22 Şubat 2001 22:00
AST, her zaman seyirciyi yakaladı'
Ankara Sanat Tiyatrosu (AST), "40. Yılına Doğru AST" konulu bir panelle 38. kuruluş yıldönümünü kutladı. AST'ın her zaman, üretimleriyle seyirciyi yakalamayı başardığı ifade edildi
AST, her zaman seyirciyi yakaladı'
Ankara Sanat Tiyatrosu (AST), "40. Yılına Doğru AST" konulu bir panelle 38'nci kuruluş yıldönümünü kutladı. Panele konuşmacı olarak, DTCF Tiyatro Bölümü Öğretim Üyesi Sevda Şener, eleştirmen Atila Sav ve gazetemiz yazarı Aydın Çubukçu katıldı. Panelde, AST'ın, geçmişten bugüne kadar uzanan tarihi değerlendirilerek, AST'ın her zaman, üretimleriyle seyirciyi yakalamayı başardığı ifade edildi.
AST'ın 1963 yılında başlayan serüvenin her zaman takipçisi olduğunu ifade eden Sevda Şener, AST'ın o yıllarda coşkulu bir seyircisi olduğunu ve düşüncelerinin AST'da yankı bulduğunu belirtti. AST'ın şaşırtan, değiştiren ve yenileyen bir tiyatro olduğunu söyleyen Şener, geçmiş yıllarda AST'ın kadrosunun çok başarılı olduğunu ve kendisini kalkındırmayı bildiğini dile getirerek, AST'ın yeniden sağlam bir kadroya ihtiyaç duyduğu tespitini yaptı. Şener, Devlet Tiyatroları (DT)'nin iflas ettiği bu dönemde dinamizmi kazandırıcak iyi oyunculara ihtiyaç duyulduğuna dikkat çekti.
AST'ın kurulduğu yıllarda, bir yıl içinde seyirci kitlesinin oluştuğunu belirten Atila Sav ise AST'ın izleyici tarafından benimsendiğini kaydetti. Sanatın siyasetten kopuk olamayacağına dikkat çeken Sav, 12 Mart döneminde "sanat politikanın emrindedir" görüşünün egemen olduğunu ve bu egemen düşüncenin AST'da da tartışmalara yol açtığını bildirdi. Askeri otoritenin AST'ın çalışmalarını engellediğini belirten Sav, AST'ın bu dönemden sonra yeniden eski ilkeleriyle sanat hayatına devam ettiğini söyledi.
12 Eylül'le birlikte toplumun kültürel anlayışının ve değer yargılarının değiştiğini ifade eden Sav, değer yargılarının değişmesiye Türk tiyatrosunun bunalıma girdiğine işaret etti. Sav, teknoloji ile birlikte tiyatronun toplumsal olma özelliğini yitirdiğini dile getirerek, halkın ilgi alanının küreselleşme olgusu ile birlikte başka alanlara kanalize edilmek istendiğine işaret etti. Sav, toplumu yine tiyatro izleyicisi haline getirebilecek bir atılıma ihtiyaç duyulduğunu vurguladı.
Aydın Çubukçu da, AST'ın eski yıllarda, bugün bile güncelliğini koruyabilen oyunlar sergilediğini belirterek, AST'ın kurulduğu ilk yıllarda toplumun damarını yakalayabilmeyi başardığını ifade etti. AST'ın, toplumun bir adım önünde olma çabasının gözardı edilemeyeceğini söyleyen Çubukçu, yaşadığımız bu yıllarda üretimlerde kolaycılığa kaçıldığına dikkat çekti. Çubukçu, toplumun muhalif dalgasının gittikçe büyüdüğüne işaret ederek, bu toplumsal damarın yakalanmasıyla, sanatta yeniden bir ayağa kalkışın yaşanabileceğini söyledi.
Ankara Sanat Tiyatrosu (AST), "40. Yılına Doğru AST" konulu bir panelle 38'nci kuruluş yıldönümünü kutladı. Panele konuşmacı olarak, DTCF Tiyatro Bölümü Öğretim Üyesi Sevda Şener, eleştirmen Atila Sav ve gazetemiz yazarı Aydın Çubukçu katıldı. Panelde, AST'ın, geçmişten bugüne kadar uzanan tarihi değerlendirilerek, AST'ın her zaman, üretimleriyle seyirciyi yakalamayı başardığı ifade edildi.
AST'ın 1963 yılında başlayan serüvenin her zaman takipçisi olduğunu ifade eden Sevda Şener, AST'ın o yıllarda coşkulu bir seyircisi olduğunu ve düşüncelerinin AST'da yankı bulduğunu belirtti. AST'ın şaşırtan, değiştiren ve yenileyen bir tiyatro olduğunu söyleyen Şener, geçmiş yıllarda AST'ın kadrosunun çok başarılı olduğunu ve kendisini kalkındırmayı bildiğini dile getirerek, AST'ın yeniden sağlam bir kadroya ihtiyaç duyduğu tespitini yaptı. Şener, Devlet Tiyatroları (DT)'nin iflas ettiği bu dönemde dinamizmi kazandırıcak iyi oyunculara ihtiyaç duyulduğuna dikkat çekti.
AST'ın kurulduğu yıllarda, bir yıl içinde seyirci kitlesinin oluştuğunu belirten Atila Sav ise AST'ın izleyici tarafından benimsendiğini kaydetti. Sanatın siyasetten kopuk olamayacağına dikkat çeken Sav, 12 Mart döneminde "sanat politikanın emrindedir" görüşünün egemen olduğunu ve bu egemen düşüncenin AST'da da tartışmalara yol açtığını bildirdi. Askeri otoritenin AST'ın çalışmalarını engellediğini belirten Sav, AST'ın bu dönemden sonra yeniden eski ilkeleriyle sanat hayatına devam ettiğini söyledi.
12 Eylül'le birlikte toplumun kültürel anlayışının ve değer yargılarının değiştiğini ifade eden Sav, değer yargılarının değişmesiye Türk tiyatrosunun bunalıma girdiğine işaret etti. Sav, teknoloji ile birlikte tiyatronun toplumsal olma özelliğini yitirdiğini dile getirerek, halkın ilgi alanının küreselleşme olgusu ile birlikte başka alanlara kanalize edilmek istendiğine işaret etti. Sav, toplumu yine tiyatro izleyicisi haline getirebilecek bir atılıma ihtiyaç duyulduğunu vurguladı.
Aydın Çubukçu da, AST'ın eski yıllarda, bugün bile güncelliğini koruyabilen oyunlar sergilediğini belirterek, AST'ın kurulduğu ilk yıllarda toplumun damarını yakalayabilmeyi başardığını ifade etti. AST'ın, toplumun bir adım önünde olma çabasının gözardı edilemeyeceğini söyleyen Çubukçu, yaşadığımız bu yıllarda üretimlerde kolaycılığa kaçıldığına dikkat çekti. Çubukçu, toplumun muhalif dalgasının gittikçe büyüdüğüne işaret ederek, bu toplumsal damarın yakalanmasıyla, sanatta yeniden bir ayağa kalkışın yaşanabileceğini söyledi.
EVRENSEL EGE
Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...
