05 Mart 2001 22:00

Sınırlar, mayınlar ve atlar

Son yıllarda dikkat çeken yapımların üretildiği İran'da çekilen "Sarhoş Atlar Zamanı" İran'ın Kürt bölgesinde, geçimlerini kaçakçılıkla sağlayan insanların hayatını anlatıyor.

Paylaş
Sınırlar, mayınlar ve atlar
Şenay Aydemir
İran sinemasına ilgi, özellikle son yıllarda hızla artıyor. Ancak, Hollywood'un egemenliği altındaki dünya sinema pazarında ulusal sinemalar tutunmaya çalışırken, İran sinemasının vizyon filmleri olması oldukça zor. İran filmlerinin, eskiye oranla uluslararası arenada daha fazla boy göstermesi yıllardır saklı kalan bir hazinenin gün ışığına çıkması gibi bir etki yaratsa da; ilginin büyük bir kısmının son yıllarda batılı aydında vuku bulan 'otantizm' sevdasından kaynaklandığını da belirtmek gerek.
İran'a ilgi
İran sinemasının 'keşfedilmesinin', batı toplumlarında yaygın bir şekilde kültür hayatına egemen olan 'otantizm' tadlı romanlardan bağımsız olmadığı da bir gerçek. Bu kavrayış, İran sinemasınında bir doğru anlaşılma sonunu yaratsa da, son yıllardaki iyi örnekler dünya sinemasında adından söz ettiriyor.
Cuma günü gösterime giren, "Sarhoş Atlar Zamanı" da Türkiye'de festivaller dışında gösterim olanağı bulabilen ilk İran filmi olma özelliği taşıyor. Filmin bir diğer özelliği de Türkiye'de gösterime giren ilk Kürtçe film olması. Kürtçenin tartışıldığı bir dönemde, her fırsatta gerici olmakla suçlanan İran'da çekilen Kürtçe bir filmin Türkiye'de bu bakımdan bir ilk olması ise ayrı bir trajediye işaret ediyor.
Genç yönetmenlerden Bahman Ghobadi'nin filmi "Sarhoş Atlar Zamanı" İran Kürdistanı'nda geçen bir hikâyeyi konu ediniyor.
İran'ın Kürt bölgesinde doğan Bahman Ghobadi, çocukluğunu İran-Irak savaşı esnasında yaşamış bir kişi. Önceleri radyoda çalışan daha sonra yönetmenlik yapmaya başlayan Ghobadi, 1995-1999 yılları arasında 10'a yakın kısa film çekerek birçok ödül kazanmıştı.
Yönetmen, çekimleri iki yıl süren bu filmin konusunu, kısa filmi "Life in Fog"u çekerken tanıştığı bir çocuktan esinlenerek oluşturmuş. Film, Cannes Film Festival'inde Altın Kamera ve FIPRESCI Ödülü'ne layık görüldü.
Oyuncular amatörlerden seçilmiş
Sınırda yaşayan fakir insanların yaşadığı zorlukları ve onca yükü taşımak zorunda kalan atların çektiği acıları yansıtan filmin çekimlerinde bölgede yaşayan kişilerin büyük katkısı olmuş.
İran-Irak sınırında yaşayan Kürtlerin, var olma savaşlarını anlatan filmin önemli özelliklerinden birisi de rol olan oyuncuların, bölge insanlarından seçilmesi.
Eyüp, İran'ın Irak sınırındaki dağlarda 4 kardeşiyle beraber yoksulluk içinde bir hayat sürmektedir. Annelerini uzun zaman evvel kaybeden kardeşlerin kaçakçı olan babaları da çok uzaklardadır. Babalarının kaçakçılık yaparken katırıyla birlikte bir mayının patlaması sonucu ölmesi üzerine evin geçimini sağlama işi Eyüp'ün üzerine kalır. Okulunu bırakmak zorunda kalan küçük çocuk, zor kış şartlarında kaçakçılık yaparak bir yandan kardeşlerinin geçimini sağlamak diğer taraftan da kısa zaman içinde ameliyat olması gereken kardeşi Madi'nin ameliyat masraflarını karşılamak zorundadır. Ancak bütün çabalarına rağmen gerekli parayı toplayamaz. Ve ablası, Rojin Madi'nin ameliyat edilmesi karşılığında Iraklı bir Kürtle evlenmek zorunda kalır. Ama işler beklendiği gibi gitmez.
Kürt'ün ortak hikâyeleri
Ghobadi'nin filmi Kürtlere ilişkin hikâyeler anlatan birçok filmin kaçınılmaz temalarına yer veriyor. Dört ülkeye dağılmış yirmi milyondan fazla Kürt insanı birbirinden ayıran sınırlar, sınırlar boyu döşenen mayınlar ve atlar.
Sarhoş Atlar Zamanı'nın Yılmaz Güney'in Yol'una benzeyen birçok ortak karesinin bulunması da bu özellikten olsa gerek. Sınırlar boyu yol alan, karlı dağların arasına sıkışmış insanlar ve bu toplakların vazgeçilmez hayvanı at.
Belgesel tadında
"Sarhoş Atlar Zamanı" öyle kurgulanmasa da bir belgesel havasında başlıyor ve bitiyor. Yönetmen Ghobadi öykünün yalın halinin etkileyici olduğunu düşünmüş olacak ki, seyirciyi sarsacak, duygusal tepkiler vermesine neden olacak sinema oyunlarına başvurmak yerine, bir belgeselci gibi kaçakçıların peşine takılmayı uygun bulmuş. Film, bu bakımdan oldukça mütevazı, ama bir o kadar da etkileyici.
Filmin öne çıkan yanlarından birisi de, mekân kurgusunun düzenlenmesindeki başarı. Dağlar, karla kaplanmış yollar arasında kalan insanların öyküsünü izleyen izleyici, kahramanlarının aksine, bu 'basık' coğrafyadan boğulmuyor. Yönetmenin insan yüzlerine kapaklanan kederi gösterirkenki başarısı; kapanan yolların, karlı dağların hikâyedeki önemini sunuşta da kendisini gösteriyor.
Amatör oyuncularının rollerinin altında ezilmediği, sade ve duru bir anlatımla bezenmiş "Sarhoş Atlar Zamanı" haftanın en çok öne çıkan filmi.
ÖNCEKİ HABER

Mahkemeler 2001'e hızlı başladı

SONRAKİ HABER

Kayıplar için yeni iddia

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...