Ümraniye'de direniş 4. günde bitti

Ümraniye'de direniş 4. günde bitti
Ümraniye Cezaevi'nde salı günü başlatılan ve aralıklı olarak devam eden kanlı operasyon, dün sona erdi. Operasyonun başladığı gün DHKP/C davasından tutuklu bulunan Ahmet İbili kendisini yakarak yaşamını yitirirken, çok sayıda tutuklunun yaşamını yitirdiği, 50'ye yakın tutuklunun yaralandığı öğrenildi. Hastaneye getirilen bir tutuklu "4 gün boyunca bombalarla üzerimize saldırdılar" diye bağırdı.
Gazetemiz baskıya girdiği saatlerde, ölü ve yaralı sayısı ile ilgili resmi açıklama yapılmadı.
423 tutuklu ve hükümlünün bulunduğu B ve C Blok ile yanındaki D Blok'un çatı ve duvarlarını delerek ateş açan ve bombalar atan jandarma timleri, deliklerden girerek tutukluları gruplar halinde dışarı çıkardılar. Operasyon sırasında itfaiye aracından da içeriye tazyikli su sıkıldığı bildirildi. Öğle saatlerinden itibaren ise cezaevinden çok sayıda ambulans çıkış yaptı. Sabah bir ambulansın giriş yaptığı Haydarpaşa Numune Hastanesi'ne 25 tutuklu yaralı olarak getirildi. Bu sırada bir kadın tutuklu slogan atarken, bir tutuklu da "4 gün boyunca bombalarla üzerimize saldırdılar" diye bağırdı. Cezaevinden hastaneye gitmek üzere çıkan bir ambulans ise kaza yaptı. Ambulansta bulunanlar başka bir araca aktarıldı. Hastaneye getirilen yaralılardan ismini öğrenebildiklerimiz şöyle: Mehmet Ali Coşkun, Sinan Yanardağ, Mehmet Doğan, Nazife Kaya, Murat Erteksin, Serdar Turan. Gazetemiz baskıya girdiği saatlerde hastaneye yaralı sevki devam ediyordu.
Öte yandan, Ümraniye Cezaevi'nden Cerrahpaşa'daki Adli Tıp Morgu'na giden bir ambulansın içinden 4 tutuklunun cesedinin çıkarıldığı söylendi. GATA'ya ise 3 yaralı askerin götürüldüğü bildirildi.
Ailelere yine baskı
Operasyonun ilk gününden beri çocuklarından haber almak için cezaevi önünde bekleyen ve çevik kuvvet polisinin yoğun baskısıyla karşılaşan aileler, dün de bu baskıdan nasiplerini aldılar. Cezaevinin önündeki polis noktasından uzaklaştırılan ve sık sık gözaltına alınmakla tehdit edilen aileler, gazetemize yaptıkları açıklamada kendilerine bilgi verilmemesine tepki gösterdiler. Gülsüm Sarar, oğlunun cezaevinde olduğunu belirterek, tepkisini şöyle dile getirdi: "Ecevit ana yüreğinden, baba yüreğinden anlamaz. Bizim çocuklarımız yanıyor. İçimiz yanıyor. Onlar nasıl duruyorlar? Evlatlarımızı yakıyorlar. Top, tüfekle saldırıyorlar."
4 gündür evine gitmediğini kaydeden Sarar, ellerinden hiçbir şey gelmediğini söyleyerek, polisin kendilerine sürekli baskı yaptığını ya da gözaltına aldığını ifade etti.
Oğlu 8 yıldır cezaevinde olan Şükrü Dalkaya ise, oğlunun hiçbir delil olmadan düşüncelerinden dolayı tutuklandığını söyleyerek, "Oğlum ölü mü, yaralı mı bilmiyorum. Bu operasyon bir katliamdır. Can kurtaracağım diye can alıyorlar" dedi. Kardeşi cezaevinde olan Zeynep Kaya, Fransa'dan geldiğini belirterek, Türkiye'deki görüntüleri gören 12 yaşındaki çocuğunun "Ben o ülkeye gitmem" dediğini aktardı. Kardeşinin yaşamından endişe duyduklarını dile getiren Kaya, dışarıdan bakınca bile yaşananlara dayanamadığını söyledi.
Oğlu 12,5 yıl ceza alan Fatma isimli tutuklu yakını, 4 gündür çekmedikleri çile kalmadığını belirterek, "İçeride olanlar bizim çocuklarımız. Adalet Bakanı kana doymuştur artık. Çocuklarımız katlediliyor. Ne biz ne basın bir şey öğrenemiyor" diye konuştu. Sırma Ceylan da içinin parçalandığını söyleyerek, oğlunun 4 yıldır cezaevinde olduğunu, ama halen davasının sonuçlanmadığını kaydetti. Ceylan, tutukluların kendilerini yakmadığını, jandarmanın çocuklarını yaktığını vurguladı.
Alman milletvekillerine engelleme
Almanya'dan cezaevleri konusunda bilgi almak için gelen iki PDS (Demokratik Sosyalizm Partisi) milletvekili, Ümraniye Cezaevi'ne giderek başsavcı ile görüşmek istediler. Heyetin danışmanı Evrim Baba, Alman Konsolosluğu'nun kendileri için müracaat ettiğini, ancak olumsuz yanıt alındığını ifade ederek, birkaç günlüğüne Türkiye'ye geldiklerini söyledi. Hiçbir bilgi alamadıklarını söyleyen Baba, aldıkları bilgiyi parlamentoya aktaracaklarını kaydetti. Alman heyet, polis tarafından cezaevi önünden uzaklaştırıldı.