24 Ağustos 2011 11:26

Tarihe atılmış bir çığlık

TANRI Kimseyi Duymuyor Özen Yula’nın dünyanın değişmeyen düzenine bir sitemi, geçmişin hâlâ aynı şekilde devam etmesine olan eleştirisi. İlk basımı 2005 yılında Yapı Kredi Yayınları tarafından yapılan kitap, nisan ayında Everest Yayınları tarafından yeniden yayımlandı. 14 öyküden oluşan kitapta öykülerin i&cced

Tarihe atılmış bir çığlık
Paylaş
Bahar Çelik

TANRI Kimseyi Duymuyor Özen Yula’nın dünyanın değişmeyen düzenine bir sitemi, geçmişin hâlâ aynı şekilde devam etmesine olan eleştirisi. İlk basımı 2005 yılında Yapı Kredi Yayınları tarafından yapılan kitap, nisan ayında Everest Yayınları tarafından yeniden yayımlandı. 14 öyküden oluşan kitapta öykülerin içeriğini aşk, iktidar, aile içi şiddet, toplumsal baskılar ile tüm bunlara dair derin bir sorgulama oluşturuyor. Yüzyıllar öncesine gittiğimiz öykülerin bir yerinde kimi zaman kendini aşikar eden yazar, okuyucuları götürdüğü tarih sayfalarından bugünle yüzleşmeye çağırıyor.
Yarı masal olan bazı öykülerde, masalın akışına kapılmışken, bir anda kendimizi tam da bugünün ortasında buluyoruz.
“Ah Yazı” isimli öyküsünde eski çağlarda yaşayan bir tarih yazıcısının tanıklığını anlatırken, toplumun aslında o günden bu yana hiç değişmediğini, her zaman nasıl iktidarın yanında yer aldığını aktarıyor. Zalimler mazlumları alt ederken, gözleri görmeyen, kulakları duymayan, güce tapan halka sitem ediyor, yalancı tarihçilere gönderme yapıyor.

Kitabın ikinci öyküsü olan “Teklifsiz” masal ile gerçeği iç içe geçirmiş bir öykü. Öyküdeki büyükanne, güvercin Sitare’nin hikayesini anlatırken mutlu bir masal dinleyeceğinizi zannediyorsanız yanılıyorsunuz. Zira yazarın sizi bu dünyanın çirkin gerçeklerinden koparmaya hiç niyeti yok. Üstelik bunu bir masal ya da çocukluk gibi hülyalı, pembe sayılabilecek bir döneme ait anlatı ile yan yana koyuyor ki bu öyküyü daha can acıtıcı ve rahatsız edici hale getiriyor.  

“İpekböceği” ve “Masal Yok” isimli öyküler de benzer bir hisler yaratıyor okuyucuda. Çocuk istismarının konu olduğu bu öyküler derin bir umutsuzluk barındırıyor. Öyle ki okuduktan sonra kendinize gelmenizin uzun süreceği muhakkak.
“Bu Dem” isimli öykü de ise son yılların en popüler tarihi şahsiyetlerinden biri olan Şems var. Fakat hikayenin asıl öznesi beklenildiği üzere Şems değil, onun ihtiraslı aşığı.

Tanrı Kimseyi Duymuyor yoğun anlatımlı, acı dilli, umutsuzluk dolu bir kitap. Dünyanın değişmeyen düzenine bir lanet belki de. Yula, acı olanı karşıtı ile yan yana koyarak vermek istediği rahatsızlığı başarı ile aktarıyor ki bu onu daha etkileyici yapıyor. Mutlu bir ailenin şirin kızının maruz kaldığı ensesti anlatırken, minik kızı bir melek gibi değil de küçük bir cadı olarak tasvir etmesi Yula’nın öykülerindeki dikkat çekici yön.  Onun öykülerinde iyi ile kötü en doğal halleri ile yan yana duruyor. İçerdiği tüm bu acıya ve umutsuzluğa rağmen, anlatımdaki başarı ve  kimi öykülerde aldığımız şiirimsi tat Yula’nın bizlere hediyesi oluyor.

[email protected]

Özen Yula, Tanrı Kimseyi  Duymuyor, Everest Yayınları, Nisan 2011, 167 s

ÖNCEKİ HABER

Kültür Sanat Sendikası, protokolde yok

SONRAKİ HABER

Arjen Arî’ye mektup

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...