22 Şubat 2001 22:00

OHAL'deki ihlaller BM merceğinde

Diyarbakır'da temaslarını sürdüren BM İnsan Hakları Komisyonu özel raportörü Esma Jahangir, dün HADEP, Eğitim-Sen İHD, DGM Başsavcılığı ve Emniyet Müdürlüğü'nü ziyaret ederek yetkililerden bölgedeki gelişmeler hakkında bilgi aldı.

Paylaş
OHAL'deki ihlaller BM merceğinde
Diyarbakır'da temaslarını sürdüren BM İnsan Hakları Komisyonu (Yargısız İnfazları Önleme Komitesi) özel raportörü Esma Jahangir, dün HADEP, Eğitim-Sen İHD, DGM Başsavcılığı ve Emniyet Müdürlüğü'nü ziyaret ederek yetkililerden bölgedeki gelişmeler hakkında bilgi aldı.
Dün sabah ilk olarak HADEP il başkanı Ali İrküt'ü ziyaret eden Jahangir, bölgedeki son durum hakkında bilgi aldı. Görüşme sonrası görüştüğümüz İrküt, Jahangir'in, 'partileri üzerindeki baskılar, neden HADEP'in hedef olduğu, kültürel haklar konusundaki gelişmeler ve bölgede yaşanan faili meçhul saldırı ve kayıplar' konusunda sorular sorduğunu söyledi.
Düşüncelerini Jahangir'e aktardıklarını belirten İrküt, partilerine yönelik baskı ve saldırıları içeren bir dosyayı ve Silopi kayıpları öncesinde Serdar Tanış'ın Cumhurbaşkanı ve Savcılığa verdiği dilekçeleri sunduklarını söyledi.
Türkiye'nin 9 yıldan bu yana BM heyetlerinin bölgede inceleme yapmasına izin vermediğini hatırlatan İrküt, böyle bir süreçte, hükümetin heyete onay vermesini olumlu bulduklarını ifade etti.
Sorunları aramızda çözmeliyiz
BM üyesi olan Türkiye'nin tüm kararlara uyması gerektiğini belirten Ürküt, "BM'nin olumlu havanın yaratılması yönünde etkisi olursa iyi olur. Ama kendi sorunlarımızı kendi aramızda çözmeliyiz. Bu konuda devletin kapıları bize açılmalıdır. Kültürel alanda olsun, Kopenhag kriterlerinde olsun, hiçbir olumlu adım atılmadı. Türkiye'nin demokrasi ve kalkınma sorunu var. Biz üzerimize düşeni yapmaya hazırız" şeklinde konuştu.
Sürgün listesi sunuldu
Jahangir daha sonra 17 yönetici ve üyesinin sürgün edildiği Eğitim-Sen şubesini ziyaret etti. Şube Başkanı Hayrettin Altun tarafından Jahangir'e sendika çalışmaları ve yaşadıkları zorluklar konusunda bir rapor sunuldu. Raporda, Diyarbakır'da sendikalara yönelik yaşanan hak ihlalleri, anti-demokratik uygulamalar ve faili meçhul cinayete kurban giden Eğitim-Sen üyesi öğretmenlerin yaşam öykülerini içeren bilgiler de yer aldı.
Ailelerle görüşme
İHD şubesini de ziyaret eden Jahangir, burada faili meçhul cinayet ve yargısız infazlara kurban giden, Kerem Özgen'in eşi Pembe Özgen, Mardun-Savur'da evinde öldürülen Murat Akman'ın babası Faysal Akman, Şırnak-İdil'de infaz edilen Ramazan Yazıcı'nın eşi ve annesi ile Mardin-Mazıdağ'da öldürülen İbrahim, Mome ve Orhan Önen'in yakını İbrahim Önen ile görüştü. Jahangir, İHD şube başkanı Av. Osman Baydemir'den de bölgede Kürtçe yayın yapan televizyonların olup olmadığını da sordu.
Öğleden sonra DGM Cumhuriyet Başsavcısı ve Emniyet Müdürü ile görüşen Jahangir, temaslarını bugün Batman'da sürdürecek. src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


Gün mücadele günüdür
Hülya Kavuk
Adana'da, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü etkinlikleri için siyasi partilerin, sendikaların, çeşitli dernek ve kitle örgütlerinin biraraya geldiği bir platform oluşturuldu. Platformda 13 kurum temsilcisi yer alıyor. Platform içerisinde siyasi partilerden EMEP, ÖDP, HADEP, SİP, sendikalardan KESK'e bağlı bazı şubeler ile İHD gibi kurumlar bulunuyor. 8 Mart Kadın Platformu 20 Ocak'tan bu yana çalışmalarını sürdürüyor.
Platformdaki siyasi parti temsilcilerinin, 8 Mart çalışmalarının partiler açısından gidişatı konusundaki değerlendirmelerini aldık.
'IMF politikalarına karşı alanlarda olacağız'
EMEP Kadın Kollarından Pınar Balaban, parti olarak 8 Mart çalışmalarını, IMF politikalarının emekçi kadınlar üzerindeki etkisi ve kadınların kadın olmaktan kaynaklı yaşadığı sorunlar çerçevesinde yürüttüklerini söyledi. Dünya Emekçi Kadınlar Günü çalışmalarını yaklaşık bir aydır sürdürdüklerini vurgulayan Balaban, daha önce yaptıkları kermes etkinliğini 8 Mart'la taçlandırmak istediklerini ifade etti. Balaban, mahallelerde daha önceden başlayan kadın toplantılarının 8 Mart'la daha hızlı bir şekilde devam ettiğini söyleyerek, emekçilerin ve özellikle kadınların, IMF ve hükümetin politikalarıyla ülkenin daha büyük bir batağa sürüklendiğinin farkına vardıklarını kaydetti. IMF'ye yönelik emekçi tepkisini alanlara taşıyacaklarını vurgulayan Balaban, EMEP Kadın Kolları olarak 8 Mart'la ilgili mahallelere ve fabrikalara yönelik bildiri hazırladıklarını bildirdi. Balaban, "Ayrıca bir basın açıklaması yaparak, Kadın Platformu olarak düzenlemeyi düşündüğümüz mitinge basın yoluyla da çağrı yapacağız" dedi.
Ekonomik durumu ve bunun kadınlar üzerindeki etkisini de değerlendiren Balaban, Türkiye'nin son dönemde bir kriz ülkesi haline getirildiğini ifade etti. Balaban, krizlerin faturasının her zamanki gibi işçi ve emekçilere ödetildiğini de hatırlattı.
Balaban, IMF politikalarının ürünü olan özelleştirmelerle, Telekom, THY, TEKEL gibi ülkenin can damarı olan işletmelerin satılacağını ve bunun sonucunda bir çok işçinin işten atılacağını vurguladı. Bütün bu saldırıların durması ve birleşik bir mücadelenin yayılması için 8 Mart'ın bir fırsat olduğunu belirten Balaban, "Gün artık kadınların birleşip mücadele etme günüdür" dedi.
'Sorunlar demokratik ortamda çözülür'
HADEP Merkezi Kadın Kolları Yönetim Kurulu Üyesi Ülkü Adıyaman ise, öncelikle Adana'da yaşamakta olan kadınlarının nesnel koşullarına değinerek, "Adana'da güçlü bir kadın kitlesi söz konusu. Doğudan göç etmek zorunda kalan ve çok fazla ekonomik sorun yaşayan bir kadın kitlesi bu. Kadınlar sorunların farkında ve alanlara dökülmeye hazır aslında" tespitinde bulundu.
Ekonomik ve siyasal gelişmelerin en çok kadınları etkilediğini belirten Adıyaman, özellikle çalışan kadınların (sendikalı çalışsalar dahi) kadın olmaktan kaynaklı bir çok problem yaşadığını ifade etti. Çalışan kadının özelleştirmelerle beraber işgüvencesini bile kaybettiğini vurgulayan Adıyaman, düzenin kadınlara düşünmeyen, sorgulamayan, köleliği içselleştirmiş, sistemi tahlil edemeyen bir rol biçtiğinin altını çizdi.
HADEP olarak bu yıl 8 Mart'a çok kitlesel katılacaklarını belirten Adıyaman, sloganlarının "Demokratik toplum özgür birliktelik için kadınlar el ele" olacağını bildirdi. Adıyaman, 2000 yılında gerçekleştirilen "Küresel Kadın Yürüyüşü"nün daha da genişlemesi ve örgütlü bir kadın mücadelesine dönüşmesi gerektiğini vurguladı.
Son dönemde parti olarak büyük sorunlar yaşadıklarını da söyleyen Adıyaman, "8 Mart'ta sadece kadın sorunları için değil, demokratik hak ve özgürlükler için, gözaltında kayıpların olmaması için de mücadele etmek gerekir" değerlendirmesinde bulundu.
Medeni Kanun eşitsizliği körüklüyor
ÖDP Adana Seyhan İlçe Yöneticisi Avukat Ebru Atıcı, Medeni Kanun'daki kadın erkek eşitsizliklerine değinerek, kadın haklarının hâlâ 1926'da çıkarılan kanunlarla düzenlendiği eleşthirisinde bulundu. Türkiye'de IMF politikalarından en çok kadınların etkilendiğini ifade eden Atıcı, 2001 yılı bütçesiyle birlikte insanların sağlık, eğitim, adalet gibi hizmetlerden daha az yararlanmak zorunda bırakıldığını dile getirdi. 2001 yılı bütçesiyle 2 milyon kamu çalışanına 13 katrilyon maaş, 40 bin rantiyeye ise 16.5 katrilyon ödeme yapılacağını söyleyen Atıcı, bu durumda çalışan çalışmayan bütün kadınların yaşam koşullarının daha da kötüye gideceğini vurguladı. Türkiye'deki insanların gitgide açlığa sürüklendiğini belirten Atıcı, kadının bu durumdan çok etkilendiğini vurguladı. Atıcı, son dönemde çalışan kadınların sorunlarının daha da büyüdüğüne de değinerek kadının işgüvencesinden yoksun, sendikasız , sigortasız çalışmaya mecbur bırakıldığını ifade etti.
Parti temsilcileri ayrıca 8 Mart Kadın Platformu olarak bir miting düzenleme çalışmaları olduğunu ve amaçlarının en geniş kadın kitlesine ulaşıp bütün kadınların mücadeleye katılımını sağlamak olduğunu dile getirdiler.
ÖNCEKİ HABER

Sendikalardan kayıplara karşı

SONRAKİ HABER

AST, her zaman seyirciyi yakaladı'

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...