13 Mart 2001 22:00

Zaferin ayak sesleri

Siyanürcü şirket Eurogold'a karşı yıllardır mücadele eden Bergamalı köylüler önceki akşam "Hukuka saygı yürüyüşü" düzenlediler.

Paylaş
Zaferin ayak sesleri
Özer Akdemir
Bergama köylüleri topraklarını, sularını ve yaşam alanlarını tehdit eden çok uluslu Eurogold şirketine karşı verdikleri mücadeleye devam ediyorlar. 11 yılı aşkın bir süredir devam eden Bergama Köylüsü'nün mücadelesi, Sağlık Bakanlığı'nın yargı kararlarını hiçe sayarak madene çalışma izni vermesinden sonra yeni bir boyut kazandı. Bergama köylüleri topraklarını-sularını zehirleyen, çocuklarının geleceğini karartan, bir avuç altın için ülke topraklarını yağmaya açan ve son olarak da hak-hukuk tanımadan yargı kararlarını ayaklar altına alan zihniyete karşı, seslerini çoğaltıyorlar.
Madende çalışmalar başladı
"Sağlık Bakanlığı'nın bir yıllık geçici izni"nin ardından, siyanürlü yöntemle altın çıkarımına başlamak üzere olan Eurogold Şirketi'nin madene iş makinaları getirmesi ve işçi giriş çıkışlarının başlaması üzerine, önceki gün Narlıca Köyü Meydanı'nında toplanan 3 bini aşkın Bergama köylüsü, meşalelerle madene yürüdü. Saat 14.00'ten itibaren Narlıca Köyü meydanında toplanmaya başlayan Bergama'nın Çamköy, Tepeköy, Pınar Köy, Yenikent, Süleymanlı, Ovacık, Yalnız Ev, Aşağı Kırıklar, Sahancı, Eğrigöl, Tekkedere, Sarıdere, Karahıdır köylerinden gelen köylülere, İzmir, Aliağa ve çevre ilçelerden gelen çok sayıda sendika, kitle örgütü ve siyasi parti temsilcileri de destek verdiler. Köylülerin eylemine destek için gelenler arasında EMEP İzmir İl Başkanı Cabbar Demirci, EMEP Aliağa ve Bergama ilçe yöneticileri ile üyeleri, Petrol İş Aliağa Şube Başkanı İskender Büyükçolak, yönetim kurulu üyeleri ve işyeri temsilcileri, TÜMTİS İzmir Şube Başkanı Hasan Yayık, KESK GYK üyesi Hayri Mete, BES İzmir Şube Başkanı Ramis Sağlam, Kimya Mühendisleri Odası'ndan Zeliha Baltacıoğlu, Hava İş'ten pilot Bahadır Altan ile ADD İzmir Şubesi üyeleri bulunuyordu.
Yargı kararları uygulansın
Eylem öncesi köy meydanınıda toplanan köylülere hitaben konuşan Bergama Çevre Yürütme Kurulu Başkanı Oktay Konyar, ülkenin tüm zenginliklerini satmakta tereddüt etmeyenlerin Bergama köylülerinin onurlarını satamayacağını belirterek, "Bergama Köylüsü yıllardır yargı kararlarının uygulanmasını sağlamak için yürüyor, kararlar uygulanana kadar da yürümeye devam edecektir. Sizin kendi yaşam hakkınız kadar ülkenin bağımsızlığı için de yaptığınız bu yürüyüşler zaferin ayak sesleridir" dedi. Yargı kararlarını uygulamakla görevli olan başta vali olmak üzere kamu görevlilerinin, görevlerini yerine getiremediğini vurgulayan Konyar, "Bergama'da siyanür yöntemiyle altın aranmasına izin verenler, DGM'de yargılanıp, cezaevlerine yüzlerini kapatarak gidenler gibi olacaklardır" dedi. Konyar, bu yılın en önemli eylemini gerçekleştirdiklerini, eyleme de "Hukuka saygı yürüyüşü" adını verdiklerini belirterek, konuşmasını sona erdirdi.
Jandarma barikatı
Bu konuşmanın ardından ellerin de meşalelerle en önde kadınlar arkada erkekler olmak üzere dizilen ve 1 kilometreyi aşan bir zincir oluşturan üç bini aşkın köylü disiplinli bir şekilde Narlıca'dan Eurogold Şirketi'ne doğru yürüyüşe geçti. Daha yürüyüş başlamadan önce çevreyi ablukaya alan jandarma ve Foça'dan gelen komandoların, yaklaşık 35 askeri araçla her yanı kuşattıkları görüldü. Askerlerin bu kadar sayı ile ve tepeden tırnağa silahlanmış bir şekilde karşılarında olmasına tepki gösteren köylülerden Pınarköy'lü Üzeyir amca, "Köye girişlerinde saydım tam 35 araç asker gelmiş. Devletin, ekonominin krizde olduğunu söyleyenler, bizim üzerimize hangi akla hizmet 35 araçlık asker gönderiyorlar" diyerek tepkisini dile getirdi. İlk jandarma barikatıyla madenin giriş kapısında karşılaşan köylüler, burada kısa bir tartışmanın ardından yollarına devam ederek, madenin önünden İzmir-Çanakkale yoluna doğru yürüyüşlerine devam ettiler. İzmir-Çanakkale yol ayrımında yeniden barikat kuran jandarma, buradan öteye gidilmesine izin verilmeyeceğini söyledi. Bergama İlçe Jandarma Komutan Vekili Jandarma Kıdemli Astsubay Cevdet Özdeyli'nin, İzmir-Çanakkale yolunda akan trafiği göstererek, "Bu araç trafiğinin olduğu bir yolda yürümek istemekle hayatınızı tehlikeye atıyorsunuz" demesine köylüler, "Bu maden yüzünden bizim hayatımız zaten tehlikede, bizim önümüze duracağınıza gidin madeni kapatın" diye yanıt verdiler. Jandarmanın barikatı açmamakta ısrar etmesi üzerine bir süre oturma eylemi yapan köylüler, bu arada "Siyanüre hayır" sloganını attılar. Jandarmanın tutumunu protesto eden köylülerden ihtiyar bir köylü kadın, "Biz madenden öleceğimize burada ölmek istiyoruz" dedi. Yaklaşık bir saatlik bir görüşmenin ardından, yolun kenarından yürüyüşlerine devam eden köylüler, Ovacık Köyü önünden geçerken eyleme katılmayanları alkışlarla protesto ettiler.
Eurogold gidecek
Bir süre şehirler arası yolun izlenmesiyle devam eden yürüyüş, daha sonra yürüyüşün başladığı Narlıca Köyü'ne giden başka bir yola sapılarak devam etti. Yürüyüş boyunca izlenen yolla Eurogold şirketinin bulunduğu tepenin çevresi dolaşılmış oldu. Yediden yetmişe, kadını erkeğiyle, küçük çocuğundan 80 yaşındaki ninesiyle gecenin bir yarısında, ellerinde meşaleler 10 kilometrelik yolu yürüyen köylüler, yol boyunca "Türkiye Afrika olmayacak", "Halkız haklıyız kazanacağız", "Eurogold gidecek bu iş bitecek", "Siyanürcü şirket Bergama'yı terket" sloganlarını attılar.
Çok sayıda gazetecinin izlediği yürüyüş yaklaşık üç saat sürdü ve başladığı Narlıca köyünde sona erdi. src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


Aydın Doğan, iletişim öğrencilerine dava açtı
Medya patronu Aydın Doğan, Türkiye basın tarihinde bir ilki gerçekleştirdi. Dördüncü Kuvvet Medya isimli internet sitesinde yayınlanan bir haberden dolayı, hem sitenin künyesinde bulunan isimlere bakarak istihbarat servisinin tamamına, hem de bu kişiler arasında bulunan ve siteye gönüllü destek sağlayan iki iletişim fakültesi öğrencisine dava açtı. İletişim Meslek Lisesi açıp her yıl öğrencilere ödül dağıtan Aydın Doğan, "iletişim öğrencilerini mahkemeye veren ilk medya patronu" ünvanını kazandı.
Dördüncü Kuvvet Medya isimli internet sitesinde "Almanya'dan Şok Fotoğraflar" başlığı ile yayınlanan haber dolayısıyla Doğan Medya Grubu'nun sahibi Aydın Doğan, 25 milyar liralık tazminat davası açtı. Söz konusu haberde Almanya'dan gönderilen fotoğrafa yer verilmişti. Fotoğrafın yarısı Doğu Perinçek'in Çiller Özel Örgütü kitabının 194. sayfasında yayınlanmıştı. Ancak siteye gönderilen fotoğrafın tamamında Aydın Doğan, Özer Çiller, Deniz Kuvvetleri eski Komutanı Orhan Karabulut ve uyuşturucu kaçakçısı Hüseyin Duman birarada görülüyordu. Özer Çiller ise "Hüseyin Duman" denilen kişinin Mimar Esen Kale olduğunu açıklamıştı. Haber üzerine künye sayfasında adı geçen 4 kişiye birden açılan dava dilekçesinde bu kişilerden Ahmet Tezcan'ın Dördüncü Kuvvet Medya'nın sahibi, Ertuğrul Acar editör, Melisa Gerçil ile Ece Gökak Haber Sorumlusu olarak gösterildi. Dördüncü Kuvvet Medya'dan yapılan açıklamada, Acar hariç, yazılan hiç bir ünvanın gerçeğe uymadığı belirtilerek, Tezcan'ın sitenin sahibi değil kurucusu olduğu, Gerçil ve Gökak'ın "gönüllü mesai harcayan katılımcı" niteliğinde olduğu ifade edildi.
2 genç iletişim öğrencisi
Açıklamada, 4 kişinin bu mesai karşılığında ücret almadığı vurgulanarak, Ertuğrul Acar'ın İletişim Fakültesi'nden yeni mezun, Gerçil ve Gökak'ın ise halen İletişim Fakültesi öğrencisi olduğuna dikkat çekildi. Dava konusu haberden haberi kaleme alan Tezcan hariç hiçbirinin sorumlu olmadığının belirtildiği açıklamada "Dördüncü Kuvvet Medya'ya bir kaç kez gelerek gazetelerden haber taraması yaparak katkı sağlayan, daha sonra sınavlar nedeniyle derslerine ağırlık vererek, Dördüncü Kuvvet Medya'yı sadece internetten takip edebilen ve isimleri 'gönüllü katılımcı oldukları belirtilsin ve bununla gurur duyabilsinler' diye künyeye alınan Melisa ile Ece'nin belki de bu haberden haberleri bile yok" denildi.
Doğan ilklere imza attı!
Dördüncü Kuvvet Medya'nın davayı duyurduğu haberinde şu noktalara dikkat çekildi: "Medyanın neredeyse tamamına hükmeden en büyük patron konumundaki Aydın Doğan, bu dava dilekçesiyle, Türkiye Basın Tarihi'nde ilk kez bir haber yüzünden "istihbarat servisi" ya da "haber merkezi"nde bulunan herkesi mahkemeye verip tazminat istiyor. Gazeteci yetiştirmek üzere Gazetecilik Meslek Lisesi açan ve her yıl iletişim öğrencileri arasında yarışma düzenleyerek ödüller dağıtan Aydın Doğan, bu dava sayesinde; iletişim öğrencilerini mahkemeye vererek 25 milyar lira tazminat isteyen ilk medya patronu ünvanını kazanıyor. Bir haber organının; üstünde ayrıntılı açıklaması da bulunan künyesi, belki Türk Hukuk Tarihi'nde ilk kez 'yorumlanarak' dilekçeye aktarılıyor." İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi'ne açılan davanın ilk duruşması 1 Mayıs 2001 tarihinde görülecek.
<>Dava dilekçesinde itiraf
Dördüncü Kuvvet Medya sitesi dava dilekçesini ise, "Açık suç itirafı" olarak yorumluyor. Dilekçede "Müvekkil Aydın Doğan bugün Türkiye'de en çok satan ve kendine belli bir yer edinmiş iki büyük gazetenin ve yine en çok izlenen televizyon kanalının sahibidir" denildiğine dikkat çekilerek, bunun bir suç itirafı olduğu belirtiliyor. Buna gerekçe olarak ise 3984 Sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınlar Hakkında Kanun'un 29. Maddesi gösteriliyor. Çünkü söz konusu madde hem gazete, hem radyo, hem televizyon sahibi olmayı çok açık ve net bir şekilde yasaklıyor.
Bir kaç yıl önce de Milliyet'in o dönemdeki Genel Yayın Müdürü Derya Sazak, Aydın Doğan'ın hem Hürriyet ve Milliyet gazeteleri ile Kanal D Televizyonu'nun yüzde 51 hisse ile sahibi olduğunu yazmış, daha sonra da Kanal 7'de yayınlanan Dördüncü Kuvvet Medya programında bu itiraf ve ihbarı tekrarlamıştı. Kanal 7 yöneticileri de o günlerde kanlı-bıçaklı oldukları Doğan hakkında, kendi Genel Yayın Müdürü'nün ifadesine dayanarak suç duyurusunda bulunmuşlardı.
RTÜK Başkanı doğrulandı
Dördüncü Kuvvet Medya, RTÜK Başkanı Nuri Kayış'ın medyada tekelleşme olduğunu belirterek, 3984 Sayılı Kanun'un 29. Maddesi'nin "hile" ile ihlal edilerek devletin kandırıldığını öne sürüp, devlete verilen hisse oranlarının gerçeği yansıtmadığını açıkladığını hatırlatıyor. Sitede, şayet Aydın Doğan'ın avukatı tarafından kaleme alınan bu cümledeki itiraf doğru değilse, o zaman da Hürriyet, Milliyet, Radikal, Kanal D, CNN-Türk ve Doğan Grubu radyolarında hisselerin kimlere ait olduğu, bu kişilerin nasıl hisse sahibi olabildikleri ile gerçek mal ve gelir beyanlarının açıklanması gerektiğini ifade ediyor.
ÖNCEKİ HABER

SBF'de bunalımdan çıkış

SONRAKİ HABER

Şarkı gibi türküler

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...