Öcalan'ın başvurusu AİHM'de görüşüldü

Öcalan'ın başvurusu AİHM'de görüşüldü
Abdullah Öcalan'ın avukatlarının yaptığı başvurunun ele alındığı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)'ndeki duruşma dün görüldü. Türkiye saatiyle 10.45'te başlayan duruşmaya 'eşitlik ilkesi' gözetilerek her iki taraftan 60'ar kişi alındı. Öcalan'ın avukatlarının başvurusunun incelemeye alınıp alınmayacağının görüşüldüğü duruşmayı, 65 gazeteci ve toplam 250 kişinin izleyici olarak alındığı çok sayıda Avrupa Konseyi yetkilisi ve hukuk öğrencileri izledi. AİHM, geçen yıl kasım ayında aldığı bir kararla Öcalan'ın avukatlarının 16 Şubat 1999 tarihli başvurusu sonuçlanıncaya kadar Türkiye'den idam cezasının uygulanmamasını istemişti. Yaklaşık üç saat süren duruşmada taraflar, avukatları aracılığıyla kendi görüşlerini iletti. Türkiye'yi avukatlar, Şükrü Alpaslan ile Francis Spinzer savunurken, Öcalan'ın görüşlerini Sir Sydney Kentdidge, Mark Muller, Timothy Otty ve Hasip Kaplan aktardı. 10 yargıçlı duruşmada Türk Hükümeti'ni 16, Öcalan'ı ise 10 avukat savundu. Türk Hükümeti'nin avukatları AİHM'den söz konusu başvuruyu kabul etmemesini isterken, Öcalan'ın avukatları, müvekkillerinin yakalanıp Türkiye'ye getirilmesinden yargılanıp idama mahkûm edilmesine kadar işleyen süreçlerde adil olmayan unsurların ve eksikliklerin olduğunu kaydetti. Türkiye hükümetinin avukatı Şükrü Alpaslan, duruşmada, Öcalan'ın avukatlarının yaptığı başvuruyla ilgili hükümetin görüşlerini anlattı. Alpaslan, Öcalan adına mahkemeye Hollandalı avukatlarca yapılan başvurunun sahte imzayla yapıldığını savundu. Suçsuzluk karinesinin ihlal edildiği yolundaki açıklamalarla ilgili olarak konuşan Alpaslan, Türkiye'de basının özgür olduğunu, basının sadece PKK'nin faaliyetlerine yönelik kamuoyunun duyduğu tepkiyi dile getirdiğini ileri sürdü. Alparslan, adil yargılanma hakkının ihlaliyle ilgili suçlamalara da, Türkiye'de DGM'lerin bağımsız ve tarafsız olduğunu, Öcalan davasının kamuoyuna açık yapıldığı ve avukatların özgürce savunma haklarına saygı gösterildiğini savunarak cevap verdi. Alpaslan, Türkiye'de idam cezasının 16 yıldır uygulanmadığını da söyleyerek Öcalan'ın 'güvenliği nedeniyle' İmralı'da tek başına bulunduğunu anlattı. Türkiye'yi savunan ikinci avukat olan Francis Spinzer ise, savunmasında Öcalan'ın Kenya'dan Türkiye'ye getiriliş sürecini konu aldı, Türkiye'de 1984'ten beri hiçbir idam cezasının infaz edilmediğini hatırlattı. Avukat Spinzer'in savunmasının ardından yeniden söz alan Alpaslan, AİHM'den Öcalan'ın avukatlarının başvurusunun kabul edilemez bulunmasını talep etti.
İdam AİHS'i ihlal
Türkiye'nin savunmasının ardından ilk olarak söz alan Öcalan'ın avukatlardan Sir Sydney Kentridge, Türkiye'nin 2000 yılında idam cezası bulunan Avrupa'daki tek ülke olduğunu söyledi.
İdam cezasının varlığının AİHS'nin açık bir ihlali olduğunu söyleyen Kentridge, Öcalan'ın Kenya'dan Türkiye'ye olağanüstü şartlar altında getirildiğini, avukatlarının birçok zorlukla karşılaştığını ve keyfi uygulamalar yapıldığını anlattı.
Öcalan'ın avukatlarından Mark Muller de, bu davanın konusunun politika ve terörizmin meşruiyeti olmadığını söyleyerek, "Asıl mesele, insanların adil yargılanma hakkına sahip olup olmadığıdır. Biz mahkemenizden Öcalan'ın bir özgürlük savaşçısı olduğu kararını versin istemiyoruz" diye konuştu. Muller, Öcalan'ın Türkiye'ye getirilmesi olayının "kaçırma" olarak nitelendirilmesi gerektiğini söyleyerek, yargılamanın yapıldığı DGM'lerin bağımsız ve tarafsız olmadığını ifade etti. Öcalan'ın avukatlarından Timothy Otty, Öcalan'ın adil muamele görmediğini, bağımsız ve tarafsız bir mahkemede yargılanmadığını, verilen idam cezası konusunun da boşluklarla dolu olduğunu kaydetti. AİHM 1. Dairesi, Öcalan'ın avukatlarının başvurusunun incelemeye alınıp alınmayacağı kararını altı ay içerisinde açıklayacak. Mahkeme, davanın siyasi, kendini aşan bir dava olduğu kanısına varırsa, başvuruyu 17 yargıçtan oluşan büyük mahkemeye gönderebilecek.