25 Mayıs 2001 21:00

YDD'de gençlik sorunları değişmiyor

YDD'de gençlik sorunları değişmiyor
Sennur Sezer
"Emperyalist kültür kuşatması bugün doğrudan ve en çok genç kuşağı hedefliyor, tamamiyle etkisi altına almaya çalışıyor.Toplumsal yaşamda insanlık adına ne kadar iyi ve güzel değer varsa saldırıya uğruyor, tahrip edilmeye çalışılıyor. Genç beyinler yoz, gerici, ahlaksız ve bireyci düşüncelerle kuşatılıp, geleceği karartılmaya çalışılıyor. Düşünmeyen, üretmeyen, sadece söyleneni yapan, sorunlarından uzak, geleceğini planlamayan ve her türlü gelişmeye sessiz kalan bir kuşak yaratılmak isteniyor."
Bu satırların ilk aklınıza getirdiği ülke belki de Türkiye. Ancak bu tanım Almanya'daki gençlik için yapılmış. DİDF- Jugend Türkçesiyle "Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu Gençliği 20 Mayıs'ta Nürnberg'de bir toplantı düzenledi. Üst başlığın "Entegrasyon...Uyum...Üçüncü Kuşak" olduğu toplantıdaki konuşmacılardan biri bendim, biri de DİDF -Jugend'den Sinan'dı. Sinan, Almanya'daki gençliğin sorunlarını öğrencilik, çıraklık, üniversite ve işçilik dönemlerine böldü. Okullarda yoksul öğrencilerin otuzla elli kişilik sınıflarda okumak durumunda olduğunu, bu durumun bir üst okula devamı etkileyişini anlattı. Yabancı işçilerin öğrenci çocukları içinse durum daha ağırdı. Engelleri aşıp üniversiteye gelmekse sorunları eksiltmiyordu.
Sinan örneklerle Almanya'daki gençliğin durumunu anlatırken ben daha önce Junge Stimme'de okuduğum bir yazıyı düşünüyordum. Almanya'daki yarım milyon işsiz yirmi beş yaşın altında. Bunun nedenlerinden biri 1990-1994 yılları arasında Batı Almanya'daki büyük tekellerin 72 bin "meslek yeri"ni yok etmesi. 1995 yılında 160 bin genç meslek yeri bulamamış. Çünkü 1995 yılında firmalar meslek eğitim yerlerinin yüzde 9'unu kapatmış.
Ama işverenler işsizliğin nedenini gençlerin eksik bilgilenmelerine ve yanlış meslek seçimine bağlıyorlar. Onların sloganı: "Meslek çok yapan yok!"
Ben Türkiye'deki benzer eğitim problemlerini, işsizlerin büyük çoğunluğunun genç olduğunu ve eğitimli gençliğin bu işsizlerin büyük bölümünü oluşturduğunu anlattım. Türkiye'de çalışma yaşının resmen 10-11'e düştüğünü de.
Sonra birlikte kültür kuşatmasına çözümler ürettik. Genç bir işçi, Fadime, bize kendi deneyimlerini anlattı. Sırayla şiirler okuduk. Nürnberg'te Rothenburger Caddesi 106 numarada yoğun bir pazar günü yaşandı. Oysa dışarda hava güzeldi. Dışarda hava güzeldi demek, gençler, mayo üstü gibi bulüzlerle parkta güneşleniyorlar demek Almanya'da. Ama DİDF-Gençliği sorunlarını tartışmayı güneşlenmeye yeğlemişti.
Münih'te Haus der Solidaritatsverein 'Selbsthilfe Zentrum'daki söyleşide de hava güzelliğini edebiyat yenmişti. Geislingen'de yağmuru yardımcı saymış mıydı Sport und Kulturverein (Kültür ve Spor Derneği) "Gençlik" üyeleri bilmiyorum.
Bildiğim bir şey var. Sulugöz biri oldum. Geislingen'de kültür evi yapılan küçük istasyonu görünce gözlerim doldu. Neyseki yağmur gizledi gözyaşlarımı. Münih treninde ise yer bulamayıp koridora oturdum. Kompartımanda orta yaşlı bir kadının ellerini tutuyordu orta yaşlı bir erkek. Öylesine kopmuşlardı ki dünyadan. Bakmayı sürdürürsem rahatsız ederim diye kalktım. Biraz ilerde ağlayan bir yaşlı kadın gördüm. Koridor aynasıymış.
Almanya'da aynalar her zaman gerçeği göstermiyor. Ben yaşlı değilim ki...

Evrensel'i Takip Et