25 Nisan 2001 21:00

Alanlara çıkmaktan başka çaremiz yok

Özelleştirmeden sonra şimdi de kamu işçisinin hedef alındığını belirten Yol-İş Ankara 3 No'lu Şube Başkanı Fahri Yıldırım, alanlara çıkmaktan başka çözüm olmadığını, 1 Mayıs'ın buna göre kutlanacağını söyledi.

Paylaş
Alanlara çıkmaktan başka çaremiz yok
Sultan Özer
Yol-İş Ankara 3 No'lu Şube Başkanı Fahri Yıldırım, alanlara sadece ücret talebiyle değil, siyasal taleplerle de çıkmak gerektiğini söyledi. Ankara başta olmak üzere birçok ildeki bir aylık eylem yasağının planlı bir yasak olduğunu, ancak 1 Mayıs'ın mutlaka alanda kutlanması gerektiğini de belirten Yıldırım, bu konuda hem Yol-İş Genel Merkezi'nin hem Türk-İş'in gerekli girişimleri yapacağını belirterek, "1 Mayıs'ta alanlarda olacağız" dedi. Yasağın kalkacağını, kalkmasa bile mücadele ile kaldıracaklarını dile getiren Yıldırım'la yapılması gerekenler konusunda görüştük.
Kemal Derviş tarafından açıklanan programı nasıl değerlendiriyorsunuz?
'Ulusal Program' diye yutturulan program bizim değil, sermayenin programı. 24 Ocak, 5 Nisan kararları, 'ekonomik istikrar'la halka yıllarca 'özveride bulunun, fedakârlık yapın' dediler. Şimdi yeniden başa döndük. Krizden çıkmanın yolu olarak tek taraflı fedakârlık istiyorlar. Neyin fedakârlığını, kime yapacağız? Biz hatayı 1980'li yıllarda özelleştirmeye karşı çok ciddi adım atmayarak yaptık. Tahkim, MAI, MIGA konusunda çok ciddi davranıp, tepki koyamadık. Sosyal devleti, kamuyu yok eden, herşeyi özelleştiren zihniyete teslim olduk. Bundan sonra sosyal devleti yeniden inşa etmek gerekiyor. Bunun da mücadelesini sendikaların yapacağına inanıyorum.
Emek Programı'nın hayata geçirilmesi yönünde sizlere düşen görev nedir?
Programı hazırlamak yetmiyor, hayata geçirmenin yolu siyasete müdahale etmekten geçiyor. Eğer siz bu ülkede siyasete müdahale edemiyor, yönünü çizemiyor, belirleyici olamıyorsanız bu tip programları sadece yazmakla ve haykırmakla kalırsınız. Bunu hayata geçirmenin yolu birlik ve beraberlikten geçiyor. Birlik ve beraberliği sadece zor günlerde değil, geleceğe yönelik kurmak gerekiyor. EP siyasallaşmadığı sürece bu programın ayaklarının havada kalacağına, çok fazla mesafe katedilmeyeceğine inanıyorum. Bu siyasallaşma sürecini başlatmak, yani emeği temsil eden, emeğe, bu ülkeye, ulusal bağımsızlığa değer veren siyasi anlayışı sunmak gerekiyor.
Emek Platformu'nun siyasallaşmasından neyi kastediyorsunuz?
EP bundan sonraki değerlendirmelerinde, kendi yanında olan, çıkarlarını savunan ve bu çıkarlar doğrultusunda hareket eden, emeğe sahip çıkan partilere yönelmek; sistemin içinde, uluslararası sermayenin bekçiliğini yapan, onların çıkarları doğrultusunda Meclis'te kanun çıkartan partilerden süratle uzaklaşmak zorunda. Emeği temsil eden partiler şu anda Türkiye'de var. Ama biz yeteri derecede algılayamıyoruz, anlatamıyoruz, değer veremiyoruz.
14 Nisan eylemlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
EP'nun aldığı kararların hayata geçirilmesinde biraz aksaklıklar oldu. Bu aksaklıkların EP toplantılarında ciddi anlamda tartışılması, kararların arkasında durulması gerekiyor. Bana göre 14 Nisan'da alanlarda olmalıydık, ama çıkamadık. Bu hiyerarşik yapı içinde alınan bir karardı, o karara saygı duyduk. Ama bundan sonraki eylemlerde alınan kararlara kesinlikle uymak gerekir. Bedeli ne ise insanlar ödemelidir.
Yerel Emek Platformu'nun oluşturulması konusunda bir çabanız var mı?
Şubeler Platformu'nun oluşturulması gerekiyor. Sendikaların tabanındaki o dinamik yapıyı oluşturmak için çalışmalarımız var. TİS'ler devam ediyor, bunun dışında emeğe karşı bir saldırı var zaten. Birinci ayağı özelleştirme idi, kısmi olarak yaptılar. THY, Telekom, TEKEL'i de özelleştirerek bu basamağı tamamlamak istiyorlar. Ama artık kamu işçisine yöneldiler. Gündemde re'sen emeklilik, norm kadro uygulaması var. Bunlar karşısında sessiz kalmamız mümkün değil. Hükümet 'Ben istedim, ben yaparım' anlayışından vazgeçmeli. Konfederasyonların düşüncesi alınmadan her istediği yasayı çıkartıp, her istediği yasayı iptal edemez. Bunun bir bedeli vardır, bu bedeli ödetiriz. Alanlardan başka çaremiz yok. Ama alanlara çıkarken artık sadece ücret talebiyle değil, siyasete müdahale talebiyle çıkmalıyız. Çıkmalıyız ki kendi haklarımızı büyük ölçülerde savunabilelim.
ÖNCEKİ HABER

'Beyaz' Ersümer'e 2. gensoru

SONRAKİ HABER

Nükleerin bedeli

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...