06 Mart 2001 22:00

Hükümette kavga günleri

Bir Amerikan-Özkan operasyonu ile "süper bakan" yapılan Kemal Derviş'in pozisyonu hem koalisyon partileri arasında hem de partilerin içinde önemli kavgalara kaynaklık edecek görünüyor.

Paylaş
Hükümette kavga günleri
Ayhan Özgür
Dünya Bankası 2. Başkanı olan Kemal Derviş'in Amerika'dan "Merkez Bankası başkanı adayı" olarak uçağa binip, Ankara'ya; bir "kurtarıcı", "süper bakan", "ekonominin tek sorumlusu bakan" olarak inmesi, hükümetteki çatlakları derinleştiren yeni gelişmelere yol verecek görünüyor.
Daha Kemal Dreviş'in adının ilk gündeme gelmesinden itibaren, Mesut Yılmaz'ın öne fırlayıp, "Merkez Bankası başkanı yapacağız" demesine karşın, Ecevit'in medyadaki adamlarının Derviş'i "süper bakan" ilan etmesiyle ortalık bir miktar karışmıştı. Ancak Kemal Derviş'in arkasına konan medya ve Amerikan desteği karşısında koalisyon ortakları Ecevit'e karşı çıkamamış, sadece kendilerine bağlı ekonomik kuruluşları Derviş'e devretmeyerek, bir tutum koyuyor görünmekle yetinmişlerdi. Böylece, basında "ekonomiden sorumlu tek patron" ilan edilen Derviş, sadece "ekonominin bir bölümünden sorumlu bakan" olarak göreve başlamıştı. Bu ise; önümüzdeki günlerin aynı zamanda bir "yetki çatışması" ve Devriş'in Ecevit, medya ve Amerikan desteği ile tüm yetkiyi elinde toplama kavgası vereceği günler olacağı anlamına gelmektedir.
ABD-ÖZKAN OPERASYONU
Amerikan vatandaşlığından Amerikan ajanlığına kadar pek çok "marifeti" ve "özelliği" tartışılan Kemal Derviş'in kimsenin pek tanımadığı bir kişiyken birkaç günde "kurtarıcı" ilan edilmesine gelen süreç; Amerika'nın arka bahçesi" olarak tarif edilen Orta Amerika ülkelerinde yürütülen tipik "Amerikan operasyonları" süreçlerine benzemesiyle dikkat çekiyor. Bu Amerikan operasyonunun içerdeki ayağının ise Ecevit'in "omuzbaşı bakanı Hüsamettin Özkan" olduğunu herkes biliyor. Çünkü olup biten, bu sefer saklanmaya, kılıfına uydurulmaya bile ihtiyaç duyulmadan adeta medyanın önünde düzenlenen bir "postmodern gizli operasyon" olarak cereyan etti. Çünkü; birkaç gün içinde, adamın adı ortaya çıktı; Amerika'nın Ankara Büyükelçisi Pearson Başbakan Yardımcısı Özkan'la görüştü; Amerika, IMF ve Dünya Bankası, "Derviş bakan olsa daha iyi olur diyorlar" dendi; Merkez Bankası başkanlığı önerilecek denilen adam "süper bakan" oldu. Ve bir "düğmeye" basılmış gibi bütün propaganda merkezleri; "kurtarıcı"nın peşine takıldı. Artık varsa yoksa 'O'ydu. Son birkaç hafta içinde olup bitenden sonra, "Derviş operasyonu"nun "ABD-Özkan operasyonu" olduğundan artık kimse kuşku duymuyor.
ÖZKAN'A AMERİKAN YARDIMI, KEMAL DERVİŞ
Olup bitenler hükmetin üç kanadının kendi içinde olduğu kadar, bundan da daha çok ortaklar arasında çatlağı büyütücü rol oynadı.
"Derviş'i Türkiye'ye getiren lider Ecevit" olsa da; DSP'nin de kendi içinde rahatsız olduğu belirtiliyor. Nitekim Zekeriya Temizel'in Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu Başkanlığı'ndan istifa etmesinin bu gelişmeyle bağlantılı olduğu ve Temizel'in aslında DSP'de önemli ağırlığa sahip bir kesimi temsil ettiği belirtiliyor. Ve DSP'de Ecevit sonrasına oynayan iki kliğin, Özkan ve Temizel etrafında şekillenmeye başladığına, Derviş operasyonu ile Özkan'ın ABD ve uluslararası tekellerle yakınlaşmada atak yaptığına dikkat çekiliyor.
HÜKÜMETTE DE ÇATLAK BÜYÜYOR
ANAP ve MHP içinde de, "Derviş'in süper bakan" olmasına karşı olunduğu, Bahçeli ve Yılmaz'ın Ecevit karşısında yeterince atak olmamalarını kendi partileri içinde eleştirildiği artık bililnen bir şey.
Partilerin kendi içlerine yönelik olarak üstü örtülü eleştirileri, koalisyon ortakları arasında daha açıkça yürüyor. Ecevit'in "Ortaklar arasında büyük uyum var" demesi ise sadece "gerçeğin yarısı"nı yansıtıyor. Çünkü, 57. hükümetin "büyük uyumu"; halka karşı alınan önlemlerde, emek düşmanı politikaların hayata geçmesinde; ülkeyi emperyalizm karşısında derbederliğe sürükleyecek kararların alınmasında söz konusu. Bu konuda ortaklar tam bir bütünlük içindeler. Ama, sermayeye nasıl hizmet edileceği, iktidar nimetlerinin nasıl bölüşüleceğine gelince uyumsuzluk, hatta açık kavgalar başlıyor.
MHP'NİN YAYIN ORGANI MUHALEFETİN ORGANI GİBİ
Son gelişmeleri MHP'li yöneticiler açıkça eleştiriyorlar. Bahçeli bile, Derviş'le ilgili olarak; "Başbakan odur, onun icraatıdır" diye, sorumluluğu almadığını ilan ederken, MHP'nin yayın organı Ortadoğu gazetesi de gelişmelere duyduğu hoşnutsuzluğu, Kurban Bayramı'nın ilk günü çıkan sayısında "Derviş koalisyonu sarstı" biçiminde verererek gösterdi. ANAP'ı da aşağılayarak, Mesut Yılmaz'ı "son genel başkan" ilan eden Ortadoğu'nun "yorumcusu" ve kısa zaman sonra bu "12 Eylül fidanlığında çimlenen siyasi anlayışın son kalıntısı"nın dağılacağını iddia etti. DSP'yi "hızla düşen parti", Ecevit'i de "korkunç kaprisli", "yetki kıskancı" olarak suçlayan Ortadoğu, Kemal Derviş sonrası gelişmelerin koalisyonda sarsıntı yarattığını belirtmekten geri durmadı.
SERMAYE CEPHESİNDE ÇATLAK BÜYÜYECEK
Kemal Derviş üstünden yürütülen ve "bütün sorunların birkaç ay içinde çözüleceği" havası pompalayan propaganda kampanyası, birkaç hafta daha halkı oyalayabilir. Ama, lafla hayatın gerçekleri çatışınca gerçeğin hükümünü icra edeceği apaçıktır. Bu nedenle; bugün "krizin aşılacağı"na dair üstünde birleşilen, tekellerin ve emperyalizmin çıkarlarını merkezine alan "mucizevi çözümler"in ülkeyi daha çok kaosa sürükleyeceği çok kısa zamanda görülecektir. Ve bu çözümsüzlüklerin, aralarında pek çok gerçek ve sanal çatışma nedenleri hızla artan sermaye güçleri ve onların partilerinin arasında büyük kavgaları kışkırtacağından şüphe duyulamaz. Ama bu kavgalardan ülkenin, emekçilerin başarıyla çıkmasının tek koşulu ise; emek güçlerini sermaye ve onun partilerinden bağımsız bir güç olarak, emeğin kendi programı etrafında birleşip ülkenin kaderine el koymak için harekete geçmeleridir.
ÖNCEKİ HABER

Gübrede tekel kırılamadı

SONRAKİ HABER

Kadınlar 8 Mart'a hazır

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...