25 Ağustos 2011 10:13

Savaş tamtamları çalarken

Hakkari Çukurca’da PKK’nin 9 askeri öldürmesinden sonra tüm Türkiye’de savaş tamtamları yeniden çalmaya başlandı. Ana akım medya çarşaf çarşaf, dağları taşları bombalayan Türk uçakları ile “hain saldırıya” “jet” yanıt verdiğini muştularken medya hokkabazı Mehmet Ali Erbi

Paylaş

M.Utku Şentürk

Hakkari Çukurca’da PKK’nin 9 askeri öldürmesinden sonra tüm Türkiye’de savaş tamtamları yeniden çalmaya başlandı. Ana akım medya çarşaf çarşaf, dağları taşları bombalayan Türk uçakları ile “hain saldırıya” “jet” yanıt verdiğini muştularken medya hokkabazı Mehmet Ali Erbil ve Kadırgalı bitirim ablamız Seda Sayan da “ara gazı” vererek bir ölüp bin geleceklerinden dem vuruyorlardı. Sanki orada ölen asker kadar gerilla da bu toprağın evladı değilmiş gibi… Sanki orada savaşan, ölen asker ve gerillalar birer Counter Strike kahramanıymış, sanalmış gibi… Sanki kendileri basında, televizyonda verdikleri onca şoven açıklamaya rağmen asker kaçağı değillermiş gibi, askerliğini yapanlarınsa yüzde 90’ı bedelli askerlik yapmamışlar gibi… Hatırlarsınız, henüz bundan 4-5 ay önce Türkiye sinema tarihinin en faşizan, en “gaz” filmlerinden biri olan Nefes’te PKK’li “bölücülere” göz açtırmayan “yiğit” yüzbaşı karakteri ile ünlenen “artizimiz” Mete Horozoğlu, yoklama kaçağı olduğu için Atatürk Havalimanı’nda gözaltına alınmıştı. “Beton Millet Sakarya” naraları atan şarkıcı, türkücü, artiz, gazeteci-yazar, bürokrat, bakan, milletvekili, sanayici, bezirgan taifemizin acaba kendileri ya da evlatları Ankara’nın 1 kilometre doğusunda askerlik yapmışlar mıdır? “Şehit” cenazeleri neden hep Güngören’den, Mamak’tan, Çiğli’den ya da Çorum’dan, Yozgat’tan, Urfa’dan kalkar da Teşvikiye’den, Ayrancı’dan, Güzelbahçe’den kalkmaz? Allah korusun yine kalkmasın kalksın demiyoruz, sadece hiçbir yerden kalkmasındır muradımız. Sevgiliyi öpecek dudaklar, sevgiliye sarılacak kollar toprak olmasındır tüm derdimiz, tasamız…
O “şehit” olan çocukların anası, babası, bacısı, kardeşi “Ölüm hep bize mi düşer usta?” diye sormadıkça, çocuklarının kanı, canı üstünden milliyetçilik, kahramanlık taslayan asker ve sivil yöneticilerin yakasına yapışmadıkça, “savaş goygoyculuğu” yapan merkez medyanın çatallı dilini ifşa etmedikçe, tüm Kürtleri ve onların Meclisteki temsilcilerini tosuncuklara hedef gösteren “kanlı şafak”ların gazetelerini çöpe atmadıkça daha çok Tansu Çillerler, Mehmet Ağarlar, Ayhan Çarkınlar bu memleketin 25 yaşını görmemiş binlerce gencinin kanına girecek…

*Gazeteci

ÖNCEKİ HABER

‘Kürklü Kadın’ paylaşılamıyor

SONRAKİ HABER

Kaddafi’yi bulana 1.7 milyon dolar