24 Ocak 2001 22:00

Velilerin karne kâbusu

Öğretim yılı boyunca çeşitli adlar altında para ödeyen veliler, yarıyıl tatiline girilecek olması nedeniyle şimdi de karne parası ödemek zorunda bırakılıyorlar.

Paylaş
Velilerin karne kâbusu
Şebnem Turhan
Öğrencilerin karne heyecanına gölge düşüren karne parası, kıt kanat geçinmeye çalışan velileri "nasıl öderim" diye düşündürüyor. Çocuklarının okula kaydını yaptırdıkları günden itibaren "kayıt" ve "katkı payı" adı altında aidat ödemek zorunda bırakılan velilerden bir de her yarıyıl ve yılsonu tatilleri öncesinde karne parası isteniyor.
Karne parası toplamanın yasak olduğu ve suç işlendiği yıllardır söylenmesine karşın uygulamada değişen hiçbir şey olmuyor. Karne parası okula göre değişse de, öğrenci başına beşyüzbin liradan başlayarak on milyon liraya kadar çıkabiliyor. Parayı veremeyeceğini belirten öğrencilere, karnelerinin verilmeyeceği söyleniyor. Kimi okul yönetimleri ise işi çok daha ileri götürebiliyorlar. Örneğin, Ankara'daki Hüseyin Güllü Ceylan İlköğretim Okulu yönetimi, karne parasını vermeyen velileri evlerine gidip gelir tespiti yaptırmakla ve parayı zorla almakla tehdit ediyor.
'Kaz gibi yoluyorlar'
Karne parası uygulaması velilerin yoğun tepkilerine neden oluyor. İki çocuğu ilkokula giden Birgül Güneş, eşinin inşaat işçisi olduğunu ve kış aylarında işsiz kaldığını söyleyerek, okulun kendilerinden sürekli para istemesinden yakınıyor. Güneş, "Okullar ticarethaneye dönüştü, okuldan para istendiği zaman çocuğum eve ağlayarak geliyor. Parayı verebilecek durumumuz yok. Eve müdür beni dövdü, öğretmen beni dövdü diye geliyor, rencide ediyorlar çocuğumu, arkadaşlarının yanında küçük düşüyor" diyerek, okul idaresinin parayı vermezlerse çocuğuna karnesini vermeyeceklerini söylediklerini aktarıyor. Okullardaki harcamaların yükünün velilerin üzerine yıkılmasını eleştiren Güneş, "Velileri kaz gibi yoluyorlar. Artık yolunacak tüyümüz de kalmadı" sözleriyle tepkisini dile getirerek, okullara ödenek vermeyen devletin para toplama işine son vermesini istiyor.
Çocuğu beşinci sınıfa giden Hüsniye Takdemir, her gün okul yolunu aşındırdığını anlatıyor. Son olarak, karne parasını vermemek için okula gittiğini belirten Takdemir, müdürün "Parayı vermezsen karneyi alamazsın" dediğini aktarıyor.
Yılların sorunu
İki çocuğu ilkokula devam eden Nurdan Aslan, yıllardır tartışılmasına karşın, karne parası sorununa bir çözüm getirilmediğine dikkat çekiyor. Katkı payı ve aidat adı altında toplanan paraları ödemediğini, karne parasını ise verdikleri mücadele sonucu 500 bin liraya düşürdüklerini belirten Aslan, okulda Öğrenci Velileri Derneği (ÖVDER) ile birlikte çalışmalar yürüttüklerinin altını çizerek, tüm velileri karne parası vermemeye çağırıyor. Aslan, Altındağ İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ile de konuştuklarını ve para ödemek zorunda olmadıkları yanıtını aldıklarını duyuruyor.
'Kirayı ödeyemiyoruz'
Kocası seyyar satıcılık yapan Dudu Coşkun ise, gecekonduda oturduklarını, yeri geldiğinde kirayı bile ödemekte güçlük çektiklerini vurgulayarak, karne parasını vermenin kendileri için mümkün olmadığını anlatıyor. "Müdür karne parasını isterken 'Bir sigara parası ne olacak' diyor, ama sorsun bana ben sigara alabilecek parayı bulabiliyor muyum?" diyen Coşkun, para toplamanın karne parasıyla sınırlı kalmadığını, "vakıf parası, aidat, katkı payı" adları altında kendilerinden hep para istendiğini söylüyor.
Üç çocuk annesi olan ve en büyük çocuğu ilköğretim son sınıfa giden Menekşe Kahveci, çocuklarına parayı vermezlerse karne alamayacaklarının söylendiğini belirtirken; çocuklarından biri ilköğretim birinci sınıfa diğeri de beşinci sınıfa giden Meryem Çetin ise, "Bir sürü şey için okula para veriyoruz, şimdi de karne parası almak isteniyor, bizi canımızdan bezdirdiler" sözleriyle tepkisini dile getiriyor. src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


Mumcu unutulmadı
Bombalı suikast sonucu yaşamını yitiren Gazeteci-Yazar Uğur Mumcu, öldürülüşünün 8. yıldönümünde düzenlenen çeşitli etkinliklerle anıldı. Tüm etkinliklerde yapılan konuşmalarda yetkililerin Mumcu'nun katillerini bulmak için verdikleri sözü tutmadıkları dile getirildi.
Mumcu'nun Ankara'daki evinin önünde yapılan ve 1000 kişinin katıldığı anma etkinliğine EMEP, İP ve CHP gibi partilerin yanı sıra, bazı kitle örgütleri de pankartlarıyla katıldı. Anma töreninde Mumcu'nun evinin önündeki anıt, karanfil ve mumlarla süslendi. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal tören öncesinde Uğur Mumcu'nun eşi Güldal Mumcu'yu evinde ziyaret etti. Anma etkinliğinin açış konuşmasını yapan um:ag Yayın Yönetmeni Yazar Sevgi Özel, Uğur Mumcu'nun katillerinin hâlâ bulunmadığına dikkat çekerek, "Uğur Mumcu'yu bombalatan ve bombalayanlar, hem ortaktırlar, hem korkaktırlar" dedi. Özel, Mumcu'nun demokrasi ve adaletin bütün kural ve kurumlarıyla yerleşmesinin bir tek yolu olduğuna inandığını söyleyerek, bu yolun da herkes için özgürlük istemek olduğunu belirtti.
Tetikçiler bilinmiyor
Gazeteci Ali Sirmen ise, Mumcu'nun 24 Ocak'lar, 12 Eylül'ler olmasın diye mücadele ettiğini dile getirerek, bir 24 Ocak günü öldürülmesinin düşündürücü bir tesadüf olduğuna dikkat çekti. Sirmen, "Fransızlara boykot uyguluyoruz. Oysa biz 24 Ocak 1980'de başlayan süreçle her şeyimizi altın tepsi içinde teslim ettik" diyerek, Mumcu'nun bu gerçeğin görülmesini ve hırsın bitmesini istemeyenlerle mücadele ettiğini ifade etti. Mumcu'nun tetikçilerinin kim olduğunun bilinmediğini söyleyen Sirmen, "Ama devletin neyi ve neden bilmediğini çok iyi biliyoruz. İki bombacıyı bulsanız failleri bulmuş mu olacaksınız?" dedi.
Mumcu'nun eşi ve um:ag Vakfı Başkanı Güldal Mumcu da, sekiz yıldır Mumcu'nun öldürüldüğü yere gelip onu ananların adalet istediğini, demokrasi bilincine sahip olduklarını söyleyerek, "Şurası bir gerçektir ki türküleri yakanlar yasaları yapanlardan daha güçlüdür" diye konuştu. Uğur Mumcu için daha sonra mezarının bulunduğu Cebeci Asri Mezarlığı'nda da bir tören düzenlendi.
İstanbul'da gazetesi önünde anıldı
Uğur Mumcu için, İstanbul'da Cumhuriyet gazetesi önünde de bir tören düzenlendi. Cumhuriyet gazetesi önünde toplanan bir grup, Mumcu'nun katillerinin bulunmasını istedi. Sevenleri, Mumcu için hazırlanan köşeye karanfil bıraktılar. Anmada konuşan Berrin Nadi, Mumcu'yu unutmadıklarını söyledi.
DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi de, hayatı boyunca yolsuzluklarla, çetelerle, mafyalarla, tarikatlarla savaşan Mumcu'nun tek silahının kalemi olduğunu, bazı çevrelerin bu silahtan korktukları için onu öldürdüklerini ifade etti. Yenigün AŞ'nin Yönetim Kurulu Başkanı Alev Coşkun'un yaptığı konuşmanın ardından anma, Uğur Mumcu için yazılan "Uğurlar Olsun" şarkısıyla sona erdi. CHP İstanbul İl Başkanlığı'nca da Harbiye'deki Uğur Mumcu Anıtı önünde tören düzenlendi.
Verdiği savaş nedeniyle öldürüldü
Uğur Mumcu, İzmir Cumhuriyet Meydanı'nda yapılan bir basın açıklamasıyla da anıldı. 25 kitle örgütü ve kurum tarafından düzenlenen basın açıklamasına İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Priştina da katıldı. Basın açıklamasını düzenleyen kitle örgütü ve kurumlarca hazırlanan ortak metni okuyan ADD İzmir Merkez Şube Başkanı Sadettin Dikkaya ise, Mumcu'nun kalemiyle ve kitaplarıyla sevginin barışın ve emeğin düşmanlarına karşı verdiği savaş nedeniyle öldürüldüğünü, cinayeti işleyenlerin bulunması için yıllardır onur, şeref ve namus sözü verenlere inanmadıklarını söyledi. Aliağa Uğur Mumcu Parkı'nda da Mumcu için bir tören düzenlendi. Mumcu için Eskişehir, Lüleburgaz, Çanakkale ve Trabzon'da da anma etkinlikleri düzenlendi.
ÖNCEKİ HABER

AP heyetinden EMEP'e ziyaret

SONRAKİ HABER

İktidar tatlı geldi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...