04 Nisan 2001 21:00

Çukurova'daki ırgatlar

Çukurova'da ırgatlar vardı, bunların çoğu doğudan Güneydoğu'dan gelip Ceyhan'ın etrafına çadırlar kuruyorlardı ve bu insanlar geçici tarım işçileri olarak pamuk tarlalarında çalışıyorlardı.

Paylaş
Çukurova'daki ırgatlar
Emine Uyar
"Çukurova'da ırgatlar vardı, bunların çoğu doğudan Güneydoğu'dan gelip Ceyhan'ın etrafına çadırlar kuruyorlardı ve bu insanlar geçici tarım işçileri olarak pamuk tarlalarında çalışıyorlardı. Onların yerli insanlarla ilişkilerinde de bazı sorunlar ve güzellikler oluyordu. Bunların çoğunu insanlardan duyuyordum. Bazılarına kendim de çocuk çalışan birisi olarak tanık oluyordum. Bunları yazmaya başladım Bu öykülerin toplamı, benim Beyaz Kısa Pantolon isimli öykülerimde var. Irgatların ve geçici tarım işçilerinin duygularını düşüncelerini, beklentilerini ekonomik sıkıntılarını geliş-gidişlerde yaşadıklarını anlatan öykülerden oluşan bir kitap" diyor, şair, öykücü, çocuk kitapları yazarı Tacim Çiçek, 'Beyaz Kısa Pantolon' isimli öykü kitabı için.
1958'de Adana'da doğan Tacim Çiçek'in ilk, orta ve lise yılları Ceyhan'da geçmiş. Yükseköğrenimini Ankara'da bitiren Çiçek, 1980 yılından beri öğretmenlik yapıyor.
Yaşadığını kanıtlamak, yaşamı güzelleştirmeye yazdıklarıyla da katkıda bulunmak istediğini söyleyen yazar, çocukların iyi şeyler okumasını da dert edinmiş ve onlar için de yazmış.
Eserleri; Damar, Evrensel Kültür, Edebiyat Gündemi, Adam Öykü gibi dergilerde yayınlanan Çiçek, Edebiyatçılar Derneği, TYS ve PEN Yazarlar Derneği üyesi.
"Önce ülkemin daha sonra ülkemle birlikte bizim gibi olan diğer ülkelerdeki insanlarının mutlu olmasını ama bunun kendiliğinden olmayacağını, bunun için bir çaba sarfetmek gerektiğini düşündüğüm için yaşamı güzelleştirmek, dönüştürmek, eserlerimle de bu mücadeleye birşeyler katmak için, yazıyorum" diyerek açıklıyor yazma nedenini.
Yazmanın doğuştan bir yetenek olmadığını, onda bir oranında yetenek gerekiyorsa onda dokuz oranında da disipline edilmiş bir çalışma gerektirdiğini söyleyen Çiçek, başlarda, içselleştirdiği, çok önemsediği ülkemizin ve dünyanın edebiyat denizine şiir denizine akan şairlerimizin şiirlerini çokça sevdiği için onlar gibi şiirler yazarak, onlara öykünerek, onlara nazire ederek bazı şiirleri yazmış. "Ülkemizin nehirleri gibi yatağını şiir anlamında derinleştiren ünlü şairlerimiz Nazım Hikmet'i, Enver Gökçe'yi, Hasan Hüseyin Korkmazgil'i, Ahmet Arif'i ve benzerlerini yani toplumsal kaygıyla şiir yazan insanları daha iyi anladıkça benim bir 'Kasabalı kemancı' olabileceğimi, onların ise gerçek birer virtiöz olduklarını gördüğümde şiire nokta koydum. Ayrı bir emek ve çaba gerektiriyor şiir yazmak. Onun için 'Kasabalı kemancı'yı gerçek şairlerin arasından çektim" şeklinde açıklıyor şiire ara verme nedenini Çiçek.
Çocuk kitapları
Bugünlerde yazarın Çınar Yayınları'ndan "Sihirli Tozun Sahipleri" isimli çocuk romanı çıkacak "Didaktik olmamak koşuluyla çocukların gereksinim duyduğu sözcük dağarcığı ve düş dünyasını geliştirici kitaplar yazacağım. Onların dostluk kardeşlik, paylaşımcılık, birliktelik gibi kendi ülkelerinin gerçekliklerini kendilerine göre kendi sözcükleriyle algılamaları yönünde ürünler olması gerektiğine inanıyorum. Bazıları, bir çocuk yazınının olmaması gerektiği iddiasındalar. Nasıl ki çocuk ayakkabısı, elbibesi varsa, besinleri varsa; beyinsel besinlerinin de onların seviyesine göre olması gerekiyor.
Tacim Çiçek, "Özellikle Marks'ın "Egemenler hangi düzeyde ortam yaratırsa, ortam da aynı düzeyde insanlar yaratır saptamasına uyan biçimde davranan, metropollerin yeni dekadancı (teslimiyetçi) bar şairleri ne yazık ki İzmir'de de varlıklarını göstererek, teslim oluyorlar olumsuzluklara ve teslim ediyorlar insani değerlerini, güzellikleri zulme" diyerek eleştiriyor bazı şair ve yazarları.
Bozkırda patlayan tüfek
Tacim Çiçek'in kısa bir süre sonra çıkacak olan, 'Bozkırda Patlayan Tüfek' isimli romanı geçici tarım işçilerinin sorunlarını anlatıyor. 'Tarım işçileri sendikası' adı altında örgütlenmek isteyen tarım işçilerinin bunu başardıklarında çalışma koşullarını belirleyeceklerini böyle bir mücadelenin de zaten gerekli olduğunu çünkü angarya yöntemlere bu insanları çalıştırmanın hiç de insanca olmadığını çağdaşlıktan demokrasiden sözeden yöneticilerin varolduğu günümüzde böye bir çıkışla kurguladığım bir roman. Behiye öğretmenin ve Topluma farklı bakış isimli bir yerel gazetenin çevresinde gelişen olaylar, günümüzün köyü, kasabası ilçe ve ilini kapsayan bir roman. Naifliği ise postmodern söylemle yazılmış bir roman değil. Yalın, herkesin anlayabileceği, hatta çok basit bulabileceği, bir dili ve kurgusu olan bir roman. İnsanlar okudukları zaman hatta işte böyle şeyler olabilir mi diyecekleri cinsten olaylar da var ama ben benim tanıdığım insanlar bu tip olayları yaşadılar. Köylülerin sendikalaşması sorununun ülkemizde romanlara girdiğini sanmıyorum. Bu anlamda ütopik olabilir ama ütopyalar sonuçta gerçekleşen düşünceler bütünü diye düşünüyorum".
ÖNCEKİ HABER

'Çağdaş' üniversitede işçi pazarı

SONRAKİ HABER

Şeker de tekellerin kucağında

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...