Yüzbinlerce esnaf yürüdü

Yüzbinlerce esnaf yürüdü
İzmir Gündoğdu Meydanı'nı dolduran 100 bine yakın esnaf, IMF politikalarını ve hükümeti protesto etti. Kepenklerini kapatarak İzmir'in bütün mahalleleri ve ilçelerinden, Alsancak'taki Gündoğan Meydanı'na akan İzmir esnafı kısa sürede meydanı doldurdu. Miting boyunca, IMF ve hükümeti protesto eden sloganlar dillerden düşmedi.
İzmir Gündoğdu Meydanı'nı dolduran onbinlerce esnaf, IMF politikalarını protesto ederek hükümeti istifaya çağırdı. Sabah saatlerinde itibaren kepenklerini kapatarak İzmir'in bütün mahalleleri ve ilçelerinden, kimileri yürüyerek, kimileri otobüs ve vapurlarla Alsancak'taki Gündoğan Meydanı'na akan İzmir esnafı yüz bin kişiyle meydanı doldurdu. İzmir Esnaf ve Sanatkârlar Birlikleri tarafından düzenlenen mitinge yaşlısı genci, kadını erkeğiyle katılan onbinlerce esnafın IMF ve hükümete tepkisi büyüktü.
Saat 11.00'de başlayacağı duyurulan mitingin saat 11.30'da başlatılmasına rağmen miting süresince esnaf alana girmeye devam etti. Pankart ve dövizlerle süslenen miting alanında "Suçumuz esnaf olmak mı?", "Vergi vermek mi?", "Hortumcu olmamak mı? Yetti artık!", "Avrupa Birliği'ne hayır", "Ulusal direniş, ulusal iktidar", "Üretmek istiyoruz", "Ecevit ölmeden, esnafı öldürdü", "ABD, IMF, DB programı değil Emek Programı", "IMF go home", "Vergimi veriyorum, hesabını soruyorum", "Kamyoncu evine ekmek götüremiyor", "Zam hükümetine hayır" yazılı pankart ve dövizler göze çarparken, "Hükümet istifa, Derviş Amerika'ya", "Hükümet paketi al başına çal", "Esnaf burada, hortumcular nerede", "Kahrolsun IMF, bağımsız Türkiye", "Esnaf uyuma, kurda kuşa yem olma" sloganları atıldı.
Hükümetin istifası istendi
Mitingde yapılan konuşmalarda Türkiye tarihinde ilk kez esnafın alanlara indiği hatırlatılarak, bunun sorumluluğunun esnafı kepenk kapatma noktasına getiren hükümette ve onların uyguladığı politikalarda olduğu belirtildi. Hükümetin esnafa vereceği hiçbir şeyin kalmadığını, açıklanan birkaç iyileştirici maddenin de hiçbir sorunlarına çare olmadığının belirtildiği konuşmada, hükümetin bir an önce istifa etmesi istendi.
'Siyasi yalaka istemiyoruz'
Bu arada İzmir Esnaf ve Sanatkârlar Birliği Başkanı Cemal Tercan'ın konuşmasını alkış ve ıslıklarla engelleyen esnaf Tercan'ı yuhaladı. Tercan'ın bu tepkilere rağmen konuşmakta ısrar etmesi üzerine kürsüye sırtını dönen esnaflar, "Siyasi yalaka istemiyoruz" diye tepkilerini dile getirdiler. Gerek Birlik Başkanı Tercan'a yapılan protestolar, gerekse mitingin içini boşaltıcı sloganlar attırmak isteyen miting tertip komitesine karşı kendi sloganlarını atmaya devam eden esnaflar, üzerinde "Zam, zulüm işte IMF" yazan tabutu parçaladılar. Esnaf ayrıca üzerinde Amerika bayrağı ve dolar işareti bulunan bir dövizi de ateşe verdi.
'Amerika'nın ilçesi olduk'
Karabağlar esnafından olduğunu söyleyen Balatacı Ali ve Tornacı Aykut adlı esnafların taşıdığı "Budur sözün Türkçesi, olduk Amerikan ilçesi" döviz esnafın tepkisinin yöneldiği noktayı özetlerken, esnafları diledikleri gibi yönlendiremediklerini anlayan miting tertip komitesi, saat 15.00'e kadar devam edileceğini duyurdukları mitingi saat 12.30'da bitirdiler. Miting alanından çevre cadde ve sokaklara dağılan binlerce esnaf buralarda da sloganlar ve alkışlarla eylemlerini devam ettirdiler. 1. ve 2. Kordon'dan yürüyen esnaf, sık sık "Ankara, Ankara duy sesimizi, bu gelen esnafın ayak sesleri" sloganını atarken hükümeti istifaya çağırdı. Büyükşehir Belediyesi önünde polis tarafından engellenen esnaflar, "Kahrolsun IMF" ve "Hükümet istifa", "Ecevit müzeye" sloganlarını attıktan sonra dağıldı. İkiçeşmelik yolu ile Eşrefpaşa'ya kadar toplu olarak yürüyen esnaf, Karabağlar'daki işyerlerine de yürüyerek gitti.
Kemeraltı esnafından destek
Mitinge, "ticaretin kalbinin attığı nokta" olarak nitelendirilen tarihi Kemeraltı esnafının tamamı kepenklerini kapatarak destek vererek, Gündoğdu Meydanı'nda düzenlenen mitinge katıldı. Kuyumcu, manifaturacı ve ayakkabıcıların bulunduğu çarşıda tamamen eyleme destek verildi. src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


F tipinde ölümler artıyor
Cezaevlerinden ölüm haberleri gelmeye devam ediyor. F tipi cezaevlerini protesto amacıyla ölüm orucunda bulunun Fatma Ersoy ve Nergiz Gülmez isimli iki tutuklu da yaşamını yitirdi. Ölüm orucu eyleminin 123. gününde yaşamını yitiren Gülmez'in cenazesi, bugün saat 13.00'de Sarıgazi Cemevi'nde düzenlenecek törenin ardından Sarıgazi Mezarlığı'nda toprağa verilecek.
Kütahya E Tipi Kapalı Cezaevi'nde DHKP/C davasından tutuklu bulunan ve Kütahya Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Ersoy, 171 gündür ölüm orucundaydı. Tunceli doğumlu olan Fatma Ersoy, 19 Aralık 2000 tarihinde Çanakkale Kapalı Cezaevi'ne yapılan kanlı operasyon sonucu Kütahya Kapalı Cezaevi'ne götürülmüştü. Fatma Ersoy'un cenazesi Tunceli'de toprağa verilecek.
Kartal Özel (F) Tip Kapalı Cezaevi'nde bulunan TKP/ML davası tutuklusu Nergiz Gülmez ise, 122 gündür ölüm orucundaydı. Kaldırıldığı Kartal Devlet Hastanesi'nde yaşamını yitiren 1972 Tunceli doğumlu Gülmez, bugün saat 13.00'te Sarıgazi Cemevi'nde yapılacak törenin ardından Sarıgazi Mezarlığı'nda toprağa verilecek.
'Görüşmeler başlatılsın'
TAYAD'lı Aileler, İHD Genel Merkezi'nde basın toplantısı düzenleyerek, cezaevlerinde 174 gündür sürdürülen ölüm oruçlarının sona erdirilmesi için bir an önce görüşmelerin başlatılmasını istediler. Aileler adına basın açıklamasını okuyan Derya Bakır, ölüm oruçlarına son verilmesi amacıyla 3 gündür Ankara'da olduklarını, ancak kimsenin ana ve babaların çığlıklarını duymadığını söyledi. "Kör bir inat sürüp gitmektedir" diyen Bakır, şöyle konuştu: "Aileler bunalım içindedir. Karşılıklı kutuplaşmanın cezasını aileler çekmektedir. Biz yetkililere sesleniyoruz. Bugün ölüm orucunun 174. gününde aldığımız haberlere göre, 84 kişi kendi ihtiyaçlarını göremez durumdadır. Yetkililer, ölüm oruçlarının sona ermesi için kaç kişinin daha ölmesini bekliyorlar."
'Tecrit kaldırılsın'
İHD İstanbul Şubesi tarafından yapılan açıklamada, 19 Aralık operasyonu ve F tipi cezaevi uygulamalarına karşı başlatılan ölüm oruçlarında bugüne kadar, Cengiz Soydaş, Bülent Çoban, Adil Kaplan, Fatma Ersoy, Nergiz Gülmez adlı tutukluların yanı sıra ölüm orucunda bulunan kardeşine destek amacıyla ölüm orucuna yatan tutuklu yakını Gülsüman Ada Dönmez'in yaşamlarını yitirdiği belirtildi. Beş kişinin yaşamını yitirmesine rağmen asıl sorumluların susmaya devam ettiğine dikkat çekilen açıklamada, şöyle denildi: "Adalet Bakanı, bir ölüm olursa istafa ederim demişti. Bir dedi, beş tutuklu öldü. Ve Türk hâlâ Adalet Bakanı. Cezaevlerinde devletin hakimiyetini kurduk diyerek bugünkü ölüm ortamını yaratan Saadettin Tantan, hâlâ İçişleri Bakanı. Bu ülkenin insan hakları savunucusu ve onurlu insanları olarak; İzlediğiniz yaşama hakkını hiçe sayan intikamcı insan hakları düşmanı politikalar ve kör inadınızdan derhal vazgeçmenizi, cezaevlerinde uygulanan tecridin kaldırılmasını ve ölümlerin durdurulmasını istiyoruz." Demokratik Mücadele Platformu tarafından yapılan yazılı açıklamada ise, ölümlere seyirci kalmanın insan olmakla bağdaşmadığı ifade edildi.
İHD'den siyah sessiz tepki
Ölüm orucunda yaşamını yitirenler için İHD İstanbul Şubesi siyah, sessiz oturma eylemi yaptı. Dün saat 18.00 sıralarında şube önünde siyah, sessiz oturma eylemi yapan 200 kişi, Adalet Bakanlığı'nı tekrar sorumluluğa çağırdı.
Basına açıklama yapan İHD Genel Başkan Yardımcısı Kiraz Biçiçi ise, hiç kimsenin sorumluluktan kaçma hakkına sahip olmadığını belirtti. Biçiçi, "Ölümler yaşanmasına rağmen Adalet Bakanı kör sağır olmuştur" diyerek, yeni bir ölümün yaşanmamasını diledi. Bu arada, Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'le görüşen TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Hüseyin Akgül, cezaevlerinde incelemelerde bulunacaklarını söyledi. Akgül görüşmeden sonra yaptığı açıklamada, TMY'nin 16. maddesi değiştirilmeden, cezaevlerinde ortak kullanım alanlarının kullanıma açılmasının kanunen mümkün olmadığını öne sürdü.