08 Şubat 2001 22:00

Tıbba darbe

Süleyman Yeter'in gözaltında işkence nedeniyle öldüğünü rapor ettiği için hakkında soruşturma ve dava açılan Prof. Dr. Fincancı, Adli Tıp Kurumu'ndaki görevinden alındı.

Paylaş
Tıbba darbe
Serpil Kurtay
Adli Tıp Kurumu'nda, bir yandan kilit noktalarda kadrolaşma sağlanırken, bir yandan da "bilimsel rapor" düzenleyerek işkenceyi ortaya çıkaran adli tabipler görevinden alınıyor. Adli Tıp Kurumu'nda son olarak Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulu Adli Tıp Üyesi Prof. Dr. Rasime Şebnem Korur Fincancı görevinden alındı. Adli Tıp'ta ikinci görevle çalışan İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şebnem Fincancı'nın üniversitedeki görevine iade edilmek üzere, görevinden alındığı belirtilerek, karar Resmi Gazete'de yayımlandı. Cumhurbaşkanı, Başbakan, Başbakan Yardımcısı ve Adalet Bakanı'nın da imzalarının bulunduğu karar, hükümetin Fincancı'nın çalışmalarından rahatsız olduğunu gösteriyor. Fincancı, 1996'da aynı şekilde görevden alınmış ve 1998 yılında Danıştay kararıyla görevine dönmüştü.
İşkenceyi belgelemişti
Limter-İş Eğitim Uzmanı Süleyman Yeter'in gözaltında gördüğü işkence sonucu yaşamını yitirdiğini belgeleyen Adli Tıp raporunu hazırlayan heyette bulunan Fincancı hakkında İstanbul Valisi Erol Çakır'ın talimatıyla dava açılmıştı. Çakır, Fincancı'nın "taraflı rapor düzenlediğini", "polisi kötü göstermek için çaba sarfettiğini", "illegal sol örgüt mensubu" olduğunu iddia etmişti. Bu soruşturmanın takipsizlikle sonuçlanması üzerine Fincancı da Çakır hakkında tazminat davası açmıştı.
Fincancı hakkında ayrıca, bir gazetede yayımlanan röportajında emniyet mensuplarını küçük düşürdüğü iddiasıyla, İstanbul Emniyet Müdürlüğü adına Avukat İlhami Yelekçi de suç duyurusunda bulunmuştu. Fincancı gazetedeki demecinde, "Hasta, birlikte emniyete gideceği polisin yanında 'Bana kötü davrandılar. Dövdüler' diyemiyor. Raporu yazarken başımızda bekleyen polis, silahını masanın üzerine bırakarak gözdağı veriyor. Onun istediği gibi rapor yazmazsanız yırtıp atabiliyor" demişti. Fincancı, "Umut Operasyonu" davası sanıklarının adli raporu ile ilgili "eksik" şeklinde rapor hazırlamıştı.
Alemdaroğlu'nun etkisi
Fincancı'nın görevinden alınmasında İstanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Alemdaroğlu'nun rolü olduğu belirtiliyor. Özellikle polisler hakkında verdiği raporlar nedeniyle hedef tahtasına oturtulan ve Vali Çakır tarafından "illegal sol örgüt mensubu" olmakla suçlanan Fincancı, "Umut Operasyonu" ile ilgili raporu nedeniyle de "şeriatçıları kollamak" ile suçlanmıştı. Adli Tıp çevreleri, Türkiye'de 3 bin adli tabipe ihtiyaç olduğunu, ancak şu anda 150 adli tabibin bulunduğuna dikkat çekiyorlar. Adli Tıp Kurumu'nda "Fincancı kadar eğitimli ve bilgili" bir kişi bulunmadığını kaydedilirken, kurumda kadro açılmaması eleştiriliyor.
Asıl görevden alınması gerekenler
Bugüne kadar çok sayıda bilim insanının Prof. Dr. Fincancı gibi haksız yere görevinden alındığı Adli Tıp Kurumu'nda, Türk Tabipler Birliği tarafından "meslekten men edilen" kişiler ise halen işlerinin başındalar. Örneğin, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu Başkanı Nur Birgen hakkında işkence izlerini gizlediği için çok sayıda şikayet bulunuyor. Ayrıca Birgen, 7 kişiye yapılan işkenceyi gizleyecek şekilde rapor düzenlediği için yargılanıyor ve hakkında TTB tarafından verilen "6 ay meslekten men" cezası bulunuyor. Ancak Adalet Bakanlığı, bu kararın Birgen'in Adli Tıp'taki görevini engelleyemeyeceğini iddia ederek, hükmü uygulamıyor. Aynı kurul bünyesinde görevli Dr. Taner Apaydın da adının karıştığı işkence olayları nedeniyle TTB tarafından cezalandırılmıştı. Bu arada, Mehmet Ağar'ın Adalet Bakanı olduğu dönemde Fizik İncelemeler İhtisas Dairesi Başkanlığı'na getirilen, fakat atamasında usülsüzlük olduğu için görevden alınan İsmail Hakkı Uysal, bir süre sonra tekrar aynı göreve getirilmişti. Geçmişte MHP'den milletvekili adayı olan ve adam yaralamak ve öldürmekten yargılanan Uysal hakkındaki iddialar arasında "tefecilik"te yer alıyor. Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'nı kısa bir süre öncesine kadar Doç. Dr. Bilge Kırangil yürütüyordu. Kırangil, 1993 yılında gözaltında gördüğü işkence sonucu yaşamını yitiren Baki Erdoğan'a verilen Adli Tıp raporuna muhalefet şerhi koymuş ve ölümün işkenceden kaynaklanmadığını iddia etmişti. src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


Diyarbakır'da polis otosu tarandı
Diyarbakır'da Emniyet Müdürü Gaffar Okkan ve 5 polisin öldürüldüğü bulvarda, bir polis otosuna ateş açıldığı bildirildi. Edinilen ilk bilgiye göre, Sezai Karakoç Bulvarı'nda devriye gezen polis otosuna silahlı 2 kişi tarafından ateş açıldığı bildirilirken, bölgede operasyon başlatıldı.
Polis otosuna silahla ateş açtıktan sonra kaçarak Şehitlik Semti 36. Sokak'taki Sabır Apartmanı'na giren bir kişinin yakalanması amacıyla güvenlik güçleri sis bombası atarak operasyon düzenledi. Özel Harekât Timleri'nin de katıldığı operasyonda, bir kişi gözaltına alındı. Güvenlik güçlerinin sürdürdüğü takip sonucu diğer kişinin de Ben û Sen mevkiinde yakalandığı bildirildi. Diyarbakır Valisi Cemil Serhadlı, şüpheli 2 kişinin durmaması sonucu polisin havaya ateş açtığını ve düzenlenen operasyonda ölen ya da yaralanan olmadığını söyledi. Vali Serhadlı, olayı şöyle anlattı; "Şehitlik Semti'nde ekip gezerken 2 kişiden şüpheleniyor. Bu kişileri polis durdurmak istiyor. Ancak; şahıslar 'dur' ihtarına uymayarak kaçmaya başlayınca polis havaya bir iki el ateş açıyor. Polis otosuna ateş açılması gibi bir durum söz konusu değil. Olayda ölen yaralanan yok. Şahıslardan biri düzenlenen operasyonla sağ olarak yakalandı."
Emniyette patlama
Öte yandan İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün Vatan Caddesi'ndeki yerleşkesinde bulunan C Blok'ta meydana gelen patlama sonucu 4 polis yaralandı. Vatan Caddesi üzerindeki İstanbul Emniyet Müdürlüğü yerleşkesinde bulunan ve Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ile İstihbarat Şube Müdürlüğü'nün bulunduğu C Blok'un 3. katında saat 14.10'da bir patlama oldu. Bomba İmha Bürosu'nun bulunduğu katta imha çalışması yapıldığı sırada meydana gelen patlama sonucu 4 polis memuru yaralanarak, Özel 29 Mayıs Hastanesi ile İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldırıldı. Patlamanın şiddetiyle C Blok'un 3. kat penceresinin camları tamamen kırıldı.
ÖNCEKİ HABER

Silopi'de iki ceset bulundu

SONRAKİ HABER

Şiir müdahale etmeli

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa