18 Şubat 2001 22:00

Yemekhaneyi vermedik

   TEKEL'i de vermeyeceğiz

Paylaş
Yemekhaneyi vermedik
   TEKEL'i de vermeyeceğiz
Sinan İmrek
Cevizli TEKEL fabrikası yemekhanesinin taşerona verilmesine karşı 9 Kasım'da yemek boykotu başlatan, yürüyüş, basın açıklaması gibi çeşitli eylemlerle seslerini duyuran işçiler kararlı bir mücadele sonucu, yemekhanelerini geri aldılar. İşçiler şimdi de TEKEL'in peşkeş çekilmesine karşı direneceklerini vurguladılar. Cevizli fabrikasında başlatılan taşeron saldırısına karşı ülke çapındaki TEKEL fabrikalarında çalışan işçi ve memurların katılımıyla yemek boykotu başlamıştı. İşçilerin kararlı tutumu ve sendikanın da aktif katılımıyla yemekhanelerini 1 Şubat'ta geri alan işçiler yaşadıkları deneyi ve TEKEL'in özelleştirilmesine karşı yürütecekleri mücadeleyi gazetemize değerlendirdiler.
'Mücadeleyle kazandık'
Yaprak tütünde çalışan Tayyar Erdemoğlu, yemekhaneyi tüm işçilerin ortak mücadelesiyle geri aldıklarını belirterek, yaptıkları eyleme diğer fabrikalardan da destek geldiğini söyledi. Özelleştirme saldırısını işçilerin birlikteliğinden doğan güçle ve TEKEL'de çalışan memurların desteğiyle püskürttüklerine dikkat çeken Erdemoğlu, "Bu süreçte sendika daha bir aktif oldu. Bu da bizim için ve tüm işçiler için büyük bir kazanım. Bu eylem Tek Gıda-İş Sendikası'nın tek hak alma eylemidir. Özelleştirmeye karşı tüm işçilerle, köylülerle ve halkla birlikte mücadele edilmeli" dedi. Özelleştirmenin sadece TEKEL'de olmadığının altını çizen Erdemoğlu, özelleştirmeye karşı her yerde, tüm sendikaların, kitle örgütlerinin, emekten yana tüm örgütlerin birbirlerine destek vermeleri, dayanışma içinde olmaları ve ortak karşı koymaları gerektiğini ifade etti. Erdemoğlu, Tek Gıda-İş Sendikası'nın daha kucaklayıcı ve dayanışmacı olması gerektiğini belirterek, sendikanın TEKEL'i kamuoyuna mal eden bir tutum ve çalışma yürütmesini istedi.
'Mücadele yayılmalı'
Ülkede en stratejik işletmelerin özelleştirme kapsamına alındığını ve tam bir sömürü cenneti yaratılmak istendiğini, siyasi iktidarın sermayenin istekleri doğrultusunda var gücüyle çalıştığını belirten Ali Koloş, "Emek cephesi 'Nasıl çıkarız'ın hesabını yapmalıdır. Sendikaların işyerlerinde aydınlatma çalışması yapması gerekiyor. Sendika boykot sürecinde daha aktif olabilirdi. Herkese görev düşmekte. TEKEL'de de bu sorunlar örgütsüz şekilde tartışılıyor" şeklinde konuştu. Özelleştirme saldırısını püskürtmenin işçiler arasında hiçbir ayrıma yer vermeden mücadele etmekten geçtiğini vurgulayan Koloş, özelleştirme kapsamında olan tüm yerlerle görüşerek yerel platformlarda birlikte mücadelenin önünün açılması gerektiğini belirtti. 45 gün yemek yemediklerini, sendikayla birlikte çeşitli eylemler gerçekleştirdiklerini belirten Koloş, bu süreçte tabanda örgütlülüğün eksikliğinin ortaya çıktığını söyledi. Yaprak tütün bölümü olarak çok iyi bir sınav verdiklerini söyleyen Koloş, TEKEL'deki gelişmelerin kamuoyuna tam olarak mal edilemediğini ifade etti. İşyeri komiteleri olmamasının ve yükün herkesle paylaşılamamasının bir eksiklik olduğunu ifade eden Koloş, bu süreçte büyük tecrübeler kazandıklarını ve tüm emekçilere örnek olabilecek bir eylem süreci yaşadıklarını belirtti. Bergama köylülerinin mücadelesi, THY, Telekom ve tüm alanlarda mücadelenin yükseltilmesi gerektiğine dikkat çeken Koloş, "Platformumuzun bu yapıyla birleşmesi, dirençli bir yapının ortaya çıkması sorunu hepimizin sorunudur. Tüm çabalar tüm emekçilerin birliğinin sağlanması ve kurtuluşun buradan geçtiğinin anlaşılması için yapılmalı" dedi.
'Birliğimizle kazanacağız'
Yemekhaneyi sendikayla birlikte mücadele ederek kazandıklarını söyleyen Ali Çitekçi, TEKEL'in özelleştirilmesine karşı mücadeleyi aynı kararlılıkla sürdüreceklerini vurguladı. Sendikanın kendilerine öncülük yapması gerektiğini anlatan Çitekçi, "Özelleştirme sırası TEKEL'de. Sendikamız biraz sessiz kalıyor. Sendikanın işçiye daha çok gelmesi lazım. Eylem planları yapılmalı ve kararlar alınmalı, iş işten geçtikten sonra olmaz" dedi. Özelleştirmeye karşı mücadelelerinin devam edeceğini söyleyen İbrahim Bilgi, "Özelleştirmeye karşıyız. Tüm çalışanların birlik olması lazım. Yemekhaneyi birliğimiz sayesinde aldık, mücadelesiz hiçbir şey olmaz" dedi. Askerliğini yapan iki oğlunun da işsiz olduğunu ve geçinemediklerini söyleyen Ahmet Süleymanoğlu adlı işçi, TEKEL'in ve diğer KİT'lerin özelleştirilmesi durumunda kendilerinin de işsiz kalacaklarını ifade etti. Ülkede yaşanan sorunların sorumlusu olan siyasi partilere oy vermeyeceğini belirten Süleymanoğlu, "TEKEL'i satmaya hakkınız yok, biz buna karşı direneceğiz" dedi.
'Kapımıza gelmesinler'
Ülkede işsizliğin diz boyu olduğunu ve liseyi bitiren oğluna iş bulamadığını belirten 27 yıllık TEKEL işçisi Halil Onur, fabrikanın peşkeş çekilmesi kendilerinin de işsizler ordusuna katılacaklarını söylüyor. Başta TEKEL müdürü olmak üzere yöneticilerin fabrikayı tasviye etmek için el ele verdiklerini ve gelirlerin nasıl kullanıldığının belirsiz olduğunu söyleyen Onur, "Kimin malını kime satıyorsunuz" diye soruyor. Emekli olacakların yerine yeni işçiler alınması gerektiğini vurgulayan Onur, "Özelleştirmeye karşı ölümüne direnirim. Özelleştirmeye karşıyız, her şeyi göze alıyoruz. Direnmeden hiçbir hak alınamaz. İki çocuğumla beraber mücadele edeceğiz" dedi. Onur, emekçi dostu geçinen Ecevit'in de diğerleri gibi söylemlerinden çark ettiğini, bundan sonra oy için gelecek bu partilere kapılarının kapalı olduğunu söyledi.
ÖNCEKİ HABER

Parti Meclisi ihraç için toplanıyor

SONRAKİ HABER

Değişmeyen sömürü!..

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...