09 Mayıs 2001 21:00

'Çatkapı infaz'da skandal karar

Adana'da bir kişinin "yanlışlıkla", bir kişinin de "kasten" infaz edilmesiyle ilgili davada skandal bir karar çıktı.

Paylaş
'Çatkapı infaz'da skandal karar
Kamuoyunda "çatkapı infaz davası" olarak bilinen davada kararını açıklayan mahkeme heyeti, "DHKP-C üyesi olduğu" ileri sürülen Erdinç Aslan'ın öldürülmesini "yasal savunma" olarak değerlendirdi. Bu nedenle 3 polisi beraat ettiren mahkeme, temizlik işçisi Murat Bektaş'ı "yanlışlıkla" öldüren 4 polise önce 8'er yıl ağır hapis cezası verdi, sonra da polisleri serbest bıraktı.
Polis ablukasında duruşma
Adana 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşma öncesinde polis geniş önlem alırken, çevik kuvvet ekipleri adliyenin etrafında bekletildi.
Adliyeye giren herkes tek tek arandı. Gergin olarak başlayan ve Bektaş ailesinin tamamının katıldığı duruşmada, sanık polisler F.M., N.B., H.E., A.E.ve E.Y. hazır bulundu. Adana'dan başka bir ile atanan M.T. duruşmaya katılmazken, Adana Terörden Sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı Muzzaffer Çetinkaya'nın da aralarında bulunduğu çok sayıda polis duruşma salonuna girdi. Sanık polislerin avukatları savunmalarını okuyarak, müvekkillerinin beraatini istediler. Sanık polisler ise suçsuz olduklarını iddia ederek, beraat talep ettiler.
İbretlik karar
Daha sonra kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanık polislerden F.M., M.T. ve N.B.'nin beraatine karar verdi. Mahkeme, DHKP-C üyesi olduğu iddia edilen Erdinç Arslan'ın öldürmesini "yasal savunma" olarak nitelendirerek, TCK'nın 49. maddesine göre ceza tertibine yer olmadığını iddia etti. "Hücre evi" olduğu sanılarak basılan evde ise temizlik işçisi Murat Bektaş'ın öldürülmesinden sorumlu tutulan 4 polis, TCK'nın tüm indirim maddelerinden faydalandı ve serbest kaldı. Mahkemenin ibretlik kararı ve indirim gerekçeleri şöyle: "- Polis memurları N.B., E.Y., A.E. ve H.E.'nin maktul Murat Bektaş'a yönelik eylemlere kanunun ve zaruriyetin tayin ettiği hududun aşılması suretiyle faili gayri muayyen şekilde kastı aşan müessir fiil sonucu ölüme sebebiyet vermek olarak mahkememizce nitelendirildiğinden, adı geçen sanıkların bu eylemlerinden dolayı TCK'nın 448. maddesi delaletiyle, TCK'nın 452/1. maddesi gereğince suçun işleniş şekli sanıkların kişilikleri, şahsi ve sosyal durumları nazara alınarak, taktiren 8'er sene ağır hapis cezasıyla cezalandırılmalarına,
- Sanıklara verilen cezalar TCK'nın 49. maddesi delaletiyle TCK'nın 50. maddesi uyarınca taktiren 1/6'sına kadar indirilerek ve verilen ağır hapis cezası hapis cezasına çevrilerek, sanıkların 1'er sene 4'er ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına,
- Eylem, faili gayri muayyen şeklinde ika olduğundan TCK'nın 463. maddesi uyarınca sanıklara verilen cezalar taktiren 1/2'şer nispetine indirilerek, sanıkların 8'er ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına,
- Sanıkların suçlarını ikrarları, duruşmadaki tavırları, lehlerine taktiri tahfif sebebi sayılarak ve TCK'nın 59. maddesi gereğince cezaların taktiren 1/6 nispetinde indirilerek sanıkların 6'şar ay 20'şer gün hapis cezası ile cezalandırılmalarına,
- TCK'nın 20 ve 50. maddeleri uyarınca sanıkların taktiren 3'er ay müddetle memuriyetten mahrumiyetlerine,
- Sanıkların geçmişteki hallerine, sabıkasız bulunmalarına, suç işleme eğilimlerine cezalarının tecili ileride suç işlemekten çekinmelerine neden olacağına dair mahkememizce kanaat geldiğinden sanıkların cezalarının ertelenmesine karar verildi."
Ailesine para teklif edilmiş!
Mahkeme kararı, sanık polis memurları tarafından sevinçle karşılanırken, Bektaş ailesinin tepkisine neden oldu. Murat Bektaş'ın eşi Kezban Bektaş, mahkeme çıkışında gazetecilerin soruları üzerine, polislerin devleti, yargıyı satın aldığını söyledi. Kezban Bektaş, "Emniyet müdürü davadan vazgeçmemiz için bize 7 milyar teklif etti. Ev almak istedi. Ancak biz kabul etmedik. Bizi satın alamayınca devleti satın aldılar. Biz davanın peşini bırakmayacağız. Davayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne götüreceğiz. Bakalım orayı da satın alabilecekler mi?" dedi.
'Oğlumu geri versinler'
Sürekli ağlayan ve karara tepki gösteren Murat Bektaş'ın annesi Fikriye Bektaş ise, "Polise çocuklarımızı vurmak için mi silah veriliyor, yoksa bizi korumak için mi?" diye sordu. Anne Bektaş, "Madem polisler cezalandırılmıyor, o zaman benim oğlumu geri versinler. Biz vicdanımızı rahatlatacak bir ceza istiyoruz. Benim oğlumun hiçbir suçu yoktu" dedi.
ÖNCEKİ HABER

Bush'tan Telekom ültimatomu

SONRAKİ HABER

Ölüm orucu hafızaları sildi!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa