13 Nisan 2001 21:00

Kriz yönetimi işbaşında

Medyanın esnaf öfkesini provokasyon olarak göstermek için yaptığı propaganda kriz yönetiminin halkı sindirmek için devrede olduğunu gösteriyor.

Paylaş
Kriz yönetimi işbaşında
Ekonomik kriz nedeniyle işsizlik, açlık ve sefalet ile daha çok yüz yüze gelen emekçiler IMF programına ve hükümete tepkilerini göstermek için kitlesel eylemler düzenliyorlar. Özellikle Türkiye tarihi boyunca düzenin supabı olarak görülen esnafın kendiliğinden ve kitlesel eylemleri, hükümeti ve devlet yetkililerini iyice tedirgin etti. Holding medyası ve sermaye çevreleri çözümü ara rejim, olanağanüstü hal gibi uygulamalarda aramaya başladı. Son olarak esnafın geçtiğimiz çarşamba günü tüm illerde eylem yapmaları ve Ankara'da yapılan 100 bin kişilik eyleme polisin müdahale etmesi üzerine çıkan çatışmalar hükümet yetkililerini, holding medyasını, köşe yazarlarını iyice tedirgin etti. Hep bir ağızdan sükûnet çağrıları yapmaya, "Ülke kaosa sürükleniyor" diyerek halka gözdağı vermeye başladılar.
Yasaklar ve medya propagandası
Medyanın "Provokasyon var, aranıza provokatörler giriyor" diyerek onbinlerce esnafın öfkesinin patlamasını bir grup provokatörün işi gibi gösterme çabası ile birlikte yasaklamalar da arka arkaya gelmeye başladı.
Emek Programı'nı hazırlayarak hükümete alternatifini ortaya koyan Emek Platformu'nun çok önceden belirlediği 14 Nisan mitingleri ilk olarak Ankara Valiliği'nin önümüzdeki bir ay içerisinde Ankara'daki tüm eylemleri yasaklamasıyla Ankara'da yasaklandı. Ardından da 17 il ve ilçede Emek Platformu'nun mitinglerine, "Provokasyon olur" gerekçesiyle yasak getirildi.
Yasaklama kararları ve medyanın yürüttüğü halk karşıtı propaganda akla MGK Genel Sekreterliği bünyesinde faaliyet gösteren kriz yönetiminin devrede olduğunu gösteriyor.
Merkez, bugünler için
9 Ocak 1997'de Resmi Gazetede yayınlanan yönetmelikle yasal hale gelen ve faaliyete geçen Kriz Yönetim Merkezi Yönetmeliği'nde kriz hali şöyle tarif ediliyor. "Devletin milletin bölünmez bütünlüğü ile milli hedef ve menfaatlerine yönelik hasmane tutum ve davranışların, Anayasa ile kurulan hür demokrasi düzeninin veya hak ve hürriyetlerini ortadan kaldırmaya yönelik şiddet hareketlerine ait ciddi belirtilerin ortaya çıkması veya şiddet olayları nedeniyle kamu düzeninin bozulması, terör olayları, kanunsuz grev, lokavt ve işbırakma eylemleri, etnik yapı, din mezhep farklılıklarından kaynaklanan olaylar, ağır ekonomik bunalımlar, tabii afetler durumu."
Kriz Yönetim Merkezi, MGK'ya sınırsız yetkinin tanınması anlamına geldi. Kriz Yönetim Merkezi daha önce Gazi, 1996 1 Mayıs katliamlarinda, Kardak krizinde de rol oynamıştı. Tabii afet durumunda da rol oynaması öngörülen Kirz Yönetim Merkezi'nin bu görevinin, şiddet merkezi gibi işlemesinin sadece cilası olduğu, Adana ve Marmara depremlerinde görülmüştü. Merkez buradaki felaketlere zamanında ve etkili bir biçimde müdahale edememişti.
Anayasa ve yasalara aykırı olduğu için Merkez Yönetmeliği'ni iptali istemiyle açılan dava da reddedilmişti. Kriz esnasında kamu kurum ve kuruluşları ile özel kuruluşlar bilgi, haber ve istihbaratı periyodik raporlarla BKYM'ye iletmekle yükümlü olması, toplumun "askerleştirilmesinin" bir örneği.
ÖNCEKİ HABER

Aşk olsun!

SONRAKİ HABER

Yoksulluk ve yolsuzluğa karşı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...