16 Ocak 2001 22:00
NATO vahşeti sahipleniyor
NATO sözcüsü Leiti, "Uranyumlu silahlar yasaldır ve insan öldürmek için yapılmıştır, daha fazla tartışılmasın" dedi. ABD'nin Somali'de de uranyum kullandığı ifade ediliyor.
NATO vahşeti sahipleniyor
Seyreltilmiş uranyum içeren silahlarla ilgili tartışmalar uluslararası alanda tartışılmaya devam ederken, NATO sözcüsü Mark Leiti, Yunanistan'da yaptığı bir açıklamayla örgütün bakış açısını açıkça ortaya serdi. Alter TV'de konuşan sözcü, örgütün uranyum kullanmaktan vazgeçmeye niyeti olmadığını ilan etti. Leiti, uranyum nedeniyle ABD'yi eleştiren ülkeleri ise adeta tehdit etti. Yunan gazetelerinin maşetlerinden verdikleri demeç şöyle:
"Tutumumuz açık, seyreltilmiş uranyumla yapılan silahların kullanımı yasak değildir. Bu silahlar, savaş yasalarına göre yasaldır ve bu konu burada bitmelidir. Silahlar insan öldürmek için yapılmıştır. Kullanılmış amacı da budur. DU'lu silahlar sonuç aldırıcı silahlardır ve NATO tarafından Kosova'da büyük bir kötülüğü önlemek için kullanılmıştır. Elbette ki bunlar, tehlikeli silahlardır. Sorun bunların etkili silahlar olmasında. Bu nedenle, NATO'nun Kosova halkını daha önce sahip olmadığı özgürlüğü sağlamasına yardımcı oldular. Ve biz DU'nun tehlikeli olmasından ötürü utanmıyoruz."
Sırp doktor açıkladı
Öte yandan, Sırbistan Ordu Adli Tıp Enstitüsü Başkanı patolojist Zoran Stankoviç, NATO uçaklarının uranyum bombardımanına tuttuğu bölgelerdeki incelemelerinin ilk sonuçlarını açıkladı. Stankoviç, çok sayıda rahatsızlığa rastladığını ve bunların önemli bir kısmının da seyreltilmiş uranyumlu mermilerin kovanlarından kaynaklandığını belirtti. Doktorun bulguları, Bosna ve Kosova'da savaşın ardından görülen vakalarla benzerlikler taşıyor. Stankoviç, hastalığın kitlesel kanser vakalarına yol açan "Körfez Savaşı Sendromu"nu andırdığını belirtiyor.
Küçük kızın tırnakları döküldü
Doktor Stankoviç, bir mermi kovanı ile oynadıktan sonra hastalanan küçük bir kızın hikâyesini şöyle anlattı: "Birkaç gün sonra el ve ayak tırnakları dökülmeye başladı. Kronik bronşit ve soluma yollarında iltihap gibi ciddi sağlık sorunları yaşıyordu. Bir yıl sonra komaya düştü ve tedavi altına alındı. Halen epilepsi ve şiddetli baş ağrısı ile boğuşu-yor. Nihai teşhisimiz, hastalığın seyreltilmiş uranyum etkileri ile bağlantılı olduğu yolundadır."
Başka maddeler de var
Stankoviç, mermilerde kullanılan diğer malzemelerin de sağlık sorunlarına yol açtığını, örneğin flüor karışımlı maddelerin nemli koşullarda yüksek asidik etki yarattığını anlatıyor. Doktor, "Sadece tırnakların değil, parmakların da düştüğü durumlarla karşılaştık" diyor.
400 kişi öldü
Bosna bombardımanı sonrasında da Hadzici bölgesinde faaliyet gösteren doktor, saldırının iki-üç yıl ardından kanser vakalarında büyük bir artış yaşandığını tespit etmiş.
Doktor, bugüne dek bu hastalardan 400'ünün öldüğünü söylüyor. Hadzici'den ayrılmak zorunda kalan mültecilerde ağırlıklı olarak akciğer, karaciğer ve böbrek kanseri görülüyor.
Seyreltilmiş uranyum içeren silahlarla ilgili tartışmalar uluslararası alanda tartışılmaya devam ederken, NATO sözcüsü Mark Leiti, Yunanistan'da yaptığı bir açıklamayla örgütün bakış açısını açıkça ortaya serdi. Alter TV'de konuşan sözcü, örgütün uranyum kullanmaktan vazgeçmeye niyeti olmadığını ilan etti. Leiti, uranyum nedeniyle ABD'yi eleştiren ülkeleri ise adeta tehdit etti. Yunan gazetelerinin maşetlerinden verdikleri demeç şöyle:
"Tutumumuz açık, seyreltilmiş uranyumla yapılan silahların kullanımı yasak değildir. Bu silahlar, savaş yasalarına göre yasaldır ve bu konu burada bitmelidir. Silahlar insan öldürmek için yapılmıştır. Kullanılmış amacı da budur. DU'lu silahlar sonuç aldırıcı silahlardır ve NATO tarafından Kosova'da büyük bir kötülüğü önlemek için kullanılmıştır. Elbette ki bunlar, tehlikeli silahlardır. Sorun bunların etkili silahlar olmasında. Bu nedenle, NATO'nun Kosova halkını daha önce sahip olmadığı özgürlüğü sağlamasına yardımcı oldular. Ve biz DU'nun tehlikeli olmasından ötürü utanmıyoruz."
Sırp doktor açıkladı
Öte yandan, Sırbistan Ordu Adli Tıp Enstitüsü Başkanı patolojist Zoran Stankoviç, NATO uçaklarının uranyum bombardımanına tuttuğu bölgelerdeki incelemelerinin ilk sonuçlarını açıkladı. Stankoviç, çok sayıda rahatsızlığa rastladığını ve bunların önemli bir kısmının da seyreltilmiş uranyumlu mermilerin kovanlarından kaynaklandığını belirtti. Doktorun bulguları, Bosna ve Kosova'da savaşın ardından görülen vakalarla benzerlikler taşıyor. Stankoviç, hastalığın kitlesel kanser vakalarına yol açan "Körfez Savaşı Sendromu"nu andırdığını belirtiyor.
Küçük kızın tırnakları döküldü
Doktor Stankoviç, bir mermi kovanı ile oynadıktan sonra hastalanan küçük bir kızın hikâyesini şöyle anlattı: "Birkaç gün sonra el ve ayak tırnakları dökülmeye başladı. Kronik bronşit ve soluma yollarında iltihap gibi ciddi sağlık sorunları yaşıyordu. Bir yıl sonra komaya düştü ve tedavi altına alındı. Halen epilepsi ve şiddetli baş ağrısı ile boğuşu-yor. Nihai teşhisimiz, hastalığın seyreltilmiş uranyum etkileri ile bağlantılı olduğu yolundadır."
Başka maddeler de var
Stankoviç, mermilerde kullanılan diğer malzemelerin de sağlık sorunlarına yol açtığını, örneğin flüor karışımlı maddelerin nemli koşullarda yüksek asidik etki yarattığını anlatıyor. Doktor, "Sadece tırnakların değil, parmakların da düştüğü durumlarla karşılaştık" diyor.
400 kişi öldü
Bosna bombardımanı sonrasında da Hadzici bölgesinde faaliyet gösteren doktor, saldırının iki-üç yıl ardından kanser vakalarında büyük bir artış yaşandığını tespit etmiş.
Doktor, bugüne dek bu hastalardan 400'ünün öldüğünü söylüyor. Hadzici'den ayrılmak zorunda kalan mültecilerde ağırlıklı olarak akciğer, karaciğer ve böbrek kanseri görülüyor.
YAZARLAR
A. Cihan Soylu
‘Boş tencere’ iktidarın neresinde?
Şebnem Korur Fincancı
Tehlike nedir?
Sultan Özer
Yeni anayasa tartışmaları, AKP’ye can suyu olur mu?
Hediye Levent
Erdoğan'ın Irak ziyaretinin 3 sebebi ve değişim rüzgarı!
Arif Nacaroğlu
Özgürlükçü Anayasa
Erkan Aydoğanoğlu
1 Mayıs ve sonrası
Mehmet Özyazanlar
Galatasaray kaparak, Fenerbahçe kaptırmayarak…
EVRENSEL EGE
Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...
