27 Ekim 2000 21:00

Ar yılı, kâr yılı ve TÜYAP

Bence TÜYAP bu yıl "ar"la "kâr"ın kapışmasını izleyecek. Hele bir aklıevvel, ünlü starlardan birini TÜYAP açılışına getirirse.

Paylaş
Ar yılı, kâr yılı ve TÜYAP
Sennur Sezer
Evrensel ve galiba Cumhuriyet okurları dışındakiler olayın ciddiyetini pek fazla anlamadılar. Bir ünlü hanım yıldız, bir ressamı bir galeriden dışarı attırdı. Ressamın akademik ünvanı da vardı. Ama televizyonlardan gördüğümüz kadarıyla medya patronlarından biri hanım yıldızın koluna girmiş, korumasına almıştı. Böylece medya patronunun rakipleri bile olayın çok üstüne gidemediler. Belki de ünlü hanımla kötü olmayı göze alamadılar. Bu olayın toplumsal nedenleri düşünülmeli bence.
Ortalama bir dram
Bir yanda, yaşamı, ortalama bir Amerikan filminde herkesi gözyaşına boğacak bir kadın var. Kumarbaz anne, iki güzel kız. Genç yaşta yapılan başarısız evlilik, güzellik kraliçeliğinden geri alınan taç. Ve yetenek ve güzellik ve bir sürü özveriyle oluşturulmuş bir ün. Ünlü hovarda bir koca ve evlilik adına halka kadınların susup boyun eğmesi konusunda verilen nutuklar... Ortalama bir dram. Bunun karşılığında kazanılan paranın sözünü etmiyorum. Dünyanın pek çok yerinde bedeli ödenerek aynı para aynı koşullarda kazanılır.
Öte yanda resmi ya da sanatı, sanat tartışmalarının dışında gündeme getirmemiş bir ressam. Sosyetik bayanlara ders vermeyi, medya dedikodularına kulak asmayı önemsememiş bir hoca.
Bu iki kişinin hangi koşullarda olursa olsun karşı karşıya gelmesinin skandalla sonuçlanması hiç bir senaryo yazarının aklına gelmez. Skandalın gerçekleşmesi olayın üçüncü ayağı kamuoyunun yozlaşmasıyla olanaklı.
Emek önemini yitirdi
Yozlaşmanın bir yanında eğitimde kültür ve sanatın yer almayışı var. Sanat tarihi dersi okumayan, kendi kültürüne kültür emperyalizminin de büyük katkılarıyla yabancı, binaları taş yığınları olarak gören, ressam deyince, darbe liderini bilen bir kuşak yetişti. Paranın nasıl kazanılırsa kazanılsın tek önemli öğe olduğu bir dünya yaratıldı. Emek önem yitirdi. Şimdi nasıl zengin ve ünlüden yana olmaz bu komuoyu?
Bu konuda geçmişin de payı var deyip işi biraz alaya dökmek geliyor içimden. Efendim, biz ulus olarak kâra önem veririz. Azerilerin fabrika, satışıevi, ticarethaneye "Kârhane" deyişini benimsemiş, ama tek kârlı eylemin cinsellik olduğuna inandığımızdan kârhanenin anlamını değiştirmişiz. Sanat sözünü "ince sanat" terimiyle yine cinselliğe bağlamışız. Sanatçı, toplumumuzda, "Soyun sanatını göster" denecek diye "Sanatçıyım" demeye korkar olmuş. Mizahı, çok okunur kitabı, espirisi cinselliğe dayanan bir toplum olmuşuz. Bununla da övünüyoruz. İçgüdülerini beyninin önüne geçirmesi istenip gerçekleştirilmiş bir toplum modeli yaşatılmış. Yaşatılıyor.
Kitap Fuarı başlıyor
Ve haftaya TÜYAP kitap fuarı başlıyor. Genel teması tartışılması gerekli bir fuar: Küreselleşme. Türkiye Yazarlar Sendikası, Evrensel Basım Yayın, İnsancıl Dergisi, küreselleşme ve sanat, küreselleşme ve kültür emperyalizmi ile ilgili etkinlikler hazırlıyor. Başkaları da var. Belki küresellik savunucuları da olacak. Orhan Veli'nin 50. Ölüm Yılı, Türk Şiiri gibi etkinlikler de... Okurun, geçliğin iyi izlemesi, tartışmalarıyla katılması gerekli bir yenilenme haftası yaşanacak.
Ya öte taraftaki kalabalık. Sanat ve kültürün uyarıcılığı, aydınlatıcılığı oraya nasıl aktarılacak. "Ar yılı değil kâr yılı" diyenler mi? Ar, bilirsiniz elbet, hem utanma anlamına gelir. Hem de yabancı dillerden bozularak sanat anlamına. Kâr üstüne konuşmaya gerek yok...
Bence TÜYAP bu yıl "ar"la "kâr"ın kapışmasını izleyecek. Hele bir aklıevvel, ünlü starlardan birini TÜYAP açılışına getirirse.
Bu arada, sergisinde olay çıkan ressamı merak etmediniz mi? Fahrünnisa Zeyd idi. Halikarnas Balıkçısı'nın kızkardeşi, Şirin Devrim'in annesi. Uluslararası bir ressam. İyi ki yaşamıyor. Yoksa hanım ünlümüz ona kız kardeşi Aliye Berger, yeğeni Füreya ile ilgili sorular sormazdı elbet. Öyle tarihsel dedikoduya, ne onun, ne onun medyasının kültürü yeter. Ürdünlü bir prensle nasıl evlendiğini sorardı. Ya da kendisiyle ölçüp, "Zenginleri ve güzelleri kıskanırlar" diye teselli ederdi onu... Fahrünnisa Hanım'ın, "Sanat fedakârlık ister" diye genç ressamları eğiten ressamımızın da yüreğine inerdi kuşkusuz. Verilmiş sadakası varmış.
ÖNCEKİ HABER

Hücrelerde sona doğru

SONRAKİ HABER

Ayrımsız bir genel af

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...