet ve diğer bir rai yıldızı Fadıl ile birlikte çalışmış olabilir, (albüm çok satanlar arasına girmişti) ancak Taha daha çok blues ve rock müziği ile yakından ilişkili olduğunu düşündüğü Cezayir sokak tarzından, 'chabi'den etkileniyor. Bunların her birinin bir müzikal bütünlüğün parçaları olduğu konusunda ısrar ediyor. Fransızca'dan tercüme esnasında bir parçasını yitiren bir esprisinde "Hayır, bu rai değil" diyor, "Ben daha çok bir Rai Cooder'ım. Etkilendiğim türleri Asian Dub Foundation gibi birleştiriyorum."
Yeni albüm Londra, Paris, Fas ve New Orleans'ta kaydedilmiş; ciddi bir kaynaşım bu. En iyi parçası, açılış şarkısı Barra Barra, derinden gelen bir Kuzey Afrika teması. Louisiana'lı grup Galactic'in sert gitar ritmleri ile dikkat çekiyor. Foqt Foqt ise yalan ve aldatmaca ile ilgili, öfkeli bir rock şarkısı.
Ayrıca, Nijeryalı yıldız Femi Kuti'nin de yer aldığı bir balad, İspanyol etkilerinin hissedildiği bir parça ve daha çok Avrupa ana dalga pop müziğini andıran yine de bir köşesinden Arap olan başka parçalar var. Müzik dükkânları, albümü "dünya müziği" raflarına koyabilir, ancak çalışma aslında yeni küresel pop karışımının son örneği.
Taha da kuşkusuz albümü böyle değerlendiriyor ve farklı popüler tarzların birleştirildiği üzerinde ısrar ediyor. New Orleans'ta kayıt yapmak istemiş, "Çünkü Afrika ve Amerika müziği arasında, New Orleans'a gelen Afrikalı kölelerle Kuzey Afrikalı Arapların köleleri olan siyah göçebe kabilelerinin müziği arasında bir paralellik görüyorum. New Orleans, Cezayir kenti gibi. Bir zamanlar ikisinde de Fransız kolonileri vardı, hatta New Orleans'te Cezayir denen bir bölge bile var" diyor. Bazı Louisiana Zydeco davul motifleri ile rai arasında benzerlikler görmek Taha'yı çok memnun etmiş.
Fabrika grubu
Taha, küresel pop müziği incelemelerine çocukken, 1960'larda Cezayir'deki evinde yerel müzikler dinleyerek başlar. 10 yaşına geldiğinde babası iş aramak için Fransa'ya taşınır. Taha, "bu modern kölelik gibi bir tekstil ailesinin doğmasına yol açtı" diyor. Aile de babanın peşinden gider, Taha, 17 yaşında kendisini Lion dışında bir merkezi ısıtma sistemi fabrikasında, yani nefret ettiği bir işte çalışırken bulur.
Ancak geceleri, bölgedeki Afrika toplumunun gittiği bir kulüpte, DJ'lik yapmakta, Arap müziği, rap, salsa, funk ve hoşlandığı ne varsa çalmaktadır. Aynı dönemde şiirler ve kendi deyimiyle "İngilizler'den, Clash ve Linton Kwesi Johnson'dan etkilenen" öfkeli siyasi şarkılar da yazmaya başlar. Fabrikadaki arkadaşları da kendisi gibi düşünmektedir ve burada ilk rock grubunu kurar. Carte De Séjour, yani Oturma İzni adlı grubun şarkıcısı, söz yazarı ve menejeri Taha olur.
Hayat hiçbir zaman kolay olmaz, Taha için. "Çünkü paramız yoktu ve bir çok kasetçi dükkânlarına Arapların gelmesini istemediğinden kasedimizi satmıyordu" diyor. Grup, Lions varoşlarında çalışma koşulları ve göçmenlere yapılan muamelelerle ilgili öfkeli Arap ve punk şarkıları söylemektedir. 1940'ta Charles Trenet'in yaptığı Fransız milliyetçisi Douce France-Tatlı Fransa şarkısına yaptıkları yorumla kötü bir ün kazanırlar. Taha sözlerin hiçbirini değiştirmez, ancak Fransız dinleyicilerinin çoğu, pasaklı, bohem görünüşlü, Arap şarkıcısının şarkıyı bölyesine kızgın bir ironiyle söylemesine öfkelenir. Şarkı radyolarda yasaklanır.
İlle de müzik
Carte De Séjour asla ticari bir başarı elde edemez ve Taha gündelik işler yapmak zorunda kalır. Önce fabrikada çalışır, daha sonra boyacılık, bulaşıkçılık yapar, kapı kapı dolaşıp ansiklopedi satar. 1989'da grubun dağılmasından sonra, Paris'e taşınır ve kendi kariyerini geliştirmeye çalışır. Başlangıçta, Rolling Stones ile çalışan Don Was'ın kendisini Los Angeles'e kayıt yapmak için çağırmasıyla başarı kazandığını düşünür ancak Körfez Savaşı sonrasında ABD Arap popuna hazır değildir ve Taha'nın 1991 tarihli Barbes albümü fiyasko olur.
Paris'e döner ve bir dönemin hippisi İngiliz yapımcı Steve Hillage ile çalışmaya başlar. Daha önce Taha'yı keşfeden ve Paris'teki bir kayıt şirketinde Carte De Séjour'in ilk albümünü dinledikten sonra "Bu işe girmek istiyorum. İş bu işte" diyen Hillage, grubun bir süre yapımcılığını üslenmiştir.
Hillage, Taha'nın geçtiğimiz 8 yıl içinde yaptığı herşeyle ilgilendi. Üç solo albüm ve Kuzey Afrika kökenine doğrudan eğilen birkaç yan proje. İki yıl önce, milyon satan, Khaled, Fadıl ve Mısırlı büyük orkestra ile birlikte canlı 1, 2, 3 Soleils projesi. Önceki yıl da Diwan adında başka bir deneysel çalışma yapmış, bu albüm de çok satmıştı. Bu; ud, darbuka, Arap usülü telliler ile yapılan Cezayir, Fas ve Mısır müziğinin Steve Hillage'in perküsyon programları ve 'örneklemeler' (varolan bir şarkının genellikle ritm seksiyonundaki bir bölümün yeni şarkıya yeniden kaydedilmeden eklenmesi) ile oluşturduğu çağdaş çehrede yeniden canlanmasıydı. "Bu" diyor Taha, "benim, John Lennon'un Rock'n'Roll albümü versiyonum. Onun gibi, ben de etkilendiğim şarkıları söylemek ve kendi kültürüme saygımı yansıtmak istedim."
Şimdi Made in Medina ile Cezayir kökleri, tekno, pop, eski rock müziği ve punk etkileri tek bir albümde birleştiriliyor.
ÖNCEKİ HABER

Ölümlerin durdurulması için

SONRAKİ HABER

Üniversite şirket öğrenci müşteri

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...