26 Ekim 2000 21:00

Sağlığın yolu Diyarbakır'dan geçmiyor

"AB'nin yolu Diyarbakır'dan geçiyor" gibi popülist söylemlerin aksine, yöre insanı açısından sağlığın yolu henüz bu kentten geçmiyor.

Paylaş
Sağlığın yolu Diyarbakır'dan geçmiyor
Mehmet Aslanoğlu
Gelişmiş ülkelerde hemen hemen hiç görülmeyen hastalıklar yüzünden insanların hayatını kaybettiği Diyarbakır'da, sağlığın özelleştirilerek tamamen paralı bir hale getirilmesi durumunda sağlık sorunlarının artarak devam edeceği belirtiliyor. Devlet erkanı "AB'nin yolu Diyarbakır'dan geçiyor" açıklamaları yapıyor ancak, 15 yıllık savaş bahane edilerek ihmal edilen sağlığın yolu henüz Diyarbakır'dan geçmiyor. SES Diyarbakır şubesinin hazıladığı 1999 Diyarbakır Sağlık Raporu'nda Dünya Sağlık Örgütü (WHO) normlarına göre ortalama 10 bin kişiye bir sağlık ocağı düşmesi gerektiği aktarılıyor. Ancak, resmi nüfusu 500 bin olarak kabul edilen Diyarbakır'da -ki gerçek nüfusun 1.5 milyon olduğu tahmin ediliyor- 50 bin kişiye 1 sağlık ocağı düşüyor. İlde mevcut 77 sağlık ocağın 12'si, 110 sağlık evinin 93'ü şu anda kapalı.
Diyarbakır Sağlık İl Müdürlüğü verilerine göre kent merkezinde 12, köylerde 41 sağlık ocağı faaliyet gösteriyor. SES Diyarbakır Şubesi hazırladığı raporda Diyarbakır'ın kapalı olanlarının da açılması koşuluyla en az 36 sağlık ocağına daha ihtiyacı olduğuna dikkat çekiyor. Şehirde, 93 sağlık evinin 46'sı güvenlik, 2'si köy boşaltma, 45 onarım gerekçesiyle kapatılmış.
Koruyucu sağık hizmetleri vermesi gereken sağlık kuruluşlarının içinde bulunduğu bu durum aşılamayla bile önlenebilecek kızamık, tifo, dizanteri, ishal, sarılık, sıtma, TBC, Brusella gibi bulaşıcı hastalıkların ilde, günümüzde bile ölümlere varan ciddi sağlık sorunlarının ortaya çıkmasına neden oluyor.
Olağanüstü sağlık koşulları
Diyarbakır Büyükşehir Belediye'sinin arşivlerinde yer alan bilgilere göre şehrin alt yapısı 1930'lu yıllardaki 30 binlik nüfusun talebi, su şebekesi ise 30-40 yıl öncesinin ihtiyaçları baz alınarak yapılmış. 1830 km uzunluğunda kanalizasyon şebekesine ihtiyaç var. Ancak inşa edilen şebeke sadece 98 km. Üstelik kanalizasyon şebekesi standartların tam tersine su borularının üzerinden geçiriliyor. İçme suyu numunelerinden her yıl yapılan testlerde "240 koli basilinden çok bakteri" tespit ediliyor. Çöp, su, kanalizasyon gibi bulaşıcı hastalıkların oluşmasına zemin hazırlayan koşulların fazlasıyla mevcut olduğu ilde, hane sayılarının da fazla olması hastalıkların hızla bulaşmasına ve yayılmasına neden oluyor.
Halk, sosyal güvenceden yoksun
Bulaşıcı hastalık şikayetiyle Diyarbakır SSK Hastanesi'ne başvuran hasta sayısı 1999 yılında 1764 kişi. Bulaşıcı hastalıklara yakalanan 67 bin kişiden sadece 1764'ü SSK'ya başvurmuş. Bu durum halkın büyük bir kısmının herhangi bir sosyal güvenceden mahrum yaşadığını gözler önüne seriyor. SES Diyarbakır Şubesi tarafından hazırlanan raporda sağlıkta özelleştirme ile birlikte halkın tamamen sağlık hizmetlerinden mahrum kalacağına dikkat çekiliyor.
Raporda mevcut tedavi merkezlerindeki özelleştirmelere de dikkat çekilmiş. Buna göre, Dicle Üniversitesi (DÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi'nde taşerona bağlı 930 geçici sözleşmeli çalışan, haftada 72 saat asgari ücretle çalıştırılıyor. DÜ Araştırma Hastanesi'nde ise 106 hemşire 1999 yılı sonuna kadar gönüllü ve ücretsiz çalıştırılmış. Ancak SES'in girişimiyle hemşireler asgari ücerete bağlananabilmişler.
Diyarbakır'daki tüm hastanelerin temizlik işleri, yemekhane ve yardımcı hizmetlerin yarısından fazlası taşerona (İNTURSA ve ÖZSAN firmalarına) deveredilmiş durumda.
DÜ Tıp Fakültesi, SSK, Devlet Hastanesi ve Çocuk Hastanesi'nde sağlık güvencesi olan 613 hastayla yüz yüze yapılan araştırmada 418 hastanın ameliyattan önce doktorlara "bıçak parası'" ödedikleri öğrenilmiş. Kentte 2 özel hastane, 2 özel teşhis merkezi, 2 özel tedavi merkezi, 2 özel polikilinik, 15 özel laboratuvar ve yüzlerce özel muayehane ve sağlık kabini bulunuyor.
ÖNCEKİ HABER

Diplomalı işsiz olmayacağız

SONRAKİ HABER

Tüzel üretici köylülerle beraberdi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...