20 Ekim 2000 21:00

Bulmak da dert, tutmak da!

Uzun uğraşlar sonucu başlarını sokabilecek bir ev bulabilen kiracılar, evi tutabilmek için "kırk dereden su getirmek" zorunda kalıyor. Ev sahiplerinin adli sicil kağıdı, "tahliye taahhüdü" istemeye ya da kontrata "misafir kabul edilemez" maddesi eklemeye kadar varan talepleri, kiracılara 'artık yeter' dedirtiyor.

Paylaş
Bulmak da dert, tutmak da!
Şebnem Turhan
Kiralık ev aramak getirdikleri mali yük bakımından kiracıları zorladığı gibi, ev sahibinin talepleri de kiralık ev arayanların güç anlar yaşamalarına neden oluyor. Ev sahiplerinin depozito, kefil istemlerini ve emlakçıların ücretlerini veren kiracılar, evsahiplerinin adli sicil kağıdı gibi garip istemleri ve emlakçıların tutulamayacak olan evlerden aldıkları yer gösterme parasıyla daha mağdur duruma düşüyorlar.
Ev kiraları her ilde farklılaşıyor. Bir ilde 50 milyon liraya tutabileceğiniz ev, özellikle büyükşehirlerde 200 milyon liraya çıkıveriyor. Özellikle İstanbul ve Ankara'da ev kiralarının çok yüksek olması, bu illerde yaşayan memur ve işçileri, gelirlerin tamamını ev kirasına yatırmalarına yol açıyor. Ankara'da ise kira fiyatları semtlere göre değişim gösterse de, genellikle 200 milyon liradan başlayarak, 600 milyon liraya kadar ulaşıyor.
Evsahipleri özellikle üniversite öğrencilerinden ve bekârlardan olmadık ayrıntılar isteyerek, kontratlara koydukları maddelerle, kiracıları hukuki yönden de egemenlikleri altına alıyorlar. Genellikle her kontratta karşımıza çıkan, "Eve birinci derece yakınlar dışında ziyaretçi kabul edilemez" ibaresi, öğrencileri arkadaşlarını evlerine çağırmaları durumunda adli makamlara kadar yansıyan olaylarla karşı karşıya bırakabiliyor.
Artış oranına dikkat
Ev kiralama serüveni sürerken karşımıza çıkan bir diğer sorun da emlakçılar. Kiraladıkları her ev için bir kira alan emlakçılar, bazen kimsenin tutmayacağı evlerden 'yer gösterme parası' adı altında haksız kazanç sağlıyorlar. Emlakçıda imzalanan bir sözleşme sonucunda evi tutmadığınız durumda verdiğiniz ücret en az 5 milyon lira oluyor. Emlakçılar ve ev kiraları konusunda konuştuğumuz, Emlakçılar Odası Başkan Yardımcısı İbrahim Saruhan, ev kiralarken ya da alırken emlakçının pazarladığı gayrimenkulde yetki sahibi olup olmadığının iyice araştırılması gerektiğinin altını çizdi. Kanun gereği emlakçıların pazarladıkları emlağı beğendirip yasal imza aşamasına gelindiğinde ancak para almaya hak kazandığına dikkat çeken Saruhan, yer gösterme parasının yasal olmadığını ve odalarına gelen bu konudaki şikayetleri denetlediklerini ifade etti.
Saruhan, kontrata yazılmaya çalışılan "Eve birinci dereceden yakınların dışında hiç kimse alınamaz" ibaresinin medeni hakları kısıtlayan bir ifade olduğunu vurgulayarak, kiracıların mahkemeye başvurdukları durumda bu hükmün yazılmamasını sağlayabileceklerini söyledi. Adli sicil kaydının istenmesini abartılı bir teklif olarak değerlendiren Saruhan, "Kira sözleşmesi tek yönlü değil, karşılıklı uzlaşma sağlanması gerekiyor" dedi. Sözleşme imzalanırken kira artış oranına dikkat edilmesinin altını çizen Saruhan, Yargıtay'ın belirlediği kira artış oranına göre sözleşme yapılması gerektiğini vurguladı.
Saruhan, kira kontratları sırasında ev sahibinin imzalanmasını istediği "Tahliye Taahhüddname"sinin tarih yazılmadığı takdirde kiracıyı zor duruma sokacağını bildirerek, ev sahibinin kiracıyı istediği an evden tahliye edebilmek için taahhüdname sayesinde yasal güvence aldığının altını çizdi.
ÖNCEKİ HABER

Cumhuriyet'te 'bir acayip bilmece'

SONRAKİ HABER

Kahire'de kritik zirve

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...