07 Nisan 2001 21:00

Bir tutuklu daha yaşamını yitirdi

Ölüm oruçlarının 170. gününde, Edirne F Tipi Cezaevi'nde bulunan TİKKO davası tutuklusu Adil Kaplan hayatını kaybetti.

Paylaş
Bir tutuklu daha yaşamını yitirdi
Cezaevlerine düzenlenen kanlı operasyonun ardından Edirne F Tipi Cezaevi'ne götürülen tutuklu Adil Kaplan, dün sabah 08.30'da hayatını kaybetti. Ölüm orucundaki Kaplan'ın, kaldırıldığı Edirne Tıp Fakültesi Hastanesi'nde yaşamını yitirdiği öğrenildi.
38 yaşındaki TİKKO davası tutuklusu Kaplan'ın bir hafta önce hastaneye kaldırıldığı, müdahaleyi kabul etmemesi üzerine tekrar cezaevine getirildiği ve iki gün önce tekrar hastaneye kaldırıldığı belirtildi. Kaplan'ın hastaneye kaldırıldığında bilincinin kapalı olduğu ve kan hücreleri tükendiği için vücudunda yaygın enfeksiyon olduğu öğrenildi. Kaplan'ın ölümü üzerine, hastaneye gelen amcası Hüseyin Kaplan ile halası ve yengesi, cenazeyi toprağa verilmek üzere Tunceli'nin Mazgirt ilçesine bağlı Avunca köyüne götürdüler.
Çeşitli kadın örgütlerinin her hafta bir araya gelerek düzenlediği "Endişeliyiz" eylemi dün yine Galatasaray Postanesi önünde tekrarlandı. Kadınlar, Adalet Bakanlığı'na endişelerini tekrarladıkları mektupları gönderdiler. İHD İstanbul Şubesi önünde dün akşam bir araya gelen 100 kişi yeni ölümler istemediklerini dile getirdiler. İHD Ankara Şube Başkanı Lütfi Demirkapı yaptığı açıklamada, "Adalet Bakanlığı adaletsiz tutumu ile topluma ölümleri seyrettiriyor" dedi. İHD Adana Şube Başkanı Şehmuz Kaya, tutukluların durumunu görmezden gelmenin insanlık dışı olduğunu belirtti. TUYAB, DMP, DETAK ve İzolasyon İşkencesine Karşı Mücadele Komitesi de birer açıklama yaparak Kaplan'ın ölümünden devletin sorumlu olduğunu söylediler.
Öte yandan Malatya Cezaevi'nde ölüm orucunda bulunan ve önceki gün fenalaşması üzerine hastaneye kaldırılan Havva Doğan'a "yanlış müdahale" yapıldığı öğrenildi. Zorla müdahale edilen Doğan'a "B1" vitamini yerine "Bemiks" vitaminin verildiği, bunun da kalıcı sakatlıklara neden olduğu açıklandı. src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


Durmuş kör, sağır
Özlem Dinler
Dalgalı kur sistemi en fazla, yaşamları ithal ilaçlara bağlı hastaları etkiliyor. Kanserin tedavisinde kullanılan Campto 100 ml, Human Albimin, Taxol 100 ml, Ambisome, Paraplatin 450, Eulexin, Megace; kan hastalarının kullandığı Desferal; diyaliz hastalığı için kullanılan Eprex, Ne Rhevnocarman; hemofilinin tedavisinde gerekli Factor 8; kalp hastalığı için kullanılan Nimotop FLK; safra kesesi hastalığı için kullanılan Ursofalk; kan uyuşmazlığının tedavisinde gerekli Hepuman; gangren için kullanılan aşı Gaz-gangren ve tetanoz aşısı Tetavax gibi hayati önem taşıyan ilaçlar, eczanelerde ve depolarda bulunmuyor.
Kanser tedavisini aksatıyor
Son günlerde sıkça gündeme gelen, ithal ilaç yokluğunun hastalara etkisi üzerine görüşlerine başvurduğumuz İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Erkan Topuz, eczanelerde ve depolarda bulunmayan kanser ilaçları nedeniyle, kanser tedavisinde yüzde 15 oranında aksaklıklar yaşandığını vurguladı.
Kanserin tedavisinde kullanılan 6 adet ilacın eczanelerde bulunmadığını kaydeden Prof. Topuz, temin edilemeyen ilaçların yerine kullandıkları diğer kanser ilaçlarından da yarı yarıya sonuç alabildiklerini söyledi.
"Bugün kanser tedavisi için 6 ilacı bulamıyoruz. Bu sayı yarın 10'a da yükselebilir" diyen Prof. Erkan Topuz, piyasadaki ilaç sıkıntısının kısa zamanda giderilmemesi halinde önümüzdeki günlerde çok ciddi sorunlarla karşılaşılacağı uyarısında bulundu.
Eczacılar Durmuş'u yalanladılar
İlaç tartışmalarına katılan eczacılar ise, "Türkiye'de hiçbir ilacın yokluğu söz konusu değildir" açıklamasında bulunan Sağlık Bakanı Osman Durmuş'u yalanladılar.
Kanser, diyaliz ve kalp hastalıklarının tedavisinde kullanılan hayati önemdeki ilaçların ve çok sayıda aşının artık ellerinde kalmadığını belirten eczacılar, Sağlık Bakanlığı'nın döviz kurunu 820 bin lira olarak belirlemesi nedeniyle ithalatçı firmaların ilaçları gümrüklerde beklettiğine dikkat çektiler. SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı gibi kurumlar eliyle ilaçların yüzde 70'ini alan devletin geri ödemeleri 3-4 ay vade ile yaptığını, buna karşılık ithalatçı firmaların peşin para ya da 5-10 gün vadeyle çalıştığını kaydeden eczacılar, "Devlet ödemeleri bir an önce yapmazsa hepimiz iflas edeceğiz" diyorlar.
ÖNCEKİ HABER

Halka polis şiddeti

SONRAKİ HABER

Festivalin en önemli konuğu: Bertolucci

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa