20 Kasım 2000 22:00

Köylü sendikasını kuruyor

Trakya Üretici Köylü Kurultayı'nda bir araya gelen onlarca delege, muhtar ve köy kooperatifi yöneticisi sorunlarını tartışarak, köylülerin hükümetler karşısında ortak hareket etmesini sağlayacak bir birliğin somut adımlarını attı.

Paylaş
Köylü sendikasını kuruyor
Bülent Falakaoğlu
Edirne'nin, Tekirdağ'ın, Kırklareli'nin olarca köyünden gelen muhtarlar, temsilciler, kurultay delegeleri ve köylüler Trakya Üretici Köylü Kurultayı'nı önceki gün Babaeski Belediye Düğün Salonu'nda gerçekleştirdiler. Tabandan gelişen ve en geniş kesimi kucaklayan hareketlerini tüm Türkiye'de bir üretici birliğinin sağlanması yönünde geliştireceklerini vurgulayan Trakyalı üreticiler, kurultayda, güçlü bir sendikal hareketin oluşumu ve aynı zamanda tüm bölgelerde kurultay ve sendikal girişim çalışmalarının başlatılmasını kararlaştırdı.
Divanının oluşturulmasının ardından açılış konuşmasını yapan Pancarköy Muhtarı Vedat Dal'ın ardından Düzenleme Komitesi adına konuşan komite başkanı Şevki Konur, aylardır köy köy dolaştıklarını ve üreticilerin refaha kavuşacağı, insanca yaşayabileceği bir ülke kurulana dek koşuşturmalarına devam edeceklerini ifade etti. Tarım politikalarını IMF ve Cottarelli'nin belirlediğini ama politikaları uygulayanların halkın seçtiği kişiler olduğunu kaydeden Konur, tarımı çökerten bu kişilerden hesap sorulması gerektiğini belirtti.
'Acılarımızı unutmadık'
Katılımcı köylülerden Fahrettin Özden ise, "Hepimizi ilgilendirden bir konu bugün bizleri bir araya getirdi. Hepimiz üreticiyiz, ama ürünümüz hakkında söz sahibi değiliz. Ayçiçeği iki yıldır aynı fiyattan satılıyor. Hükümet taban fiyatla tavan fiyatı karıştırıyor. Bunu bilinçli yapıyor, çünkü, bizim her acıyı çabuk unuttuğumuzu biliyorlar. Acılarımızı unutmadığımızı, durumun farkında olduğumuzu göstermek için adım attık. Kadriye köyünde 5 danası olup da kredi alabilecek durumda iki kişi çıktı. Çöküyoruz. Örgütlenmemiz bizi yönetenlere öcü gibi geliyor. Ama onlar örgütlü, biz de örgütlenmeliyiz" dedi.
Konuşmasına, kendisinin sadece muhtar değil aynı zamanda dededen gelen bir üreteci olduğunu söyleyerek başlayan Katranca Köyü Muhtarı Hasan Tahsin Onat da, köyünde üreticilerin her geçen kötüye gittiğini, üreticilerin sorunlarına eğilmek için geç bile kalındığını, kendisinin bundan sonra da üreticilerin lehine olacak her çalışmada yer alacağını vurguladı.
'Vergi manyağı olduk'
Muratlı Köyü Muhtarı Kemal Atılgan ise, kahve köşelerinde herkesin bol bol sorunlarından bahsetmesine rağmen, köylünün sorunlarına sahip çıkmadığını ve maddi sorunlar ya da kabul edilemez bir başka gerekçe göstererek kurultaya katılmayanları da kınadığını ifade etti. Atılgan, "Parti ayrımlarını bırakalım, sendikalaşalım ve sorunlarımaza boş laflarla değil mücadele içerisinde sahip çıkalım" diye konuştu.
Sinanlı beldesinden Rasim Gülcemal ise, bir canavar tanımlaması getirdiği Ergene Nehri'nden birçok arkadaşının zehirlenerek öldüğünü bildiğini, kendisinin ise uzun bir tedavi sürecinin ardından ucuz kurtulduğunu kaydederek, "Bu canavarı biz birleşip yok etmezsek, canavar bizi yok edecek" dedi. Gülcemal, 5 çocuk babası olduğunu tarımla geçindiğini, kendi beldesinde durumu iyi olan 10 üretici arasında olmasına rağmen zar zor geçindiğini, üreticinin böylesi bir durumdan kurtulması için acilen harekete geçmesi gerektiğini söyledi.
Kendine has espirili üslubuyla dikkat çeken Paşa Mahallesi Muhtarı Rasim Yörük, "Nuriş Kardeşler 'Seni mermi manyağı yaparım' diyor, bizim devlet de halkına 'Seni vergi manyağı yaparım' diyor" devlet bizi böyle giderse yok edecek" dedikten sonra, köylünün vahim durumu aktarmak için, kendi köyünde 500 dekar alanda üretim yapan Zeki Taşkın'ın bu yıl tohum alacak para bulumadığına değindi.
Büyümemizi engelliyorlar
Bu işe üreticiler olarak omuz omuza başladıklarını ifade eden Yörük, çalışmaların yoğulaştığı, kök salıp büyümeye başladığı bir dönemde çeşitli ayak oyunlarının gündeme geldiğini söyledi.
"Büyüyoruz ama engellemeye çalışıyorlar. Şu parti, bu parti deyip bizi bölmeye çalışıyorlar. Bütün parti ayrımlarını kaldırıp bu amaç için başımızı ortaya koymalıyız" diyen Yörük, hiçbir sosyal güvencesi olmayan çiftçinin başka yolu olmadığını vurguladı.
Düzenleme Komitesi üyelerinden İsmet Patron'un rant uğruna havanın, suyun, toprağın ve emperyalist ülkelerin çıkarına ülke tarımının yok olmasına izin vermeyeceklerini belirtirken, konuşmacılardan Turabi Kayan da kurultay sonrası çalışmaların yoğunlaştırılması çağrısı yaptı.
Su damlası yol alıyor
Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi öğretim elemanlarından Prof. Dr. Erdal Şekeroğlu, ise salonda bir nehre dönüşecek su damlasını gördüğünü belirterek çalışmada emeği bulunan herkesi tebrik etti.
Yapılan konuşmaların ardından, Trakya'nın can damarı olan Ergene Nehri'nin artık topraklarına su ve hayat vermemesi, aksine zehir saçmasından canı yanan üreticiler, Ergene'nin kirletilmesinin durdurulması için bir dizi girişim ve mücadelenin başlatılması ve sürdürülmesini kararlaştırdılar.
Kurultayda ayrıca, kurultayın düzenlenmesinde büyük emeği olan Düzenleme Komitesi'nin bundan sonra yapılacak olan çalışmaları yürütmesi, üretici sendikası kurma çalışmalarını merkezileştirip yönetmesi, Türkiye'nin diğer bölgelerinde yürütülen çalışmalarla irtibat kurup bu çalışmaları Trakya köylülerine aktarması da kararlaştırıldı.
ÖNCEKİ HABER

Toplumsal muhalefetten yalnızlığa

SONRAKİ HABER

Hekimler yarın çalışmıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...