18 Şubat 2001 22:00

'IMF'den dost olmaz'

IMF programına ve bor madenlerinin özelleştirmesine karşı gösterdiği tepkiyle gündeme gelen Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün, "IMF politikaları sayesinde üretim, ihracat bitti Türkiye'de.

Paylaş
'IMF'den dost olmaz'
Özlem Albayrak
"Türkiye enflasyonu yeniyor" kampanyaları başlatarak, hükümetin IMF ile imzaladığı stand-by programına destek veren işverenler ve sanayicilerin aksine başta programa destek vermesine karşın, şimdi topa tutan Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün, "IMF politikaları sayesinde üretim, ihracat bitti Türkiye'de. IMF'den dost olmaz. Türkiye üretemez duruma, Kenya konumuna düştükten sonra enflasyon düşecekse biz enflasyonun düşmesini istemiyoruz" diye konuştu. Kâr getiren ya da getirebilecek kuruluşların özelleştirilmesine karşı çıkan Aygün, Avrupa Birliği (AB)'ne girmeden Gümrük Birliği'ne girilmesiyle Türkiye'nin ithalat cenneti haline geldiğini hatırlatarak, yerli üretimin teşvik edilmesi gerektiğini vurguladı. Son dönemde hükümete ve IMF'ye karşı çıkışlarıyla gündeme gelen Aygün'le enflasyon programından IMF'ye ve özelleştirmelere kadar pek çok konuda konuştuk.
Kasım ayında çıkan krizin ardından ekonomideki küçülme iyice ortaya çıktı. Yaşanan krizin sorumlusu uygulanan enflasyon programı. Siz bir süredir hükümeti eleştiriyorsunuz. Neden başlangıçta bu programa destek verdiniz?
Biz, başta enflasyonu düşürme programını destekledik. Ancak daha sonra programın üretimi baltaladığını, Türkiye'yi Kenya yapmaya götürdüğünü görünce eleştirmeye başladık. Kenya'da enflasyon yüzde 5 ama Kenya üreten, ihracat yapan bir ülke değil. Niye zirve yapıldı. Sıkıntı olduğu için zirve yapıldı. Bunu bir yıl sonra görmeleri, bir yılda 26 bin işyerinin kapanmasına neden oldu. Ekonomiye müdahale etmediler, ekonomi sahipsiz kaldı. Bu ülkede ekonomiyi Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel'le, Hazine Müsteşarı Selçuk Demiralp'e teslim etmenin anlamı yok. Başbakan, program uygulanmaya başladıktan bir yıl sonra aralık ayının son günlerinde ekonomiye ağırlık verilmesi gerektiğini söyledi. Biz de umutlandık. Bugün aradan 44 gün geçti, ekonomi için bir şey yapılmadı. Sadece zirve yapıldı. Zirvede programdan taviz verilmeyeceği söylendi. İşyerleri kapanmış, ekonomi yangın yerine dönmüş, artık bu saatten sonra enflasyonun düşmesi ilgilendirmiyor bizi. Tabii burdan enflasyonu istiyorlar anlamı çıkmasın. Enflasyonun düşmesini istemeyen vatan hainidir. Ama biz enflasyonun düşerken büyüme, üretim devam etsin istiyoruz.
Türkiye'de enflasyonun yüzde 40 olduğu ortamda döviz kurunun artış oranı yüzde 20'ye bağlandı. Bunun sonucunda ihracatta rekabet yüzde 20 oranında düştü. SSK prim oranları aşırı yüksek ihracatçı için. Ücretler üzerinden dışarda yüzde 25 vergi alınırken bizde yüzde 45'lerde. Elektrik fiyatı Avrupa'da 4 cent, bizde 8.5-9 cent civarında. Bu nedenlerle Türkiye'de ihracat bitmiştir. İhracat bitince üretim bitmiştir, üretim bitince istihdam bitmiştir, istihdam bitince vergi de bitmiştir. 2001 yılında programın hedeflerinin tutacağına, büyümenin sağlanacağına inanmıyoruz. Yine iflaslar sürecek, tabii bu arada enflasyon düşecek. Yani Kenya gibi olacağız.
IMF pek çok yerde aynı programı uyguladı ve başarısız oldu. IMF'yi nasıl değerlendiriyorsunuz?
IMF'den dost olmaz. IMF bizi sevmiyor. IMF'nin politikaları sayesinde Türkiye'nin ihracatı bitti, işyerleri kapanmaya başladı, Türkiye dışardan daha çok mal almaya başladı. Kim kazandı bundan? IMF'nin bağlı olduğu ülkeler Avrupa Birliği içinde. Avrupa bize yamyam, katil, soykırımcı diyor. Amerika da aynı şeyi söylüyor. Bize böyle hakaret eden, bizi yeren ülkeler, Türkiye'nin, ekonomisini düzeltmesini neden istesinler? Benim hiç aklım almıyor. "IMF Türkiye'ye ekonomisini düzeltmek için geliyor" deniyor. Niye böyle bir şey için gelsin IMF? IMF Avrupa Birliği ülkelerinden, Amerika'dan oluşuyor. Onların yararına işler yapacak tabii. Avrupalı, Amerikalı üreticiler, sanayiciler, memnun programdan. 65 milyonluk ülke Türkiye, mallarına alıcı bulmakta zorlanmazlar. IMF'den dost olmaz.
Bunlar ortadayken neden yerli sermaye programa destek veriyor?
Veren kim? Bakın TOBB'a bağlı işyerlerinde anket yapılmış. Ankete katılanların yüzde 86'sı "Ekonomide düzelme olmaz" demiş. "İstihdam artar mı" diye sormuşlar, yüzde 84'ü hayır demiş. "Bu hükümetin ekonomiyi düzlüğe çıkaracağına inanıyor musunuz?" diye sormuşlar, yüzde 79'u hayır demiş. "Enflasyonun ineceğine inanıyor musunuz?" demişler, yüzde 76 hayır cevabını vermiş. Bunların yüzde 68'i "Resmi enflasyon rakamına inanmıyorum" demiş. "IMF politikaları Türkiye'ye hayır getirmez" diyenlerin oranı yüzde 59.
Ama TOBB, TİSK gibi üst örgütler bu programa destek veriyor?
Ben bugünden itibaren IMF politikalarını desteklemiyorum. Bizi Kenya yapacaklarsa desteklemiyorum kardeşim. Ben ticarete bakarım. Ben geçen yıl kaç tane armut satmışım bu yıl kaç? Ben üretime bakarım. Sanayi yüzde 4.8 küçüldü, iflaslar başladı. Koskoca holdingler iflas ediyor. Basında her gün işten atmalar oluyor. Ben bağırıyorum, memur, işçi sokakta; doktor sokakta, öğretmen sokakta. Kim memnun hayatından söyleyin bana. Avantacı, arpacı, ülkeyi soyanlar memnun. Enflasyon böyle düşmesin kardeşim kalsın.
Borun özelleştirilmesine, elektrik piyasası kanun tasarısına karşı çıktınız. Siz özelleştirmeye karşı değilsiniz. Arada ne fark var?
Ülkeye para, kâr getirecek, kâr eden kuruluşların özelleştirilmesinden, satılmasından yana değiliz. Ben tüccarca bakıyorum. Ben, zarar eden dükkânımı satarım önce. Kâr eden dükkânımı neden satayım? Bor Türkiye'nin istikbali. Arabistan'ın petrolü, Rusya'nın doğalgazı, Türkiye'nin de 'bor'u var. 750 milyar dolarlık rezervimiz var. Bu nasıl satılır? Bunu rehabilite et, dünya piyasasına sahip ol. Bizim yüzde 70 rezervimiz var, dünya piyasasındaki payımız yüzde 20, Amerika'nın yüzde 10 rezervi var, aldığı pay yüzde 70. Bor 2050 yılına kadar temel hammaddesi olacak her türlü sanayide kullanılacak. Neyse geri adım attılar.
İthalata sınır getirilmesini istedi tekstil işverenleri. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Gelişmiş ülkeler de biz de 100 lira verdiğimiz ücretin 46 lirasını vergi olarak devlete ödüyoruz. Bu oran Uzakdoğu ülkelerinde çok düşük. İşgücü maliyeti düşük. Çalışana, üretene bu kadar vergi yok. adamların malı ucuz, rekabet edemiyoruz. Yerli üretim desteklenmeli, yerli kullanımı teşvik edilmeli. Bu nasıl yapılır, üretim, ihracat teşvik edilir. Biz Avrupa Birliği'ne girmeden Gümrük Birliği'ne girdik. Her yer ithal mallarla doldu. İhracat artmadı, ithalat yüzde 50 arttı. Türkiye'nin üreticisi korumak lazım ne pahasına olursa olsun. Geçen yıl 11 milyar dolar ek vergi verdik. Bu özel kesimin 11 milyarlık yatırım sermayesinin ellerinden alınması demek. Ama alacakları bir şey kalmayacak. Biz şimdi inek olduk. Kaz olduk. Dedik ki "Kazın tüyünü yolmayın." Biz altın yumurtlayan tavuk da olduk. İş alemi tüm hayvanlar alemini yaşadı. Hâlâ üstüne üstlük ek vergi çıkarttılar. Sen denetleyemiyorsun, toplayamıyorsun, sonra kelle vergisi getiriyorsun; "Kazanan da versin kazanmayan da" diyorsun. Demokrasilerde böyle bir şey yok. Osmanlı'da padişah vardı, hazinesinde para bitince vergi toplardı, mal, buğday ne bulursa. Lafa gelince Avrupalıyız, diyoruz. Vergi kaçıranın boynunu vur, takip et. "Ben inceleme yapamıyorum, vergi kaçırtıyorum. Ama boş ver herkes aynı oranda versin" demek olmaz.
Peki ne olacak bunun sonu?
Biz de her şey olduktan sonra yapılıyor. Eve hırsız girdikten sonra eve çelik kapı taktırılır. Arabanın teybini çaldırdıktan sonra alarm taktırılır. Çökecekler, insanlar sokağa dökülecek, dükkânlar kapanacak, o zaman müdahale edilecek. Dereye su gelmeyince kurbağa ölürmüş. Kurbağa ölmeden önce gözünü patlatırmış su olmadığı için. Su gelirmiş ama kurbağa kör olurmuş. Biz kör olduktan sonra dereye su vereceklerse hiç vermesinler diyorum.
Reel sektörün taleplerini gerçekçi buldunuz mu? Hükümet "Param yok" diyor. Sizin krizden kurtulmak için önerileriniz neler?
Kelin merhemi olsa kafasına sürer, bana vermez. Devlette para yok zaten, devlet bitmiş. Devlet yüzde 70'le borçlandı. Ayın 21'inde 8-10 milyar dolar para lazım devlete. Parası olsa 10 milyar dolar borçlanma yapmaz. O yüzden talepte bulunurken alabileceğin taleplerde bulunulmalı. İhracatı artırıcı tedbirler getirebilirsiniz, döviz kurunu biraz yükseltebilirsiniz, Halk Bankası kredileri düzeltilebilir.
ÖNCEKİ HABER

Saldırı geri tepecek

SONRAKİ HABER

Siyasilerin af talebi DGM'ye takıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...