27 Ocak 2001 22:00

NATO'ya kurban edilen yaşamlar

Çok sayıda lösemi vakası; ölenler ve ölecek olanlar... NATO'nun Balkanlar operasyonunun yıkıcı sonuçlarının sadece bir boyutu bu. NATO askerlerinin ölümü ile ortaya çıkan bu gerçeğin, bölge halkına zararını kestirmek çok güç.

Paylaş
NATO'ya kurban edilen yaşamlar
"Barış getirme" adına Balkanlar'a askeri müdahalede bulunan NATO'nun sürdürdüğü savaşın yıkıcı sonuçları yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Seyreltilmiş uranyum bombalarını Yugoslavya halkının üzerine yağdıran NATO'ya yönelik tepkiler de yaygınlaşıyor.
Bölgede askerlik yapan iki Yunan askerinin mektupları bu açıdan dikkat çekici. Yunanistan Komünist Partisi (KKE)'nin gençlik örgütü KNE tarafından gazetemize ulaştırılan bu mektuplar, Yunan askerlerinin düşüncelerini olduğu kadar, NATO'nun amaçları ve bölge halkına karşı verdiği savaşın sonuçları açısında da önemli noktaları içeriyor.
Kimse suskun kalamaz
"Hiç kimsenin süren bir suç karşısında suskun kalma hakkı yoktur. Orduya bir asker olarak hizmet ederken tek hissettiğim, komşu ülke Yugoslavya'ya zalim ve cani NATO bombardımanına öfkeydi; tıpkı diğer Yunanlılar gibi..." diyor 2. Tümen'de görev yapan Nikos Kouros. Şöyle devam ediyor: "Bugün, bütün gerçekler bu savaşın insanlar, özellikle de bölge için 'barış gücü' olarak sunulan askerler üzerindeki sonucunun boyutlarını ortaya çıkarıyor. NATO askerlerinin ölümleri, çok sayıda lösemi vakası ve izleyen yıllarda görüleceği tahmin edilen daha fazlası... Savaşa gönderilenlerin hangisine tehlikeler hakkında bilgi verildi? Ve kim verdi? Ailelerimizi, askerlerin ailelerini kim bilgilendirdi?".
NATO için feda edildiler
Mektubunda, bugünlerde herkesin trajik gelişmeler hakkında konuştuğuna değinen Kouros, konuşma hakkından mahrum bırakılanların, sadece "görevi yerine getirme emri" verilenler olduğuna dikkat çekiyor. "Çünkü" diyor, Nikos Kouros "Onların yaşamı, tıpkı Yugoslav insanlarının yaşamı gibi, NATO'nun amaçlarını gerçekleştirmesi için feda edildi".
Bir Yunan askeri olarak, Yunan askerlerinin Balkanlar'dan acilen çekilmesi gerektiğini düşünen Nikos Kouros, bunun için "sesini Yunan halkının sesi ile birleştirme ihtiyacı ve zorunluluğu duyduğunu" söylüyor. Ve elbette NATO askerlerinin de...
Kouros'un mensubu olduğu Yunan ordusu için de bir mesajı var; "Silahlı kuvvetler ülkenindir, askerler halkın çocuklarıdır, ordunun görevi ülkenin bağımsızlığını ve egemenliğini korumaktır. NATO'nun amaçlarına ve cani planlarına uşaklık etmek değil!".
Haksız ve cani bir savaş
Diğer bir mektup da Polikastro'da görev yapan Alepis Petros adlı Yunan askerine ait. "NATO'nun Yugoslavya halkına, Balkan halklarına karşı sürdürdüğü haksız ve cani savaşın yıkıcı sonuçları, çok büyük boyutlara ulaştı" diyor Petros: "Bütün bu yok edici sonuçlar ve yaşanacaklar karşısında, suskunluğumu koruyamayacağım. Bugün yaşanan durum ve gelecek, karanlık görünüyor ve hiçkimse suskun kalma hakkına sahip değil".
Yugoslavya'daki gelişmelerin, diğer NATO ülkelerinde izlenen modelde olduğu gibi, Yunanistan'da da profesyonel-paralı ordu oluşturma çabalarını da ortaya çıkardığına dikkat çeken Alepis Petros, mektubuna şöyle devam ediyor: "Hedef apaçık: Her emri gerçekleştiren itaatkar askerler. Bu askerler onlara 10 sente bile patlamayacak. Bir asker olarak, ülkeme sadık olacağıma, ülkemin ulusal bağımsızlığı ve egemenliği koruyacağıma yemin ettim. Ülkemin silahlı kuvvetlerinin, NATO'ya katılma ve boyun eğme sonucu bu amaçtan saptığı gerçeği, beni oldukça rahatsız ediyor".
Alepis Petros da mektubuna şu sözlerle son veriyor; "Cani amaçların destek aracı olarak kullanılmaya direnmeyi, bir asker, üniformalı bir yurttaş olarak görev sayıyorum."
ÖNCEKİ HABER

Emeğin programı oluşturulmalı

SONRAKİ HABER

Binler mücadeleyi tartışıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...