20 Ocak 2001 22:00
'Amaç siyanür stoklarını tüketmek'
Ünal Erdoğan, Türkiye'de enerji sektörünün kuruluşundan itibaren kirli olduğunu belirterek, bugüne kadar enerji ihalelerinin hepsinde yolsuzluğun olduğunu söyledi.
'Amaç siyanür stoklarını tüketmek'
Nükleer Karşıtı Platform'un düzenlediği, "Ölümün iki adı var: Nükleer-Siyanür " başlıklı söyleşide konuşan Ünal Erdoğan, Türkiye'de enerji sektörünün kuruluşundan itibaren kirli olduğunu belirterek, bugüne kadar enerji ile ilgili olarak yapılan yatırımların hepsinde yolsuzluğun söz konusu olduğunu ifade etti. Önceki gün Konak Belediyesi Kültür Merkezi'nde yapılan etkinlikte konuşan Dünya Enerji Konseyi eski üyesi Ünal Erdoğan, bugün yaşanan enflasyonun temelinde de birilerine rant sağlayan uygulamaların yattığını söyleyerek, "Türkiye'de enerji darboğazı olduğunu söylüyorlar, bunların hepsi senaryo, bunların projeleri bizden geçti" şeklinde konuştu.
Erdoğan, Nükleer santrallerin de politik bir tavır olarak gündeme getirildiğini, bunun altında, elinde nükleer teknoloji konusunda yetişmiş eleman ve teknik donanım bulunan ama kendi ülkelerinde bunu uygulamayan gelişmiş ülkelerin üçüncü dünya ülkelerine bu teknolojiyi satmak için ülke içindeki işbirlikçilerinin yardımıyla gündeme getirdiklerini kaydetti.
Ölümün adı emperyalizm
Bergama köylüleri sözcüsü Oktay Konyar da, "Ölümün tek adı var, o da emperyalizm" diyerek başladığı konuşmasında, yurttaşın bu denli "adam yerine konmadığı" bir dönemin daha önce yaşanmadığını kaydetti. Artık salonları değil meydanları doldurmalıyız diyen Konyar, sözlerine şöyle devam etti: "Yasaları öğrendik, dayak yemeyi öğrendik, nereye çıkacağımızı nereye gideceğimizi biliyoruz. Yaşama hakkı ve tam bağımsızlık için yürüyeceğiz. Bor madeni işçileriyle birlikte yürüyeceğiz. Devlet Eurogold'a karakol kurmuş, Eurogold'u koruyor. Ülkenin bize ihtiyacı var, bu ülkenin bağımsızlığı ve onuru biziz." Konyar, ayrıca siyünürle altın madenciliği işletmenin asıl amacının altın üretmek değil, siyanür stoklarını tüketmek olduğunu da sözlerine ekledi. src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön
Kağıthane halkı baz istasyonu istemiyor
Rojda İldan
Kağıthane Yahya Kemal Mahallesi'nde kurulan baz istasyonları, halk sağlığını tehdit ediyor. 3 adet baz istasyonu bulunan mahallede son günlerde başağrısı şikâyetlerinde dikkat çekici bir artış var. Mahallelerine baz istasyonu kurulmasına onay veren yetkililere ateş püsküren semt sakinleri, bazların kaldırılması için sonuna kadar mücadele edeceklerini söylüyorlar. Yahya Kemal Mahallesi sakinleri aynı zamanda, baz istasyonlarına karşı bilinçli bir mücadele yürütülmesi çağrısında da bulunuyorlar.
'Sürekli hasta oluyoruz'
Baz istasyonlarından birinin Şair Yahya Kemal İlköğretim Okulu'nun yanında bulunduğu mahallede bakkallık yapan Daimi Özcan, evinin de bakkalla aynı apartmanda olduğunu belirtiyor. Baz istasyonunun kurulduğu apartmanla kendi apartmanları arasında çok kısa bir mesafe bulunduğunu söyleyen Özcan, baz istasyonunun 3 yıl önce kurulduğu bilgisini veriyor. Son dönemlerde gazete ve televizyonlarda yayınlanan haberler dolayısıyla baz istasyonlarının insan sağlığına etkilerini öğrenebildiklerini söyleyen Özcan, bütün mahallelinin şikâyetleri olduğunu vurgulayarak, "Direncimiz kırıldı. Eskiden çok hasta olmazdık. Şimdi sürekli hasta oluyoruz. Başımız sürekli ağrıyor, sabah kalktığımızda sarhoş gibi oluyoruz" diyor.
Yerleşim yerlerinde olmamalı
38 yıldır mahallede oturan ve ev hanımı olan Hatice Keleşoğlu da, baz istasyonu kurulduğundan beri sık sık baş ağrısı çektiğini, kolları ve bacaklarındaki eklem yerlerinin de sürekli ağrıdığını anlatıyor. Doktora giderek bütün tahlillerini yaptırdığını ama doktorun hiçbir şey bulamadığını söyleyen Keleşoğlu, baz istasyonlarının zararları bilinmeden önce bu ağrılarına anlam veremediğini, ancak sonradan sağlık problemlerinin nedenini anlamaya başladığını ifade ediyor. Baz istasyonlarının yerleşim yerlerine kurulmaması gerektiğinin altını çizen Keleşoğlu, mahalle halkının birlik olarak istasyonların kaldırılması için mücadele vermesinin önemine değiniyor.
Taşınacaklar
26 senedir Yahya Kemal Mahallesi'nde oturan Malik Şengüloğlu ise, baz istasyonları kurulurken kendilerinin fikrinin alınmamasını eleştiriyor. İstasyonlara karşı imza toplayacaklarını ve diğer mahalleliler ile birlikte kaldırılması için mücadele edeceklerini söyleyen Şengüloğlu, insanların baz istasyonlarına karşı bilinçlenmeleri ve mahallelerine baz istasyonu kurdurmamaları gerektiğini kaydediyor. İki yıldan beri mahallede oturan Esin ve Oktay Kaya ise mide bulantısına varacak kadar baş ağrısı çektiklerini ve beyinlerinde sürekli bir uğultunun olduğunu anlatıyorlar. Kaya çifti, şikâyetlerinin son dönemlerde yoğunlaştığını da belirterek, ev aradıklarını, bulur bulmaz da mahalleden taşınacaklarını ifade ediyorlar.
Nükleer Karşıtı Platform'un düzenlediği, "Ölümün iki adı var: Nükleer-Siyanür " başlıklı söyleşide konuşan Ünal Erdoğan, Türkiye'de enerji sektörünün kuruluşundan itibaren kirli olduğunu belirterek, bugüne kadar enerji ile ilgili olarak yapılan yatırımların hepsinde yolsuzluğun söz konusu olduğunu ifade etti. Önceki gün Konak Belediyesi Kültür Merkezi'nde yapılan etkinlikte konuşan Dünya Enerji Konseyi eski üyesi Ünal Erdoğan, bugün yaşanan enflasyonun temelinde de birilerine rant sağlayan uygulamaların yattığını söyleyerek, "Türkiye'de enerji darboğazı olduğunu söylüyorlar, bunların hepsi senaryo, bunların projeleri bizden geçti" şeklinde konuştu.
Erdoğan, Nükleer santrallerin de politik bir tavır olarak gündeme getirildiğini, bunun altında, elinde nükleer teknoloji konusunda yetişmiş eleman ve teknik donanım bulunan ama kendi ülkelerinde bunu uygulamayan gelişmiş ülkelerin üçüncü dünya ülkelerine bu teknolojiyi satmak için ülke içindeki işbirlikçilerinin yardımıyla gündeme getirdiklerini kaydetti.
Ölümün adı emperyalizm
Bergama köylüleri sözcüsü Oktay Konyar da, "Ölümün tek adı var, o da emperyalizm" diyerek başladığı konuşmasında, yurttaşın bu denli "adam yerine konmadığı" bir dönemin daha önce yaşanmadığını kaydetti. Artık salonları değil meydanları doldurmalıyız diyen Konyar, sözlerine şöyle devam etti: "Yasaları öğrendik, dayak yemeyi öğrendik, nereye çıkacağımızı nereye gideceğimizi biliyoruz. Yaşama hakkı ve tam bağımsızlık için yürüyeceğiz. Bor madeni işçileriyle birlikte yürüyeceğiz. Devlet Eurogold'a karakol kurmuş, Eurogold'u koruyor. Ülkenin bize ihtiyacı var, bu ülkenin bağımsızlığı ve onuru biziz." Konyar, ayrıca siyünürle altın madenciliği işletmenin asıl amacının altın üretmek değil, siyanür stoklarını tüketmek olduğunu da sözlerine ekledi. src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön
Kağıthane halkı baz istasyonu istemiyor
Rojda İldan
Kağıthane Yahya Kemal Mahallesi'nde kurulan baz istasyonları, halk sağlığını tehdit ediyor. 3 adet baz istasyonu bulunan mahallede son günlerde başağrısı şikâyetlerinde dikkat çekici bir artış var. Mahallelerine baz istasyonu kurulmasına onay veren yetkililere ateş püsküren semt sakinleri, bazların kaldırılması için sonuna kadar mücadele edeceklerini söylüyorlar. Yahya Kemal Mahallesi sakinleri aynı zamanda, baz istasyonlarına karşı bilinçli bir mücadele yürütülmesi çağrısında da bulunuyorlar.
'Sürekli hasta oluyoruz'
Baz istasyonlarından birinin Şair Yahya Kemal İlköğretim Okulu'nun yanında bulunduğu mahallede bakkallık yapan Daimi Özcan, evinin de bakkalla aynı apartmanda olduğunu belirtiyor. Baz istasyonunun kurulduğu apartmanla kendi apartmanları arasında çok kısa bir mesafe bulunduğunu söyleyen Özcan, baz istasyonunun 3 yıl önce kurulduğu bilgisini veriyor. Son dönemlerde gazete ve televizyonlarda yayınlanan haberler dolayısıyla baz istasyonlarının insan sağlığına etkilerini öğrenebildiklerini söyleyen Özcan, bütün mahallelinin şikâyetleri olduğunu vurgulayarak, "Direncimiz kırıldı. Eskiden çok hasta olmazdık. Şimdi sürekli hasta oluyoruz. Başımız sürekli ağrıyor, sabah kalktığımızda sarhoş gibi oluyoruz" diyor.
Yerleşim yerlerinde olmamalı
38 yıldır mahallede oturan ve ev hanımı olan Hatice Keleşoğlu da, baz istasyonu kurulduğundan beri sık sık baş ağrısı çektiğini, kolları ve bacaklarındaki eklem yerlerinin de sürekli ağrıdığını anlatıyor. Doktora giderek bütün tahlillerini yaptırdığını ama doktorun hiçbir şey bulamadığını söyleyen Keleşoğlu, baz istasyonlarının zararları bilinmeden önce bu ağrılarına anlam veremediğini, ancak sonradan sağlık problemlerinin nedenini anlamaya başladığını ifade ediyor. Baz istasyonlarının yerleşim yerlerine kurulmaması gerektiğinin altını çizen Keleşoğlu, mahalle halkının birlik olarak istasyonların kaldırılması için mücadele vermesinin önemine değiniyor.
Taşınacaklar
26 senedir Yahya Kemal Mahallesi'nde oturan Malik Şengüloğlu ise, baz istasyonları kurulurken kendilerinin fikrinin alınmamasını eleştiriyor. İstasyonlara karşı imza toplayacaklarını ve diğer mahalleliler ile birlikte kaldırılması için mücadele edeceklerini söyleyen Şengüloğlu, insanların baz istasyonlarına karşı bilinçlenmeleri ve mahallelerine baz istasyonu kurdurmamaları gerektiğini kaydediyor. İki yıldan beri mahallede oturan Esin ve Oktay Kaya ise mide bulantısına varacak kadar baş ağrısı çektiklerini ve beyinlerinde sürekli bir uğultunun olduğunu anlatıyorlar. Kaya çifti, şikâyetlerinin son dönemlerde yoğunlaştığını da belirterek, ev aradıklarını, bulur bulmaz da mahalleden taşınacaklarını ifade ediyorlar.