18 Ekim 2000 21:00

Okullarda soygun dönemi

Milli Eğitim Bakanlığı'nca gönderilen genelgeleri fırsat bilen okul yönetimleri, bakanlığın belirlediği katkı payının 4-5 katı para topluyor.

Paylaş
Okullarda soygun dönemi
Halil İmrek
Milli Eğitim Bakanlığı'nca okul müdürlüklerine gönderilen genelgelerle, öğrencilerden katkı payı alınması istenirken, bu durumu fırsat bilen okul yönetimleri, bakanlığın belirlediği rakamın 4-5 katı para topluyor. Milli Eğitim Bakanlığı, öğrencilerden her ay 250 bin lira katkı payı toplanmasını isterken, Adana'daki tüm okullarda öğrencilerden 1 milyon lira talep ediliyor. Adana'da, Milli Eğitim Bakanlığı'nın katkı payının yasallaştırılmasına yönelik bu uygulamasını fırsat bilen bazı okul yöneticileri katkı payının yanında ek olarak da "spor parası" adı altında öğrencilerden 2 milyon lira topluyor.
Öğrenciye 52 milyarlık fatura
Adana'daki İsmet İnönü İlköğretim Okulu'nda, bir yıllık temel ihtiyaçlar için 52 milyar bütçe çıkarılarak, bu paranın veliler tarafından ödenmesi istenildi. Okul yöneticileri ödenek yokluğundan dolayı böyle bir yola başvurduklarını belirtirken, öğrenci velileri şu ana kadar toplanan paraların ve 8 yıllık kesintisiz eğitim için alınan vergilerin nereye gittiğini soruyorlar.
Klima parası
Okul müdürlüğü velilere gönderdiği yazıyla temizlik malzemesinden kırtasiyeye, bilgisayardan idarecilerin odasına takılacak klimaya kadar her giderin parasını istiyor. En düşüğü 100 milyon lira, en yükseği ise 12 milyar liralık istekler zincirinde müdür, müdür yardımcısı ve öğretmenler odasına takılacak split klima için velilerden 2 milyar 400 milyon lira talep ediliyor. 26 kalemde toplanan ihtiyaç listesinde okula bilgisayar, perde temizlik malzemesi, televizyon, dolap, fotokopi makinası, laboratuvar malzemesi, tepegöz, baskı makinası, sınıf panosu gibi bir çok eşya bulunuyor.
Velilere gönderilen listede elektrik faturası borcu, Atatürk büstünün mermerle döşetilmesi ve bina salonunun koltukla döşetilmesi gibi bir dizi ihtiyaca gereksinim olduğu ifade edilmiş. src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


EMEP: Emekçiden al faizciye ver bütçesi
Emeğin Partisi Genel Başkanı Levent Tüzel tarafından yapılan yazılı açıklama ile 2001 yılı bütçesinin soygun bütçesi olduğu ve emek düşmanı bir nitelik taşıdığı belirtildi. "Açıklanan bütçe emekçiden al, rantiyeye, faizciye ver bütçesi"dir diyen Tüzel, bugüne kadar yapılan açıklamalarda ve bu bütçeyle ekonominin bütün yükünün işçi ve emekçilerin sırtına yıkılacağının görüldüğünü dile getirdi. 2001 bütçesinin 2000 bütçesinden sadece yüzde beş büyük bir bütçe olarak tasarlandığına dikkat çeken Tüzel, "Bu rakamlar emekçileri enflasyona ezdirirken 2001'de yatırım yapılmayacağını da gösteriyor" diye konuştu.
Tüzel, vergi gelirlerine yüzde 20'den fazla artış öngörülmesine karşın 2001 bütçesinin 5 katrilyon açık vereceğini hatırlatarak, yeni iç ve dış borçlanmalarla açığın kapatılmasının ise 'açık kapatmak' değil, 'delik büyütmek' anlamına geldiğine dikkat çekti.
Özel iletişim, özel işlem ve 8 yıllık eğitim gibi geçici ek vergilerin kalıcılaştırılacağının belli olduğuna dikkat çekilen açıklamada, buna rağmen yeni vergilendirmelere gerek duyulduğu ifade edildi. Levent Tüzel, özelleştirme gelirlerinde beklenen yüzde yüzlük artışın, işçi ve emekçilere yönelik özelleştirme saldırısının tırmanacağının bir göstergesi olduğunu vurguladı. İç ve dış faiz ödemelerinin bütçenin yaklaşık üçte birini götüren bir kara delik oluşturduğunu anlatan Tüzel, açıklamada hükümetin emekçilere darbe üstüne darbe vurup sermayenin ihtiyaçlarını karşılayan bir bütçeyi Meclis'ten geçirmeye çalıştığına işaret etti. Tüzel, IMF ve onun dayatmaları doğrultusunda hazırlanan 2001 bütçesine karşı mücadele kararları alan emek örgütlerinin eylemlerini destekleyeceklerini ifade ederek, tüm emek ve demokrasi güçlerine emekçilerin bu haklı mücadelesinin yanında yer almaları konusunda çağrı yaptı.
ÖNCEKİ HABER

Vahşet yetmedi, şimdi de hücre!

SONRAKİ HABER

Bugün kaç çocuk öldürdünüz?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...