Bergama köylüleri:

Bergama köylüleri: 'Deneme tahtası değiliz'
İzmir'de çeşitli sendikalar ve kitle örgütlerinin temsilcileri, Eurogold'a karşı ve ülkenin bağımsızlığı için mücadele veren Bergama köylülerini ziyaret etti.
BES, Haber-Sen, Tüm Banka-Sen, SES, Eğitim-Sen 2-4-5 No'lu şubeler, Ege Üniversitesi ÖTK Temsilcisi, İZÖVDER, Genel İş 5 No'lu Şube, TÜMTİS, İHD, İzmir Anadolu Lisesi Öğrenci Birliği Temsilcisi, EMEP Genel Başkan Yardımcısı Abdullah Varlı ve EMEP İzmir il yöneticilerinden oluşan yaklaşık 50 kişilik grup Cumhuriyet Meydanı'nda basın açıklaması yaparak Bergama'ya gittiler. Basın açıklamasında BES İzmir Şube Başkanı Ramis Sağlam, Bergama köylülerinin, 10 yılı aşkın bir süredir devam eden mücadelesine destek vermek için gittiklerini söyledi.
'Onursuz yaşamayacağız'
Gezi programının ilk durağı Bergama'da siyanürlü şirkete karşı mücadelesini yürüten 17 köyün, kitabesinin bulunduğu Çamköy'dü. Çamköy'de yapılan toplantıda Bergama Çevre Hareketi Başkanı Oktay Konyar, "Köylü yürüyor, işçi yürüyor, memur yürüyor, polis yürüyor, insanlar ölüyor, öldürülüyor. Yolsuzluk, tarikatçılık almış başını gidiyor. Emperyalizm gelmiş 50 metre öteye karargâh kurmuş" derken, jandarma ve polisin, Bergama köylülerine ve destek için gelen insanlar üzerinde psikolojik baskı uygulamaya çalışmasına sert tepki gösterdi.
Bergama sürecinin Türkiye için önemli olduğunu belirten Konyar şöyle konuştu: "Bu süreçte, insanların birbirinin ayağına basmadan, politik manevralara gerek olmaksızın el ele, gönül birliği içerisinde, bütün yurtseverlerin, bütün emekçilerin Bergama genelinde buluşmasının zamanı gelmiştir. Artık bu ülkede bir ışık olmalıdır. BES izmir Şube Başkanı Ramis Sağlam, endüstri bölgeleri yasa tasarısına dikkat çekerek, "Bergama'da altın madeni eğer açılırsa, ülkenin 560 yerinde madenler açılacaktır. Bugün Bergama köylüleri yalnızca kendi toprakları için değil, ülkenin emperyalizme peşkeş çekilmesine karşı da mücadele ediyor. Biz buraya Bergama köylülerine ders vermek için değil, onların mücadelesinden ders almak için geldik." dedi. "Halkız, haklıyız, kazanacağız" sloganını atıldıktan sonra, yaklaşık 3 km yol yürüyeyerek Narlıca Köyü'ne gidildi.
"Deneme tahtası değiliz"
Narlıca köylüleri köylerine milyarlarca masraf yaptıklarını ve bu toprakların tek geçim kaynakları olduğunu söylerken, daha kitlesel destek istediler. Köylülerden biri, "Yurdunu, milletini bizlerden fazla seveni görmüyorum. Hakiki milleyetçi, göstersin milliyetçiliğini burada. Bütün Türkiye'ye dünyaya sesleniyorum" derken, kendine sağda solda miliyetçiyim diyenleri Bergama'da mücadeleye çağırdı. Köylüler, sürekli "Bu maden çalışmayacak" diyerek de kararlılıklarını gösterdiler.
Yaşlı bir köylü yetkililerin kendilerine "Burada tarım yapılmaz, siz şov yapıyorsunuz" dediklerini söyleyerek, "Biz şov yapmıyoruz. Milletimizi devletimizi, toprağımızı koruyoruz" dedi. Sağlık Bakanlığı'nın Eurogold'a geçici deneme izni vermesine tepki gösteren köylüler, "Deneme tahtası değiliz" dediler.
Ya teslimiyet ya direniş
EMEP Genel Başkan Yardımcısı Abdullah Varlı, bundan 75 yıl önce Türkiye'nin yine mandacılar, sömürgeciler ve emperyalistler tarafından işgal edildiğini hatırlatarak başladığı konuşmasında şunları söyledi: "Bu işgal, yedi düvelin askerleriyle gelip ülkeyi açıktan işgaliydi. Şimdi işgalin şekli değişti. Şu anda Türkiye dört bir tarafında yeşil dolarlarıyla uluslararası sermayenin çokuluslu şirketleri tarafından işgal edilmiş durumda. Son olarak IMF'yle imzalanan anlaşmalarla bu işgalin kalıcılaştırılması için her şey düşünülmüş. Daha geçenlerde Bergama esnafı elektrikte uygulanan güç bedeline karşı kepenk kapattı, yürüyüş yaptı. Kendi ülkelerinde tarımı alabildiğine destekleyen emperyalistler, bizde tarıma uygulanan desteklemelerimizi kaldırmamızı dayatıyorlar. Dün TEKEL'in özelleştirilmesine karşı İzmir'de 1000 kişi bir araya geldi. Daha önceki günlerde Trakya'da köylü temsilcileri Üretici Köylü Sendikası'nı kurmak için bir araya geldiler.
Bir tarafta emperyalist ve yağmacılar, bir tarafta bu ülkenin bağımsızlığı, demokrasi ve ülkenin değerleri. Birinden birini savunmak zorunda kalacaklar, sizin yanınızda yer alacaklar, başka yolları yok. Ya teslimiyet, ya direniş. Bergama'da bir kez daha direnişin ışığını yayacağız." EMEP Genel Başkan Yardımcısı Abdullah Varlı'nın sık sık alkışlarla kesilen konuşmasının ardından, heyete katılan köylülerle birlikte Bergama köylülerinin mücadelesinde önderleşmiş olan ve geçtiğimiz günlerde yitirdiğimiz Bayram Çavuş (Bayram Kuzu)'un köyüne gidildi. Pınarköy'de önce Bayram Çavuş'un evi ziyaret edilip başsağlığı dilendi. Narlıca köyünde yapılan konuşmalar ve köylülerle sohbetler köy kahvesinde de devam etti. Daha sonra köyün dışında, zeytin ağaçlarının arasındaki Bayram Çavuş'un mezarına gidildi. Burada yapılan konuşmalar ve saygı duruşuyla program tamamlanmış oldu. src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


ÖSS'de kazanma şansı yok gibi
Öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS)'na bu yıl başvuran 1 milyon 474 bin 288 adayın en fazla yüzde 20'si üniversitelerin lisans ve ön lisans programlarına yerleşebilecek.
Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM)'nin verilerine göre, 2001-ÖSS'ye 1 milyon 474 bin 288 aday başvurdu. Üniversitelere ayrılacak kontenjanlar göz önüne alındığında, ÖSS'ye bu yıl girecek adayların en fazla yüzde 20'si lisans ve ön lisans programlarına yerleşebilecek. Böylece, 1 milyonun üstünde aday, eğer açıköğretimi tercih etmezlerse, açıkta kalacak. ÖSYM, geçen yıl, üniversitelere, 169 bin 844'ü lisans, 112 bin 907'si ön lisans olmak üzere toplam 282 bin 751 öğrenci kontenjanı ayrılmıştı.
Aday sayısı artacak
ÖSS'ye başvuracak adayların sayısının birkaç yıl içinde 2 milyonu aşacağı tahmin ediliyor. 2000 ÖSS'ye 1 milyon 414 bin 872, 1999-ÖSS'ye 1 milyon 479 bin 562, 1998-ÖSS'ye ise 1 milyon 359 bin 579 aday başvurmuştu.
Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE)'nün verilerine göre, yükseköğretim çağ nüfusu (18-21 yaş) 1995 yılından itibaren azalma eğilimine girdi. Ancak, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB)'nın verilerine göre, ortaöğretimdeki okullaşma oranı sürekli artıyor. 1985-1986 eğitim-öğretim yılında ortaöğretimde okullaşma oranı yüzde 32 iken, 1990-1991'de yüzde 37.6'ya, 1999-2000 eğitim-öğretim yılında yüzde 59.4'e yükseldi. Özellikle 8 yıllık temel eğitimin etkisiyle, ortaöğretimdeki okullaşma oranının gelecek yıllarda daha da artacağı göz önünde bulundurulduğunda, ÖSS'ye başvuranların sayısının da yükselmesi bekleniyor.
MEB'in hesaplamalarına göre, 2005-2005 eğitim-öğretim yılında ortaöğretimdeki öğrenci sayısı 1 milyon 710 bini genel liselerde, 2 milyon 484 bini mesleki ve teknik liselerde olmak üzere, toplam 4 milyon 194 bine ulaşacak. Ortaöğretimdeki okullaşma oranı da yüzde 79.4 olacak. Bu durum göz önüne alındığında, üniversitelere girmek için başvuracak aday sayısı 2 milyonu aşacak.
Puanlar yükseliyor
Üniversitelere başvuracak adayların sayısının artmasına karşın üniversitelerdeki kontenjanların sınırlı kalması, puanların yükselmesine yol açıyor. Üniversitelerdeki herhangi bir bölümü daha fazla öğrencinin tercih etmesi, taban puanların artmasına neden oluyor. Böylece, aslında lisans programlarına girebilmek için gerekli olan 120 veya üstünde puan alan yüzbinlerce öğrenci, üniversiteye yerleştirme puanı yetmediği için açıkta kalıyor. Üniversitelere yerleşemeyen öğrenciler, bir sonraki yıl şanslarını denemek üzere dershanelere yöneliyor. Bu durum, YÖK'ün geçen yıl tek basamaklı sınavı savunmak amacıyla hazırladığı bir raporda şöyle dile getiriliyor:
"Mesleki ve teknik lise mezunlarının 1999 yılına kadar ne ölçüde yanlış bilgilendirilerek, dershanelere yönlendirildiklerine ilişkin önemli bir göstergeyi belirtmekte yarar var. 1999'da 288 teknik liseden ÖSS sayısal puanına göre lise ortalaması 120'den yüksek olan teknik lise sayısı sadece 42'dir. 288 teknik liseden sadece 42'sinin ortalama öğrencisi ÖSS'de 120'nin üzerinde puan alarak lisans programlarına aday olmaya hak kazanabilmektedir. Aslında lisans programlarına yerleşme, 135 puandan itibaren başlamaktadır."