22 Ocak 2001 22:00

Adalete bak demokrasiyi gör

İstanbul Barosu Yönetim Kurulu'nun F tipi cezaevlerini protesto etmek yönünde karar aldığını iddia eden Adalet Bakanlığı, Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcılığı'na bir yazı yollayarak gerekli incelemenin yapılmasını istedi.

Paylaş
Adalete bak demokrasiyi gör
İstanbul Barosu Yönetim Kurulu'nun F tipi cezaevlerini protesto etmek yönünde karar aldığını iddia eden Adalet Bakanlığı, Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcılığı'na bir yazı yollayarak gerekli incelemenin yapılmasını istedi.
Sayman: Hodri meydan!
Katıldığı bir panelde Adalet Bakanlığı'nın aldığı karara değinen İstanbul Barosu Başkanı Yücel Sayman, aldıkları kararın cezaevlerini protesto etmek değil cezaevi mimarisini ve hukukunu eleştirmek olduğunu söyleyerek Adalet Bakanlığı'na "Hodri Meydan" dedi. İstanbul Barosu Genel Sekreteri Ali Saydı, Adalet Bakanlığı'nın avukatları zapturap ederek ve tek tip hukukçu yaratmak için bu böyle bir yola başvurduğunu belirtti.
İstanbul Barosu'nun F tipi cezaevlerini protesto etmek için karar aldığını, bu kararının yazılı ve görsel basında çıkan haberlerden belli olduğunu iddia eden Adalet Bakanlığı, Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcılığı'na yazılı bir başvuru yaparak " Alınan kararın, Avukatlık Kanunu'nun 76. maddesinde tanımlanan amaca aykırı ve illegal olması sebebiyle keyfiyetin ihbar kabul edilerek Başsavcılığınızca gereğinin takdiri ile yapılacak işlemin sonucundan ivedi bilgi verilmesini" istedi. Bunun üzerine harekete geçen Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcılığı, İstanbul Barosu'na dilekçe yazarak F tipi cezaevi yönünde bir karar alınıp alınmadığını, alınmışsa bu kararın bir örneğini kendilerine gönderilmesini istedi.
Baro baskı altında
Yaşanan bu durumu katıldığı bir panelde dile getiren İstanbul Barosu Başkanı Yücel Sayman, Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri'nin kendilerine gönderdiği açıklamayı okudu. Açıklamada, İstanbul Barosu'nun F tiplerini protesto kararı aldığının öğrenildiği, bunun yasalara aykırı ve illegal bir girişim olduğunun kendilerine bildirildiğini söyleyen Sayman, "Bunun anlamı, Cumhuriyet Savcısının dava açarak İstanbul Barosu yönetimini görevden alması demektir. Açıkçası biraz korktuk, ama sinmedik, işte buradayız" dedi. Geçmişte de buna benzer olayların yaşandığını, 1980'de askeri cuntanın önce baroyu kapatıp sonra yeniden açmak zorunda kaldığını, yine 1988'de baroya buna benzer bir dava açıldığını ve devletin davayı kaybettiğini belirten Sayman, "Biz yine hodri meydan diyoruz" dedi. Aldıkları kararın F tipi cezaevlerini protesto etmek değil cezaevi mimarisini ve hukukunu eleştirmek olduğunu kaydeden Sayman "Bunu eğer Baro yapmayacaksa kim yapacak?" diyerek tepkisini dile getirdi.
Devletin avukatları yaratılmaya çalışılıyor
Adalet Bakanlığı'nın bu tavrını gazetemize değerlendiren İstanbul Barosu Başkanı Yücel Sayman, Adalet Bakanlığı'nın yaptığı yazılı başvuruda kullanılan terimlere dikkat çekti. Sayman, dilekçede protesto gibi bir kelime kullanıldığını belirterek kendilerinin cezaevini protesto etmek gibi bir amacının olmadığını, F tipi cezaevlerinin felsefesinin, mantığının, fiziki koşullarının, hukuki yapısının tartışılmasını istediklerini kaydetti. Dilekçede geçen bir diğer kavramın illegal kavramı olduğunu söyleyen Sayman, "Dilekçede yönetim kurulunun F tipi cezaevini protesto gibi bir karar aldığını söylüyor. O zaman bu illegal bir karar değil, olsa olsa resmi olmayan bir karar olur. Bir diğer kavram da yazılı ve görsel basında çıkan heberlerin ihbar olarak kabul edildiği. Basında böyle bir durum yok. Söylentilerle soruşturma açılması çok vahim" dedi. Zaten son yıllarda savunmaya çok çeşitli şekilde saldırıldığını kaydeden Salman, "Bazen böyle soruşturmalarla, bazen ölüm orucuna destek verildiği şeklinde açıklamalarla, bazen davalarla. Devletin avukatları yaratılmaya çalışılıyor. Ama biz buna izin vermeyeceğiz" diye konuştu.
'Tavır savunmaya'
Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'ün genel olarak İstanbul Barosu'na olumsuz yaklaştığını söyleyen İstanbul Barosu Genel Sekreteri Ali Saydı, "Aslında tavır İstanbul Barosu'na değil. Tavır savunmayadır. Adalet Bakanlığı'nın bu tavrı F Tipi cezaevlerine karşı çıkaşla belirginleşti. Amaç avukatları zapturap altına almak. Amaç tek tip hukukçu yaratmaktır. Adalet Bakanlığı'nın savunmaya bakışını gösteren ilk örnek değildir bu. Üçlü protokolün de amacı buydu" dedi.
Adalet Bakanlığı'nın operasyonlardan sonra "Avukatların cezaevine girmesiyle ölüm oruçları ve açlık grevleri artmıştır" şeklinde yaptığı açıklamayı da hatırlatan Saydı, "Avukatın ölüm oruçlarını ve açlık grevlerini artırmak gibi bir amacı olamaz. Bu yönde de bir delil bulunmamaktadır. Ama Adalet Bakanlığı, ölüm orucundaki tutuklu ve hükümlüleri kışkırtanların avukatlar olduğunu ısrarla söylüyor. Bu da bakanlığın kendisi gibi düşünmeyene bakış açısını ortaya koyuyor" dedi.
Dava açılsın
F tipi cezaevlerinin tecrit amacı taşıdığını ve kuruluş amacı olarak insan haklarına aykırı olduğunu söylediklerini dile getiren Saydı, bu olumsuzluklardan dolayı F tipi cezaevlerini eleştirdiklerini ve konuşulup tartışılması gerektiğini defalarca dile getirdiklerini ifade etti. Adalet Bakanlığı'nın F tipi uygulamasına karşı çıkmakla ölüm orucunu desteklemeyi özdeşleştirdiğini belirten Saydı, F tipi cezaevlerini protesto etmek gibi bir amaçlarının bulunmadığını söyledi.
Adalet Bakanlığı'nın, barolar üzerinde bir vesayeti olduğunu kaydeden Saydı, "Antidemokratik bir avukatlık yasamız bulunuyor. Adalet Bakanlığı, antidemorkatik bu yasaları kullanarak dava açsın. Umuyorum dava açarlar ve o zaman tüm Türkiye yaşananları görür. Daha önce de İstanbul Barosu'nun adli yargıda yaşanan yolsuzluklar üzerinde bir araştırması olmuştu. Orada da buna benzer şeyler olmuştu. O zaman dava açmamışlardı. Umarım şimdi dava açarlar" şeklinde konuştu.
ÖNCEKİ HABER

ABD'de kriz çanları çalıyor

SONRAKİ HABER

Tüm Yargı-Sen yöneticilerine tutuklama

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...