17 Ocak 2001 22:00

Toplumsal sistem ayrımcılığı besliyor

ODTÜ'den üç öğretim üyesinin TÜSİAD için hazırladığı raporda, toplumsal sistemin, kadınların her türlü karar sürecine katılımını engellediği, eşitsiz ilişkiler yarattığı ve cinsiyete dayalı ayrımcılığı beslediği vurgulanıyor.

Paylaş
Toplumsal sistem ayrımcılığı besliyor
Ankara Üniversitesi ve ODTÜ'de görevli olan üç öğretim görevlisinin hazırladığı "Kadın-Erkek Eşitliğine Doğru Yürüyüş: Eğitim, Çalışma Yaşamı ve Siyaset" başlıklı raporda, toplumsal fırsatlardan eşit yararlanamayan kesimlerin başında kadınların geldiği belirtilerek, kadınların her türlü karar sürecine katılımını engelleyen ve kadın-erkek arasındaki eşitsiz ilişkiyi yaratan toplumsal sistemin, cinsiyete dayalı ayrımcılığı beslediği açıklanıyor.
Ankara Üniversitesi (AÜ) öğretim üyeleri Prof. Dr. Mine Tan ve Doç. Dr. Serpil Sancar Üşür ile ODTÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yıldız Ecevit'in TÜSİAD için hazırladığı "Kadın-Erkek Eşitliğine Doğru Yürüyüş: Eğitim, Çalışma Yaşamı ve Siyaset" başlıklı rapor açıklandı. Rapor, "Eğitimde Kadın-Erkek Eşitliği ve Türkiye Gerçeği", "Çalışma Yaşamında Kadın Emeğinin Kullanımı ve Kadın-Erkek Eşitliği" ve "Siyasal Süreçlere Katılımda Kadın-Erkek Eşitliği" başlıklı üç bölümden oluşuyor.
Raporda, toplumsal fırsatlardan eşit yararlanamayan kesimlerin başında kadınların geldiği belirtilerek, eğitim, ücretli çalışma ve siyasal kararlara katılım alanındaki engellerin ve çözüm önerilerinin tartışılması gerektiği söyleniyor. Raporda, kadınların her türlü karar sürecine katılımını engelleyen ve kadın-erkek arasındaki eşitsiz ilişkiyi yaratan toplumsal sistemin, cinsiyete dayalı ayrımcılığı beslediği, var olan toplumsal yapıların ve ilişki sistemlerinin önemli dönüşümler geçirmesi gerektiğinin altı çiziliyor.
Eğitimde eşitlik yok
262 sayfadan oluşan ve 6 ayda tamamlanan raporun "Eğitimde Kadın-Erkek Eşitliği ve Türkiye Gerçeği" başlıklı ilk bölümünde, kadınların eğitim süreçlerinden ne kadar faydalandığı inceleniyor. "Türkiye bugün, eğitim sisteminin hiçbir aşamasında kadın-erkek eşitliğini sağlayamamıştır" denilen raporda, okur-yazarlık oranının kadınlarda yüzde 77, erkeklerde ise yüzde 94 olduğu belirtiliyor. Raporda, kadınların eğitim süreçlerine katılımı ile ilgili sorunların başında, GSMH'den eğitime ayrılan payın düşüklüğü olduğu ifade ediliyor. Raporda, kadınların eğitime uzak kalmalarında toplumsal değerler ile cinsiyetçi kalıp yargıların, ev işi ve bakıcılık yükümlülüklerinin de etkili olduğu kaydediliyor ve eğitimin içeriğinin, cinsiyetçi ders programları ve kitaplar yoluyla, cinsiyetçi kalıp yargılarını yeniden ürettiği, sürekliliğini sağladığı vurgulanıyor.
İşgücüne katılım sürekli düşüyor
Raporun, "Çalışma Yaşamında Kadın Emeğinin Kullanımı ve Kadın-Erkek Eşitliği" başlıklı bölümünde ise kadınların ekonomik hayattaki yeri ele alınıyor. Türkiye'de kadınların işgücüne katılım oranlarının 1950'lerin ortalarından beri sürekli olarak düştüğünün belirtildiği raporda, kadınların 1955'te işgücüne yüzde 72 oranında katıldığı, bu oranın 1999'da yüzde 29.7'ye düştüğü kaydediliyor. Kentlerdeki kadınların işgücüne katılım oranlarının Türkiye ortalamasının da altında kaldığı ifade edilen raporda, çalışan kadınların ekonomik sektörler arasındaki dağılımının, erkeklere göre daha dengesiz olduğu ifade edilerek, "Meslek sahibi kadınlar, yüzde 23 ile tüm kentli çalışan kadınlar içinde en büyük grubu oluşturmaktadır. Öte yandan kentlerde kadın işsizlik oranı yüzde 16.4 iken, erkek işsizlik oranı yüzde 8.6'dır. Kadınların işgücü piyasası dışında kalış nedenlerinin başında kentlere göç gelmektedir. Kadınların düşük eğitim düzeyleri de ücretli iş olanaklarını azaltmaktadır. Ev eksenli çalışma oranı, kadınlar arasında oldukça yüksektir. Bu durum kadınların kamusal alana çıkışlarını engelleyerek, düşük ücret ve düzensiz çalışma saatlerini kabul etmelerine ortam sağlamaktadır. Kadınların ücretleri erkeklerden düşüktür. Üniversite ve üstü eğitim görmüş kadınların aylık kazançları bile, kendi düzeylerindeki erkeklerin özel sektörde yüzde 68'ini, kamu sektöründe de yüzde 76'sını aşmaz" deniliyor.
Kadın siyasette yok
"Siyasal Süreçlere Katılımda Kadın-Erkek Eşitliği"nin irdelendiği raporun üçüncü bölümünde ise Türkiye'nin parlamentoda kadınların temsil oranında dünyadaki 174 ülke arasında 101. sırada yer aldığı belirtiliyor. Profesyonel mesleklerdeki kadınların siyasal karar süreçlerinde yer alan kadınlara oranla çok daha fazla olduğunun kaydedildiği raporda, parlamentoda kadınların temsil edilme oranının ise yüzde 4.2 olduğu açıklanıyor. Raporda, siyasal süreçlerde kadınların güçsüzlüğünün kaynakları şöyle sıralanıyor:
"Kadınların yaşam alanı olan aile, siyasetin dışında görülüyor. Egemen erkek modeli, kadınlara caydırıcı bir etki yapıyor. Siyasal partiler içinde kadın-erkek eşitliği merkezi bir değer olamıyor. Partilerde kadın kollarının sahip olduğu yasal hakların kısıtlılığı, kadınların siyasal karar süreçlerine katılımını engelliyor. Liderlerin başarı göstergeleri arasında, kadın-erkek eşitliğini sağlamak hâlâ yer almıyor. Sivil ve siyasal örgütlerde çalışan kadınların ortak gündem ve hedef oluşturma yetersizliği devam ediyor".
ÖNCEKİ HABER

Merinos işçisinin kararı direniş!

SONRAKİ HABER

Kongo kaosun eşiğinde

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa