6 Şubat 2001 22:00

Kayıp eylemine müdahale

Kayıp eylemine müdahale
HADEP Silopi İlçe Başkanı Serdar Tanış ve HADEP Üyesi Ebubekir Deniz'in 13 gündür kayıp olmasına yönelik tepkiler sürüyor. Silopi İlçe Jandarma Komutanlığı'na gittikten sonra kendilerinden bir daha haber alınamayan iki HADEP'linin bulunması talebiyle yapılan eylemler polis müdahalesiyle karşılaşıyor.
HADEP Diyarbakır İl Örgütü'nün yapmak istediği oturma eylemine polis saldırdı. Dün saat 12.30'da Diyarbakır Konukevi önünde toplanmak isteyen yaklaşık 500 HADEP'li, "Biji Aşti", "Kayıplar bulunsun, yaşasın barış" sloganlarını attılar ve ellerinde kayıpların fotoğraflarını taşıdılar. Kitlenin önünü kesen polis önce grubu yarmaya çalıştı. Polisin kitleye coplarla saldırması üzerine yaralanan 16 HADEP'li hastaneye kaldırıldı. Yaralılardan 3'ünün durumunun ağır olduğu ve çok sayıda kişinin de gözaltına alındığı bildirildi. Saldırının ardından HADEP Merkez ilçe binasında basın toplantısı yapan Diyarbakır İl Başkanı Ali Ürküt, önümüzdeki günlerde yöneticiler düzeyinde oturma eylemleri yapacaklarını söyleyerek, gelişmeleri "demokratik barış sürecine yapılmış bir darbe" olarak değerlendirdi.
Faks göndermeye de engel
HADEP Tunceli İl Örgütü'nün İçişleri Bakanlığı'na faks göndermesine izin verilmedi. Postaneye girmelerine izin verilmemesi üzerine basına açıklama yapan HADEP Tunceli İl Başkanı Alican Önlü, bu uygulamayı da kınadıklarını belirtti. Önlü, "Bu tamamen antidemokratik bir uygulamadır. Bunu kınıyoruz" diye konuştu. Yazılı açıklama yapan HADEP Iğdır İl Başkanı Nuri Güneş ise, "Gerek ulusal ve uluslararası teammülleri yok sayan uygulamalar, gerekse tam barış umutlarının yeşerdiğine umutlanılan kısa dönemde üst üste gelişen değişim karşıtlarına güç veren olumsuz gelişmelerin önü alınmadığında, ülkemizin çok daha içinden çıkılmaz bir duruma düşeceğini görmek gerekir" dedi.
İstanbul'da oturma eylemi
HADEP İstanbul İl Örgütü'nün çağrısıyla yaklaşık 50 kişilik grup Kartal Meydanı'nda oturma eylemi yaptı. Ellerinde kayıpların fotoğralarının bulunduğu afişler ile "Gözaltında kayıplara son", "Gaffar Okkan'ın katilleri Silopi'de, şimdi sıra kimde", "Barış hemen şimdi" yazılı dövizler taşıyan HADEP'liler, yaklaşık 10 dakika süren oturma eyleminin ardından basın açıklaması yapmak istedi. Polisin basın açıklaması yapılmasına izin vermemesi üzerine HADEP'liler Kartal İlçe Binası'nın önüne giderek, burada bulunan kitleyle birleşti. Yaklaşık 200 kişinin katılımıyla ilçe binası önünde yapılan basın açıklamasında, bölgede yeni faili meçhul cinayetlerin istenmediği belirtilerek, Tanış ve Deniz'in akıbetlerinin derhal açıklanması istendi. Açıklamada, "Açılışı yeni yapılan Silopi İlçe Örgütümüzün yöneticilerine karşı geliştirilen bu yasadışı tutumla, partimizin bölgedeki örgütlenmesinin önü alınmak istenmektedir. Türkiye'de yaşayan herkesin yasal ve anayasal güvencelerle tanınan bir hakkı olan örgütlenme özgürlüğü, parti kurma ve üye olma hakkı bu ve benzeri saldırılarda ayaklar altına alınmıştır" denildi. Basın açıklamasının ardından 15 dakikalık sessiz oturma eylemi yapıldı.
Sürgünler durdurulsun, kayıplar bulunsun
Öte yandan yazılı açıklama yapan Emeğin Partisi (EMEP) Diyarbakır İl Başkanı Yavuz Karakuş, son günlerde yaşanan sürgünleri, kayıpları protesto etti. Tunceli'de 5 Eğitim-Sen üyesinin, ardından 3'ü sendika yöneticisi 7 eğitim emekçisinin sürgün edildiğini söyleyen Karakuş, Diyarbakır'da da 18 eğitim emekçisi ve 5 Tüm Yargı-Sen üyesinin OHAL yasalarına dayanılarak sürgün edildiğini kaydetti. Karakuş, bu gelişmelerin emekçilere ve onun örgütlerine karşı başlatılan yeri bir saldırı dalgasının, kapsamının genişleyerek süreceğinin göstergesi olduğuna dikkat çekerek, F tipi operasyonlarıyla sürdürülen ortamı terörize etme çabalarının Diyarbakır Emniyet Müdürü'ne yapılan suikastle doruk noktasına çıktığını ifade etti. İki HADEP'linin 13 gündür kayıp olduğuna da dikkat çeken Karakuş, Okkan'ın öldürülmesi gibi olayların peşi sıra yaşanmasının sermayenin içinde bulunduğu çıkmazlardan ancak "Susurlukvari" yöntemlerle kurtulabileceğinin yüksek sesle dillendirmesine olanak sağladığını belirtti. Karakuş, OHAL bölgesinde yaşayan emekçilerin yabancısı olmadığı bir konseptin yeniden tüm ülkeye yayılmasının amaç edinildiğini vurgulayarak, saldırıların 1 Aralık işbırakma eyleminin temel taşı olan kamu emekçilerinden başlamış olmasının tesadüf olmadığını söyledi. Karakuş, "Tüm sendikaları ve demokratik kitle örgütleriyle, emekten yanayım diyen siyasi partileri sürgünler ve kayıplarla başlayan bu saldırı kampanyasını geri püskürtmek için kararlı bir duruş sergilemeye ve ortak mücadeleye çağırıyoruz" dedi.

Evrensel'i Takip Et