29 Aralık 2000 22:00

Bayram sevinci...

Zorunlu göçün mağdur çocukları, Çukurova'da bir bayram daha geçirdi. Hem çalışıp, hem okumaya çalışan çocuklar, üç günlüğüne de olsa "çarşı"da gezebilmenin, ucuz dönercilerde tavuk dürüm yiyebilmenin tadını çıkardılar.

Bayram sevinci...
Sinan Araman
Adana sokakları bayramı kutlayan çocuklarla dolu. Yoksul mahallerden indikleri kent merkezinde geziyorlar. Kürt illerinden göçle Çukurova'ya gelen çocuklar, hem çalışıyor, hem de okuyorlar. Yaşam kavgasının tüm acımasızlığına rağmen, umutları var. Bayramı, üç günlüğüne de olsa gezip tozabilmenin sevinciyle geçirdiler.
Çocuk kalabalığı en çok da İnönü Parkı'nın yan tarafındaki ucuza tavuk dürüm satan dönercilerin sokağında. Çoğu Urfa'dan gelmiş çocuklar ile bayram üzerine sohbet ediyoruz; Murat, Cebrail, Mehmet, Hasan ve Fehmi. Çocukların tümü Ethem Kuzucu İlköğretim Okulu'nda okuyor. Okulu bırakmak zorunda kalan 15 yaşındaki Fehmi, mobilyacıda çalışıyormuş. Paradan çok şeker toplayabildiklerini anlatıyorlar, alabildikleri üç beş kuruş bayram harçlığı ile gezmeye ve ucuz dönercilerde tavuk dürüm yemeye gelmişler.
Başka bir grup çocuk da dürümcünün yanında kaldırıma dizilmiş. Mardin'li Samet ve Abdurrahman 8. sınıfta. Aynı zamanda terzide çalışıyor. Aylık 30 milyon aldığını söylüyor. Aynı yaştaki Batmanlı Mustafa da babasıyla birlikte seyyar satıcılık yapıyormuş. "Kazandığımı babama veriyorum, ayda bir iki milyonda okul harçlığı alıyorum" diyor Mustafa.
Yanlarında aynı mahalleden Antakyalı Doğan var. O da hem okuyor, hem çalışıyor. Aynı mahallede oturuyorlar. Çocuklar Adana'nın, Kürt illerinden göç sonucu oluşmuş yoksul emekçi mahallelerinden, çoğu 19 Mayıs ve Başak mahallelerinde oturduklarını söylüyor. Batmanlı Mirza da 8. sınıfta ve ayda 35 milyon liraya terzide çalışıyor. Kendine ayırdığı para ayda beş milyon. 6. sınıftaki Urfa'lı Mehmet ise boyacılık ve simitçilik yaptığını söylüyor, günde bir milyon lira kazandığını da ekliyor. Ayda 80 milyon liraya Biltekstil'de çalışan Adıyamanlı Mahir, 14 yaşında. Cumaali ise Diyarbakır'lı. Ve daha benzer koşullardaki onlarca çocuk var Adana sokaklarında. Konuştuğumuz grubun hepsi Yüreğir'in Kiremithane mahellesinde oturuyor. Bayram nedeniyle çarşıya çıkıp gezdiklerini, harçlıklarıyla kebap, dürüm yediklerini ve atari salonlarına gittiklerini söylüyorlar.
Adları; Hasan, Ali, Mehmet, Doğan, Mirza... Mardin'li, Diyarbakır'lı, Urfa'lı, Batman'lı... Çoğu okuyor ve çalışıyor. Hepsinin hayalleri ve umutları var... Yerlerinden, yurtlarından göç edip gelmek zorunda kalmışlar Çukurova'ya. Ama yaşam kavgası tüm acımasızlığıyla burada da sürüyor. Bir bayrama daha buruk ama birkaç gün de olsa gezip tozabilmenin sevinciyle giriyorlar.
ÖNCEKİ HABER

'2001, mücadele yılı olmalı'

SONRAKİ HABER

Manila'da kanlı cumartesi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...