02 Ocak 2001 22:00

PKK'yi 'bitirme' hazırlığı

2000'i cezaevleri operasyonu ile kapatan devletin, 2001'i de PKK'yi 'bitirme' operasyonu ile karşılamaya hazırlandığı kaydediliyor.

Paylaş
PKK'yi 'bitirme' hazırlığı
PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın, 1999 Şubat'ında Türkiye'ye getirilmesiyle başlayan "PKK'yi bertaraf" etme operasyonu, 2001'in başında PKK Başkanlık Konseyi üyelerini tasfiye ederek tamamlanmak isteniyor.
İddia edildiği gibi baharı beklemeden Kuzey Irak'a yığınak yapan TSK'nın, PKK ile çatışma halinde Celal Talabani'ye bağlı KYB güçleriyle birlikte PKK'ye yönelik olarak, PKK Başkanlık Konseyi üyelerini hedef alan bir bitirme operasyonuna başlama hazırlığında olduğu bildirildi. PKK'ye yakın kaynaklardan gelen haberlere göre, yapılması planlanan operasyon için geri sayım başladı.
Dudayev planı...
PKK Başkanlık Konseyi üyeleri daha önce bu operasyonun hazırlığına işaret eden açıklamalar yapmışlardı. PKK Başkanlık Konseyi Üyeleri'nden Murat Karayılan, 24 Aralık 2000 günü Medya TV'de telefonla bağlanarak yaptığı açıklamada, TSK'nın Kuzey Irak'a girişinin ardında uluslararası bir plan olduğunu, bölgeye elektronik donanım aktarıldığını ifade ederek, PKK Başkanlık Konseyi üyelerinin Çeçen lider Dudayev gibi tasfiye edilmek istendiğini söylemişti. Bunun yeni bir süreç olduğunu anlatan Karayılan, "önümüzdeki günlerde çözüm bulunmaması halinde kimsenin savaşın önüne geçemeyeceği" yönünde açıklamalarda bulunmuştu.
Karayılan'ın ardından PKK Başkanlık Konseyi üyelerinden Ali Haydar Kaytan'da 25 Aralık günü telefonla bağlandığı Medya TV'de Talabani güçlerinin PKK'ye yönelik saldırıları sürerken, TSK birliklerinin de 1000 kişilik bir kuvvetle Süleymaniye'de konuşlandığını, Süleymaniye'de konuşlanan TSK birliğine İsrail özel kuvvetlerine mensup bir tim ile ABD ve İngiltere'den uzmanların da eşlik ettiğini bildirmişti. Kaytan söz konusu İsrail timinin Öcalan'ın Kenya'dan kaçırılması ve Filistin direnişinin önde gelen isimlerinden Ebu Cihad'ın öldürülmesinde rol aldığını, şu anda da kendileri için "Yakala ve getir" biçiminde nokta operasyonlarını planlandığını söylemişti.
Bunun ardından da PKK Başkanlık Konseyi üyelerinden Osman Öcalan, yılbaşı vesilesiyle 29 Aralık 2000 günü Medya TV'de YNK'nin kendilerine yönelik saldırılarının son bulması halinde bölgede PKK'nin denetiminde bulunan yerlerden koşulsuz olarak çekileceklerini duyurmuştu. PKK'ye yakın kaynaklardan gelen son haberlere göre ise, söz konusu operasyon için geri sayım ve sıcak saatler başladı.
Bu sürece nasıl gelindi
ABD'nin Irak'ın kuzeyinde Saddam'a karşı bir tampon bölge, "tampon bir Kürt devlet" planı KDP-KYB'ye dayandırılmış, ABD'nin bölgedeki stratejik ortağı Türkiye'nin hassasiyetleri göz önünde bulundurularak PKK böyle bir planın dışında tutulmuştu.
ABD'nin telkinleriyle Suriye'nin PKK'ye mesafeli davranmasının sağlanmasından sonra, Türkiye'den askeri yetkililerden dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e kadar en üst düzey devlet yetkilileri Suriye'yi PKK'yi "himaye" etmekle suçlayan ve buna son vermemesi halinde müdahale tehdidinde bulunan açıklamalar yapmışlardı. Bu açıklamaların ardından PKK Lideri Öcalan Suriye'den çıkmış ve uzun bir takibin, diplomatik ve istihbarat örgütlerinin savaşına sahne olan bir sürecin ardından Kenya'dan Türkiye'ye getirilmişti.
Türkiye'ye getirilmesinin ardından, fırsat tanınması halinde PKK'nin silah bırakacağını açıklayan Öcalan'ın bu yöndeki girişimlerinin ardından iki PKK grubu "Barış grubu" adı altında Türkiye'ye gelerek silahlarını bırakıp teslim olmuştu. Bundan sonra da Öcalan, silah bırakarak sınır dışına çekilme çağrısı yaptı ve PKK Başkanlık Konseyi diğer çağrılara olduğu gibi buna da olumlu yanıt vererek silahlı PKK birliklerini sınır dışına çekti. Ve Öcalan'ın ortaya attığı "Demokratik cumhuriyet" projesine uygun olarak olağanüstü kongre toplayan PKK, "Yeni Dünya Düzeni" ve "Demokratik Cumhuriyet" eksenli bir platforma uygun yeniden yapılanmaya gitme kararı aldı.
Abdullan Öcalan'la ilgili "rehin tutma" ve onun üzerinden "süreci yönlendirme" politikası PKK'nin silahlı güçlerinin ana bölüğünü sınır dışına çıkarmasının ardından belirli bir duraklama sürecine girdi. MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun'un tartışılan son açıklamasında da yer alan "Öcalan'ı gerektiği kadar kullanabildik mi?" düşüncesi devlet katlarında süreçten daha büyük beklentilerinde bir ifadesiydi.
Başbakan Bülent Ecevit'in Merkezköy uygulamasının açılışı için bölgeye gittiği dönem yeniden yaptığı "Teslim ol" çağrısı, daha önce asker ve hükümet yetkililerinden gelen çağrıların bir devamıydı. Abdullah Öcalan'ı çağrılarını PKK tabanına ve gerillalarına benimsetmek konusunda gönüllü ve aktif bir politika izleyen PKK Başkanlık Konseyi üyelerinin, "silah bırakma" çağrısına istenilen yanıtı vermemiş olması da, bu son operasyon hazırlığını gündeme getirdi. Kuzey Irak'ın ve bölgenin bugünkü dengelerinin öncesine göre böyle bir operasyona daha elverişli olması da, Genelkurmay'ın bu yöndeki adımı için hızlandırıcı bir gerekçe oldu.
ÖNCEKİ HABER

Kazdıkça tarih çıkıyor

SONRAKİ HABER

IMF programına karşı birlik ve

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa