08 Kasım 2000 22:00

Ergene havzasında

   hayvancılık da ölüyor

Paylaş
Ergene havzasında hayvancılık da ölüyor
Bülent Falakaoğlu
Buğday, ayçiçeği, şeker pancarı ve daha birçok tarımsal ürün üretmiş Trakya köylüsü, Ergene Ovası'nın bereketli topraklarında. Ta ki ürettiklerinin maliyeti karşılayamayacak hale gelmesine kadar. Ürettikleri kendini doyurmayınca hayvancılığa yönelmiş Ergeneli. İlk dönemlerde iyi de desteklenmişler. Ama şimdilerde durum farklı. Desteklemenin kaldırılması, kredi olanaklarının yok edilmesinin ardından özelleştirmelerin, Süt Endüstrisi Kurumu (SEK), Et Balık Kurumu (EBK), Yem Sanayisi gibi kuruluşlardan başlaması bitirme noktasına getirmiş Ergeneliyi... Hayrabolu'da geçmişte 27 bin baş hayvan bulunurken, şu anda sayısı 13 bini bile bulmuyor.
Babaeski'nin 5000 nüfuslu Büyük Mandıra Beldesi'nde nüfusun yüzde 70'inin hayvancılıkla uğraştığını dile getiren Paşa Mahallesi Muhtarı Rasim Yörük, herkesin hayvan sayısını azalttığını söylüyor.
Aynı zamanda, "Trakya Üretici Köylü Kurultayı Düzenleme Komitesi" içerisinde de yer alan Yörük, günlük süt üretiminin 23 tonu bulduğu Büyük Mandıra'da şu anda üretimin 7-8 ton civarına düştüğüne dikkat çekiyor. Tarım ve hayvancılığın en önemli dayanaklarının bir bir yıkılmasının üreticiyi perişan ettiğini ifade eden Yörük, bunun böyle gitmesi halinde üretici köylü kalmayacağını vurguluyor. "Peki ne yapılmalı?" sormuza ise muhtar çok net bir cevap veriyor: "Canlı hayvan ithalatı, et ürünleri ve hayvansal ürünler yasaklanmalı. Ucuz kredilerle hayvancılık desteklenmeli."
Özel sektörün taşeronlarına
Köy kahvesinde oturanlar söz alıyor muhtarın ardından. Tikveşli, Mis Süt gibi daha birçok özel firmanın köylerdeki taşeronları aracılığıyla kendilerinden süt aldığını, bunlara sütün litresini en fazla 160 bin liradan satabildiklerini dile getiren üreticiler, süt fabrikasının özelleştirilmesinden önceki durumlarını şöyle özetlediler: "SEK ve EKB devletin elindeyken süt ve et, üreticiden mümkün olan en yüksek fiyatla alınıyor, tüketiciye mümkün olan en düşük fiyatla satılıyordu. Çünkü KİT'lerin amacı para kazanmak değil, fiyat dengesi sağlamaktı. SEK ve EKB özel sektörün eline geçtikten sonra, et ve süt üreticiden ucuz fiyatla alındı, tüketiciye de yüksek fiyattan satıldı. Doğal olarak önleyici bir güç yoksa özel sektörün tek bir amacı vardır; en yüksek kazanç. SEK haraç mezat satıldığı zaman, üretici, sütün 1 litresini 18 bin liraya satabiliyordu. SEK özelleştirildikten bir ay sonra üreticinin aldığı fiyatlar 12 bin liraya çekilirken, marketlerde süt ürünleri fiyatı iki katına çıktı. Hem üretici hem de tüketiciler kaybederken, sanayiciler büyük kazanç sağladı."
Hayvanları kandırıyoruz
"Trakya Üretici Köylü Kurultayı Düzenleme Komitesi" üyeleriyle köy köy dolaşırken karşılaştığımız ve hayvancılıkla uğraşan köylülerden Zeki Selvi durumlarını çarpıcı bir önrekle aktarıyor: "Yem alamaz duruma geldik. Hayvanları kuru saman ve tuzlu suyla kandırıyoruz." Selvi'nin bu sözlerine Nadırlı köy kahvesinde oturan diğer üreticiler de katılarak, 5-6 yıldır Süt Üreticileri Kooperatifi'nin özel sektörün karşısına çıkarak fiyatları az çok dengelediğini, ama düzensiz ödemelerinden dolayı üreticinin yine de zor durumda olduğunu ifade ettiler.
Sinanlı Beldesi'nden Nejdet Dündar ise, geçmişte 35 büyükbaş hayvan beslediğini şimdi zorunluluktan 6'ya düşürdüğünü kaydedikten sonra çok direndiğini, hatta kamyon satın alarak İstanbul'a kadar köylerinden süt götürdüğünü, özel sektör araçları tarafından sıkıştırıldığını bunlara da göğüs germeye çalıştığını, fakat sonunda pes etmek zorunda kaldığını anlatıyor.
Nadırlı, Katrancı, Sinanlı hiç fark etmiyor. Gittiğimiz her köy ve beldede tarımsal üretimden vazgeçilerek bel bağlanan hayvancılık yok olmak üzere; hayvan sayısı azalıyor, süt üretimi düşüyor.
ÖNCEKİ HABER

'Bana İsrail cinayet işliyor dedirtemezsiniz'

SONRAKİ HABER

Avukatlardan yanıt var

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...