19 Ekim 2000 21:00

Yeğenlere değil, emekçilere bütçe

Kamu emekçilerinin yüzde 10'luk sefalet zammına tepki eylemleri dün de birçok şehirde devam etti. Erzincan'daki eyleme saldıran polis 35 kişiyi gözaltına aldı.

Paylaş
Yeğenlere değil, emekçilere bütçe
Kamu emekçilerinin yüzde 10'luk sefalet zammına tepki eylemleri dün de birçok şehirde devam etti. İstanbul'da saat 14.00'te Saraçhane Parkı'nda toplanmaya başlayan kamu emekçileri hükümeti protesto etti. "Yeğenlere değil emekçilere bütçe", "Sefalete teslim olmayacağız", "11 Kasım'da Ankara'dayız", "IMF değil emekçiler yönetsin", "Kurt, kuş, arı; IMF iktidarı" sloganlarını atan 500'e yakın kamu emekçisine bir konuşma yapan KESK Genel Başkanı Siyami Erdem, 2001 bütçesinin halktan yana değil IMF ve sermayeden yana hazırlandığını belirtti. Erdem, fedakârlık yapması gerekenin kendileri değil Koç ve Sabancı gibiler olduğunu söylerek, 57. hükümetin ve onu destekleyenlerin ülkenin yüz karası olduğunu ifade etti. Kış günlerini mücadeleleriyle ısıtacaklarını söyleyen Erdem, bunun için gereken güce sahip olduklarını vurguladı.
Eyleme, DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi de katıldı.
İzmir
İzmir'de, KESK İzmir Şubeler Platformu'nu oluşturan sendikaların üyeleri, Konak Meydanı'nda toplanarak yüzde 10'luk zammı protesto ettiler. Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Alim Murathan, eylem sırasında yaptığı konuşmada, yüzde 10'luk zamla 140 milyon lira alan bir memurun maaşında 14 milyon lira artış olacağını söyledi. Genel-İş ve İzelman işçilerinin de katılarak destek verdikleri eylem sırasında atılan sloganlar ve dövizlerle yüzde 10'luk zamma tepki gösterildi.
Urfa/Batman
Urfa'da Atatürk Bulvarı'nda bulunan SES binasında düzenlenen toplantıda konuşan KESK Dönem Sözcüsü Kahraman Oğuz, "IMF için değil, halk için bütçe yapılmalıdır" dedi. Oğuz, memur maaş zammını protesto etmek amacıyla Ahmet Bahçıvan İş Merkezi'nde düzenlemek istedikleri basın açıklamasının Valilik ve Emniyet Müdürlüğü tarafından hiçbir gerekçe gösterilmeden engellendiğini bildirdi.
Batman SSK Hastanesi bahçesinde toplanan çeşitli sendikalara üye yaklaşık 200 memur, davul zurna eşliğinde halaylar çekerek başladıkları basın açıklamasında, hükümeti protesto etti.
Samsun'da polis engeli
Samsun'da kamu emekçilerinin eylemine polis izin vermedi. Gazi Caddesi'ndeki Konak Sineması önünde, akşam saatlerinde toplanan KESK üyesi memurlar, sloganlarla açıklanan zam oranına tepki gösterdi. Bu arada, KESK Samsun Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Mahmut Konuksever, basın açıklaması yapmak isteyince, polis eylemin izinsiz olduğunu belirterek, sendika üyelerinden dağılmalarını istedi. Direnen memurlara müdahale eden polis, eylemin yapılmasına engel oldu.
11 Kasım'da Ankara'dayız
KESK Kocaeli Şubeler Platformu üyesi kamu emekçileri de Büyükşehir Belediyesi önünde yaptıkları eylemle yüzde 10'luk zammı protesto ettiler. Dönem Sözcüsü Nihat Değer, "IMF direktiflerine hayır diyor, yoksullukta istikrar istemiyoruz" dedi. 2001 yılı bütçesini, "küresel sermayenin çıkarları doğrultusunda hazırlanmış antidemokratik ve dayatmacı" olarak nitelendiren Değer, eylemlerini 11 Kasım'a kadar çeşitli biçimlerde sürdüreceklerini, bu tarihte de Ankara'da kitlesel bir miting yapacaklarını hatırlattı.
Gebze'de de 600 kadar işçi ve memur yürüdüler. "Genel grev, genel direniş" sloganlarıyla yürüyen işçi ve memurlar, 26 Ekim'de yeniden eylem yapacaklarını bildirdiler.
Edirne/Balıkesir
Edirne'de, KESK üyesi memurlar İlhan Koman Parkı'nda toplanarak, memur maaşlarına yapılan zam oranını alkışlar ve sloganlarla protesto etti.
Balıkesirli kamu emekçileri de Ali Hikmet Paşa Meydanı'nda yaptıkları eylemle hükümete tepki gösterdiler. "Direne direne kazanacağız", "IMF'ye değil, emekçiye bütçe" sloganlarının atıldığı eyleme EMEP ve İHD destek verdi.
Antalya/İskenderun/Niğde
Antalya'da da Kışlahan önünde 300 kişinin katılımıyla bütçe protestosu gerçekleştirildi. Eylemde kamu emekçilerinin onurundan başka kaybedecek bir şeyleri olmadığı belirtilerek, eylem çağrısı yapıldı.
İskenderun Emek ve Demokrasi Platformu da yaptığı basın toplantısıyla bütçeye tepki gösterdiler.
Niğde'de ise 150 eğitim emekçisinin katılımıyla yapılan yürüyüş sonrası Cumhuriyet Alanı'nda basın açıklaması yapıldı. "Yaşasın örgütlü mücadelemiz", "Tasarruflarımız yağmalanamaz", "Yağma, talan bütçesine hayır" sloganlarını atan eğitim emekçileri grevli toplusözleşmeli sendikal hak taleplerinin kabul edilmesini istediler.
Erzincan'da 35 gözaltı
Erzincan'da, bütçeye ve yüzde 10'luk zamma karşı eylem yapmak isteyen kamu emekçilerine polis saldırdı. Eğitim-Sen üyesi olan kamu emekçileri, Ordu Caddesi'ndeki sendika binasının önünde basın açıklaması yapmak isterken, polis, izin alınmadığı gerekçesiyle dağılmalarını istedi. Dağılmayan eğitim emekçilerinden 35'i polis tarafından gözaltına alındı. src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


İnsan yok sayılıyor
Türk Tabipleri Birliği (TTB), F tipi cezaevleriyle insan unsurunun göz ardı edildiğine, konunun sadece güvenlik sorunu olarak algılandığına ve cezaevi binasından başlayarak tam bir izolasyonun hedeflendiğine dikkat çekti.
TTB'nin, Adalet Bakanlığı tarafından uygulanmak istenen F Tipi cezaevlerine ilişkin raporunda, izolasyonun, insanı kimliksizleştirmek, ağır psişik ve fizik bozukluklar yaratmak gibi sonuçlarının olduğunun bilimsel verilerle de ortaya konulduğuna işaret edildi. Raporda, fiziksel, sosyal ve psikolojik insani gereksinimleri yok sayan izolasyon yaklaşımı ile hükümlünün güven hissi, dayanışma, paylaşım gibi haklardan yoksun bırakılacağı vurgulandı.
Yerleşim alanlarından uzak
Bakanlığın "oda" sistemi ile bireye yalnız kalabilme olanağı sağlama iddiasının hatırlatıldığı raporda, "oda" ve "hücre" kavramları arasındaki farkın soyutlama ve tecrit açısından değerlendirileceğinin altı çizildi. "Oda olarak ifade edilen yerlerin gerek ortak kullanım alanına açılmaması, gerekse iç ve dış mimari tasarımın izolasyona göre planlanması hücre tanımlamasına denk düşmektedir" denilen raporda, cezaevlerinin her türlü yerleşim alanından dikkat çekecek kadar uzak, ulaşımı zor ve geniş araziler içerisine kurulduğu belirtildi. Bu durumun cezaevi kompleksini kamunun en dolaysız haber alma ve incelemesinden mutlak şekilde izole edeceğine vurgu yapılan raporda, avukat, görüşçü gibi ilgili kişilerin ulaşım ve irtibat açısından sorunlar yaşayacağı ve muhtemel hak ihlallerinin tespit ve takibinin ciddi biçimde zorlaşacağı ifade edildi.
İletişim olanağı yok
Cezaevi koruma duvarının dışında ve jandarma hizmet binasına yakın inşa edilmiş tek katlı bekleme yerlerinin 40-50 kişi kapasitesinde olduğunun ve bu bina ile cezaevi alanı arasında, ana nizamiye dışında giriş bağlantısı kurulmadığının bildirildiği raporda, bekleme yeri kapasitesinin, avukat ve aile görüşlerinin süre, sayı ve periyotla sınırlanacağı izlenimi uyandırdığı da belirtildi.
Cezaevinde ortak kullanım alanlarının idari bina içerisinde bulunduğunun ve kısıtlı mekânlar olduğunun kaydedildiği raporda, bu alanların kullanımının "tretmana" alınan yanıta göre bireysel olarak planlanacağına dikkat çekilerek, tek kişilik izolasyon ünitesinde tutulacak olan kişilerin kalacakları mekânların bir başkasıyla iletişimi bütünüyle engelleyebilecek bir tasarıma sahip olduğu kaydedildi. "Havalandırma alanına iki ayrı hücre kapısının açılması iletişim açısından bir değer taşımamaktadır. Havalandırmaya çıkılıp çıkılmayacağı da dahil olmak üzere, burada yaşayacak olan kişinin tüm sosyal yaşantısı üzerindeki inisiyatif yetkililerin elindedir. Ayrıca tüm kapatılma birimlerinin elektrik, su ısıtma, merkezi yayın sistemleri dışarıdan kontrol edilebilecek şekilde düzenlenmiştir" tespitinin yapıldığı raporda, hücre kapısının yemek bölümünün dahi infaz koruma memuruyla gerektiğinde yüz yüze iletişimi engelleyecek şekilde tasarlandığının altı çizildi.
Hekim ve hasta hakkı yok
Raporda, havalandırma sahalarının yüksek beton duvarlarla çevrili olduğunun ve insanlar dışında tüm dış dünyayla iletişimi engelleyecek nitelikte olduğunun altı çizildi. "Denetleme Koridoru" adı verilen geniş koridorların cezaevini yatay ve dikey olarak kestiği, bu koridorlardaki pencere ve mazgallar aracılığıyla havalandırma ve kapatma alanlarının kontrol edildiğine işaret edilen raporda, böylelikle bir ve üç kişilik izolasyon birimlerinde tutuluyor olmalarına rağmen tutuklu ve hükümlülerin buradaki yaşamlarının sürekli gözetleneceği bildirildi.
Mevcut mekânların izolasyon dışı amaçlarla kullanılsa dahi sağlık açısından sakıncalar içerdiğine dikkat çekilen raporda, izolasyon ünitelerindeki hükümlülerin sağlık hakkından yararlanma, hekime ulaşabilirlik ve ikinci basamak sağlık hizmetlerinden yararlanmada yaşanan sorunların bu cezaevlerinde daha ağır seyredebileceği izleniminin oluştuğu kaydedildi. Hekim-hasta ilişkisinde etik ve mesleki şartların oluşturulabilmesi için revirin idari bina dışında bulunması gerektiğine işaret edilen raporda, projenin en temel insani hakları yok saydığı vurgulandı.
İnşaatı sürmekte olan F Tipi cezaevleri çalışmalarının durdurulmasının, cezaevlerinin, infaz sistemi ve hukuk sistemi ile bütünlük içinde ele alınarak değerlendirilmesinin ve insan haklarına, evrensel hukuk ilkelerine uygun çözümler üretilmesinin istendiği raporda, sağlık birimlerinin gerek personel, gerekse donanım olarak desteklenmesi, cezaevleri denetiminde başta meslek kuruluşları ve insan hakları örgütleri olmak üzere ilgili kuruluşların yer alacakları şekilde yasal düzenlemeler yapılması gerekliliği üzerinde duruldu.
ÖNCEKİ HABER

İşçi 'eyleme devam' dedi

SONRAKİ HABER

Güney'in yeni ama son durağı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...