27 Şubat 2001 22:00

İşkence ticarete dönüştü

İşkence aletlerinin üretimi ve pazarlamasıyla ilgili bir rapor hazırlayan Uluslararası Af Örgütü, bu aletlerin ticaret hacminin büyüdüğünü ortaya koydu.

Paylaş
İşkence ticarete dönüştü
Uluslararası Af Örgütü tarafından (AI); askeri, güvenlik ve polis ekipman ve eğitiminin işkencede kullanılması ve bunun ticareti konusu üzerine hazırlanan raporda, işkencecilerin kendilerini her gün biraz daha gelişkin hale gelen malzemelerle silahlandırdığı, bu aletlerin ticaret hacminin de büyüdüğü vurgulandı. Raporda "Bu aletler arasında yüksek voltajlı elektroşok sersemletici silahlar ve kitle kontrolüne yönelik kimyasallar da yer alırken, işkenceciler zapt aletleri gibi eski model gereçleri de amaçları için kullanmayı sürdürüyor" denildi.
AI'nın "İşkence Ticaretini Durdurmak" başlıklı raporu, yüksek voltajlı elektroşok sersemletici jop, kalkan, sersemletici silah ve kemerlerin uluslararası ticaretinin 1990'lı yıllar boyunca yaygınlaştığını ortaya koyuyor. Bunlar arasında, 90 metre uzağa kadar kurbana tele bağlı "olta kancası" fırlatabilen "tazerler", mahkuma takılan ve uzaktan kumandayla kontrol edilen sersemletici kemerler de bulunuyor. Bu kemerler, mahkûmun böbreklerine 8 saniye boyunca yaklaşık 50.000 volt vermesiyle meşhur. Raporda, bu teknolojinin Amerika Birleşik Devletleri'nde başladığı ve Asya, Avrupa ve Güney Afrika'ya yayıldığına dikkat çekiliyor.
'İhraç derhal yasaklanmalı'
Uluslararası Af Örgütü'nün rapor üzerinde çalışan araştırmacılarından Brian Wood, 1970'lerde yüksek voltajlı elektroşok sersemletici silahlar sattığı bilinen yalnızca iki şirket olduğunu, ancak şimdi dünya çapında bu işi yapan 150'den fazla şirket olduğunu belirterek, "Bu malzemenin işkencecilerin eline geçmesini önleyecek katı kontrol mekanizmaları bulunmadığı için, sorumlu hükümetler bu aletlerin ihracını derhal yasaklamalıdır" dedi.
Son 2 yıl içinde, 22 ülkede bulunan 150'den fazla şirketin elektroşok silah ürettiğinin veya pazarladığının ifade edildiği raporda, şu bilgilere yer veriliyor: "Şimdi, Tayvan, Güney Kore ve Çin şirketleri belki de ABD'deki şirketlerden daha fazla elektroşok sersemletici silah üretmekte. Alman, Fransız ve İsrail şirketleri de kilit üreticiler arasında ve son dönemlerde Polonya, Rusya, Çek Cumhuriyeti, Meksika, Brezilya ve Güney Afrika şirketleri de bunlara katıldı. Güney Afrika hükümeti halen elektroşok aletlerinin Asya'da satışı için çalışırken, bunları kendi mahkûmları üzerinde de kullanıyor."
'Ölüme neden oluyor'
AI'nın "işkenceyi durdurmak için" bir yıl boyunca sürecek olan kampanyasının bir dizi etkinliğinden biri olan "İşkence Ticaretini Durdurmak" adlı raporunda, 40'tan fazla şirketin ağır insan hakları ihlallerinde kullanılabilen mekanik zapt gereçleri ve kimyasal spreyler gibi daha konvansiyonel güvenlik gereçlerinin ticaretini yaptığı da gözler önüne seriliyor. Bir İngiliz şirketi olan Pains-Wessex'in, 1997 yılında Zambia'da çoğu kadın ve çocuk olan barışçıl göstericiler üzerinde kullanılan gözyaşı bombaları ürettiğinin kaydedildi raporda, "Buna rağmen Birleşik Krallık (BK) Hükümeti'nin silah ithalatı üzerine hazırladığı son yıllık rapor, 1999 yılında BK'ın Zaire'ye CS bombaları ve gözyaşı gazı/tahriş edici mühimmatın ithal edilmesi için ruhsat verdiğini ortaya çıkardı. BK gözyaşı gazı Kenya'da kötü kullanıldığında ve satışı durdurulduğunda, Kenya polisi malzemeyi Fransa'dan almıştı" denildi.
ABD'li subaylar eğitiyor
Raporda, ABD'de biber gazı spreyleri gibi kimyasal silahların birçok ölüme neden olduğu belirtilerek, uygun bağımsız testler sonuçlanıncaya kadar bu tip silahların uluslararası transferinin askıya alınması gerektiği söylendi. Raporda, bir ABD şirketinin de polise biber gazı püskürten fırlatıcılar sattığı ve bunların ilk kez 1999'da Seattle'da protestocular üzerinde kullanıldığı vurgulandı.
Yayınlanan rapora göre, uluslararası olarak öğretilen askeri, güvenlik ve polis uzmanlığı da işkence için kullanılıyor. ABD Amerika Ülkeleri Okulu'nun yüzlerce mezununun Güney Amerika'daki insan hakları ihlallerine bulaştığının ifade edildiği raporda, bu askeri okulun, ABD ve dışında yabancı subayların eğitildiği 150'den fazla merkezden bir tanesi olduğu belirtiliyor. Bu okullarda, insan hakları hakkında genel bilgi içerikli eğitim ise minimum düzeyde olduğu kaydediliyor.
İşkenceye Fransa'dan destek
Uluslararası Af Örgütü'nün raporu ayrıca, Fransız güvenlik eğitiminin Togo'da halkın sindirilmesi ve işkence amaçlı kullanıldığını da anlatıyor. Togo Ulusal İnsan Hakları Komisyonu tarafından Ağustos 1990'te 4 kişiye işkence yapılması emrini vermekle suçlanan Togo jandarmasından yüksek rütbeli bir subayın, daha sonra Fransız hükümeti tarafından Ulusal Şeref Nişanı'yla ödüllendirildiğine dikkat çekilerek, şu örnek veriliyor: "Bir başka olay ise, İsrail güvenlik güçleri güney Lübnan'daki meşhur Khiam gözaltı merkezindeki gardiyan ve sorgucuları merkezin kapandığı Mayıs 2000'e kadar eğitmiş ve para vermiş, ve daha sonra İsrailli görevliler işkence altında alınmış bilgileri kullanmışlardır." src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


Halk, yetkililere güvenmiyor
İçişleri Bakanı Sadettin Tantan, Eğer ekonomik hayat içerisinde yolsuzluk varsa, halkın içerisinde de vardır. İşadamında eğer yolsuzluk varsa, o yolsuzluk işadamı, siyasetçi, bürokrat birlikteliği içerisinde olmaktadır" dedi.
İçişleri Bakanlığı Strateji Merkezi Başkanlığı ile Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etütler Vakfı'nın (TESEV) koordineli olarak hazırlayıp yürüttükleri "Yolsuzluk Konusunda Bilimsel Araştırma ve Mücadele Yöntemleri Projesi"nin ilk aşaması olan "Hanehalkı Araştırması" sonuçları dün Boğaziçi Üniversitesi Kültür Merkezi'nde yapılan bir toplantıyla basına açıklandı.
Yolsuzluklarla mücadele yürütülürken engellemenin olmadığını iddia eden Tantan, öte yandan da bir yolsuzluk dosyasının bir buçuk yıl bir savcının önünde beklemesinin de düşündürücü olduğunu söyledi.
Basının yolsuzluklar konusundaki tutumunu da eleştiren Tantan, "Yolsuzlukla mücadelede Amerika ve Avrupa ülkelerine bakıldığında, yolsuzluk ekonomisinin en üst seviyeye çıktığı noktalarda basının ve medyanın bütün işkollarından güçlü bir konuma geldiği dikkatle görülmüştür" diye konuştu. Türkiye'de basının halkın fakirleşmesinde, kültürel erozyon yaşamasında bir mimar gibi çalıştığını kaydetti.
Tantan'ın konuşmasının ardından kürsüye çıkan Boğaziçi Üniversitesi Prof. Dr. Ali Çarkoğlu, hazırlanan araştırma hakkında bilgi verdi. 19 Ekim, 24 Kasım tarihleri arasında 17 il merkezi ve bağlı ilçelerde araştırmanın gerçekleştiğini belirten Çarkoğlu, bu araştırma sırasında 3021 kişiyle yüz yüze görüştüklerini söyledi.
Halk devlete güvenmiyor
İnsanların rüşvet ve yolsuzlukla ilgili ilişkisinin, deneyiminin sorgulandığı araştırmada, halkın büyük bir bölümü kamu kurumlarının yasalara uymasını ve bütün insanlara eşit davranmasını istediği sonucu ortaya çıktı. Araştırmaya göre halk; trafik polisinin, vergi dairelerinin ve gümrüklerin verdiği hizmetten memmun değil. Türkiye'nin, çözülmesi gereken önemli sorununun enflasyon olduğu sonucunun çıktığı araştırmada, düşünce ve fikir özgürlüğü, sosyal güvenlik ve ahlaki yozlaşma çözülmesi gereken önemli sorunlar olarak görülmüyor. Araştırmaya göre en dürüst mesleklerin başında öğretmenlik, subaylık ve hakimlik gelirken, milletvekillerine hiç güvenilmiyor.
Medyanın etkisi
Medyanın estirdiği rüzgarın etkisinde kalmış kişilerle yapılmış olduğu her sonucundan anlaşılan raporun aslında gerçekleri yansıtmadığının bir başka göstergesi ise, en güvenilen kurumların başında Akut ve üniversitelerin gelmesi. Araştırmada güvenilmeyen kurumların başında ise siyasi partiler, TBMM ve merkezi yönetim geliyor.
Ayrıca, yolsuzlukla mücadelenin engellenmemesi için halkın hesap sorabileceği düzenlemelere gidilmesini istediği gerçeği de araştırmalarda gizlenemiyor. Araştırmaya göre halk, belediyelerde,yerel yönetimlerde rüşvetin ve kayırmanın olduğuna inanıyor. En çok rüşvet alan kurumların başında trafik polisleri, gümrük çalışanları ve vergi idarelerinin gösterildiği araştırmada, silahlı kuvvetlerde yolsuzluk olabileceğini söyleyenlerin oranı yüzde 17.
ÖNCEKİ HABER

'İktisadi bunalım şiddetleniyor'

SONRAKİ HABER

Kültürel mirasa ideolojik bakılıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...