15 Mart 2001 22:00

İstifa etsinler!

Emek Platformu yarından itibaren 'ulusal talan programı'na karşı eylemlere başlıyor. Türk-İş 1. Bölge Temsilcisi Faruk Büyükkucak, bu kararların başlangıç olduğunu ve geliştirilmesi gerektiğini söyledi.

Paylaş
İstifa etsinler!
Muzaffer Özkurt
Hükümetin çalışanların belini büken ekonomik uygulamaları ve son yaşanan kriz sonrası toplanan Emek Platformu emekçilerin isteklerini duyurmak ve hak alabilmek için bir dizi eylem kararı aldı. Emek Platformu'nun aldığı kararlar ve emek hareketinin durumu konusunda görüştüğümüz Türk-İş 1. Bölge Temsilcisi Faruk Büyükkucak, alınan kararların başlangıç olduğunu ve bunun geliştirilerek sürdürülmesi gerektiğini söyledi. Büyükkucak, sendika ve konfederasyonlarda taban ve yöneticiler arasındaki uçurumun azaltılması gerektiğini ve yapılacak eylemlerin sonuç almaya yönelik olması gerektiğini söyledi.
Krizi ve sonrasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ülkede yaşayan herkesi doğrudan etkileyen siyasal ve ekonomik bir kriz söz konusu. Bunun nedeni siyasi iktidarların basiretsizliğidir ve en az 10 yıllık bir geçmişi var. Emek cephesi olarak konuyu ele alırsak sokaklarda, eylemlerde IMF konusunu gündeme getirdik. IMF nedir? DB nedir? Paneller yaptık. IMF'nin ne olduğunu ortaya koymaya çalıştık. Ancak bizi bu konuda şartlanmış olarak gördüler.Geçen zaman çalışanların aynı görüşü ortaya koymasının doğruluğunu gösterdi. IMF programı değil Türkiye kendi programını hazırlasın diyorduk. Bu gün doğruluğumuz ortaya çıktı. Bu durum tüm kesimlerce de görüldü. Bizi bu hale yönetenler getirdi. Onlardan beklediğimiz bir erdem vardı istifa etmelerini istiyorduk bunu yapmadılar. Belli adımlar atılması gerekiyorsa bunu hükümet yapmalıydı. Beklentimizi karşılamadılar. Üç bürokratı cımbızla çekip günah keçisi yapamazlar. Halkı böyle kandıramazlar. Hükümete inançlarını kaybettiklerini söylüyor insanlar. 'Susma sustukça sıra sana gelecek' sloganı siyasi olarak görülüyordu ama bu hayata geçti. En başta gazeteciler, köşe yazarları dahil hepsi gördü. Binlercesi için sanki iş güvencesi lazım değildi! Şimdi onlar da ateş çemberinin içinde. Şimdi bir birlikteliğin zamanının geldiğini ve meşrû eylemlerin hayata geçmesi gerektiğini görüyoruz. Birlikte mücadele ülkenin geleceği ve halkın geleceği açısından bir an önce başlamalı.
Emek Platformu toplandı ve belli kararlar aldı. Bu bir adım olabilir mi?
Bunun başlangıcı olarak Emek Platformu'nun aldığı kararlar ki bu platformun daha da genişletilmesi taraftarıyız. Bu hali bile yetersiz. 9 maddeden oluşan istekler var. Kendi bölgem için söylüyorum iyi bir plan ve programla hayata geçireceğiz. Nereye kadar denirse, hükümetler sağlıklı bir demokratik yapıya gelecek, halkın sesine kulak verecek ve önerilerimize onay verecek noktaya gelene kadar bu hareketin devam etmesinden yanayız. Emek Platformu'nun kuruluşu güzel ama işleyiş tarzında ve hareketliliğinde eksiklikler var. Emek Platformu startı verdiğinde ülke gündemine oturur ve bunu kullanması gerekir. Çünkü bu hükümet rica ile gitmeyecek, ar damarı çatlamış. Ancak meşrû zeminde hareketlilikle oynayacaklar yerlerinden. Tek eksik, birlikte hareket etme ve dayanışma eksikliği.
Bir çok eylem yapıldı ama sonuç alınamadı. Bundan sonra neler yapılmalı?
Geçmişteki mitingler var. Son bir yıldır eylem biçiminin değişmesi gerektiğini söylüyorum. Bizim hak ve taleplerimiz için miting alanlarına gitmenin çare olmadığını görmeye başladım. Biz derdimizi anlatamıyoruz. Vahşi kapitalizmin göbeğinde kartel medyası var. Emek cephesine yer verilmiyor. Bu yönde yayın yapanlara destek verilmesi ve diğerlerini hizaya sokmak için onları okumamak ve seyretmemek gibi bir çizgiye girmeliyiz. Ama bunu yapamadık. Öte yandan Ankara'ya yüzbinlerce insanı taşıyoruz. 'Bizi artık götürmeyin' demeye başladılar. Ortada değişen bir şey yok. Sorunlarımız var. İşçi bunu söylüyorsa sendikacılar yöneticiler dikkate almalı ve Ankara'ya gidiyorsak sorunlar çözülene kadar Güven Park'ta durmalıyız. Bakanlar gelip işçinin ne istediğini sorsun. Süzgeçten geçmiş 10 önerim varsa bunlardan 5'ine tamam diyorsa, tamam. Sendikacılar gerektiğinde bedel ödemeyi göze alan kimseler olmalıdır. İnsan haklarına saygılı yasaların çıkarılması, kanun devleti yerine hukuk devletinin sağlanmasıdır isteklerimiz. İnsanların bağırdığı özgürlük ve katılımcı demokrasidir. Ekonomik yönden zayıflamış insanların temsilcileri olarak daha sağlıklı bir yaşam nasıl oluşturulur? Bunlar istenmeli. Bunu nasıl sağlarız bu tartışılmalı ve yapılması gereken bu. Mitingler artık yüzbinleri toplayıp bağırıp çağırıp geri dönen bir yapıdan çıkmalı.
Topkapı ve Bağcılar gibi ilçe ve bölgelerde yerel emekçi platformlar oluşturuluyor. Bu konudaki düşünceleriniz nelerdir?
Tabandan gelen hareket sağlıklı bir harekettir. Taban ve tavan arasında korkunç bir uçurum var ve sürüyor. Bu uçurum kapatılmalıdır. Yöneticilerle tezgâh başındakini yaklaştıracak bir harekettir. Böyle olursa temsil ettiği insan hakkında bilgi edinir. İşçi de yöneticiyi tanır. Platformlarla da bu uçurum ortadan kalkacaktır. Güzel ve olması gereken bir çalışma. Bazen taban ve bazen de yukarıdan gelen istekler yanlış olabilir. Bu uçurumun kapanması hataları azaltacaktır. Şimdiki hata şu: Yukarısı karar alıyor ve aşağısı uyguluyor. Taban bundan rahatsız oluyor. Tartışmaya açalım diyor. Emek Platformu'nda 15 genel başkan bir araya gelip karar aldı. Böyle olmamalı. Ama ben bunu yapıyorum. 'Karar alındı, gelin' demiyorum. Temsilciliğe bağlı 78 şubeyle bu konuyu tartışacağım. Çünkü ben onlarla, onlar da temsilcilerle tartışacak. Yoksa yapılan eylemlerden ya da kararlardan netice alınamaz. Taban hareketini sağlayacak tek şey aradaki uçurumun azalması.
ÖNCEKİ HABER

CHP'de istifa rüzgârları

SONRAKİ HABER

Şimdi uçurtma zamanı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...