29 Ağustos 2000 22:00
'Hükümet intikam alıyor'
Hükümet ile Cumhurbaşkanı arasında yaşanan KHK krizinin ardından, Ecevit'in, cumhurbaşkanının yetkilerinin sınırlandırılması yönündeki açıklamalarına partiler tepki gösterdi. CHP, yetki sınırlaması konusunun gündeme gelmesini hükümetin intikam amacında olduğunu gösterdiğini, asıl sorunun 1982 Anayasası'nda olduğunu belirtirken, HADEP, önemli olanın yetki sınırlandırılması değil, hak ve özgürlüklerin genişletilmesi olduğunu kaydetti.
Konuyla ilgili görüşlerini aldığımız CHP Genel Sekreter Yardımcısı Bekir Yurdagül, bugün parlamenter sisteme güre cumhurbaşkanının yetkilerinin fazla olduğunun herkes tarafından kabul edildiğini belirterek, asıl sorunun 1982 Anayasası'nda olduğunu söyledi. Hükümetin, tartışmalı KHK'nın Cumhurbaşkanı tarafından iade edilmesi sonrasında böyle bir tartışmanın başlatılmasının yakışıksız bir davranış olduğunu ifade eden Yurdagül, bunun intikam amaçlı ve kin dolu bir tavır olduğunu söyledi. Sorunun çözülmesi için, 1982 Anayasası'nın sadece cumhurbaşkanının yetkileri konusuyla değil her şeyi ile masaya yatırılması gerektiğini belirten Yurdagül, "Demokratik bir ülkeye yaraşır sivil bir Anayasa yapılması için, en kısa zamanda Anayasa Uyum Komisyonu'nda kapsamlı bir Anayasa değişikliği gündeme getirilmelidir. Kindar bir yaklaşımın sonucu olarak, sadece cumhurbaşkanının yetkilerini ele alan bir Anayasa değişikliği parlamentoya da başbakana da yakışmaz" dedi. 'Önemli olan özgürlüklerin gelişmesi'
HADEP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Tekin ise cumhurbaşkanının yetkilerinin 12 Eylül döneminde artırıldığını hatırlatarak, yetkisinin sınırlandırılması yönündeki tartışmaların zamanlamasına dikkat çekti. Tekin, parti olarak daima tercihlerinin demokratik bir parlamenter sistemden yana olduğunu söyleyerek, yetkilerin cumhurbaşkanının niteliğine göre değişmesini doğru bulmadıklarını belirtti. Böyle bir düzenleme çabasının parlamenter sisteme geçiş olarak algılanmaması gerektiğini söyleyen Tekin, önemli olanın Anayasa'daki cumhurbaşkanının yetkileri ile ilgili maddelerin düzenlenmesi değil, insan hak ve özgürlüklerinin genişletilmesi olduğunu belirtti. src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


Denktaş'tan Aliyev'e: Klerides'e prim verme
KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Azerbaycan'ın, en güvendikleri kardeş bir ülke olduğunu belirterek, Azerbaycan'ın Rumları memnun etmek için bir yola gireceğini tahmin etmediğini söyledi.
Denktaş, gazetecilerin, Rum Yönetimi Lideri Glafkos Klerides'in Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev'e bir mektup yazarak, diplomatik ilişki kurulmasını istemesine ilişkin sorusu üzerine, Azerbaycan'ın, Rumlarla diplomatik ilişki kurmasının kendilerine büyük acı vereceğini ve şehitlerin kemiklerini sızlatacağını vurguladı. Denktaş, Aliyev'den, hissiyatla değil, gerçek bir devlet adamı olarak bunu önlemesini istediklerini belirtti. Denktaş, "Azerbaycan idarecileri ve Cumhurbaşkanı, Kıbrıs meselesini çok iyi bilmektedirler. Kıbrıs'ta, Kıbrıs Türkü'ne yapılan bütün mezalimin farkındadır. Bunu bilerek, Azerbaycan'ın bu yanlı adım atacağını zannetmiyorum, inanmıyorum, inanmak istemiyorum" diye konuştu. Denktaş, Ankara'nın tepkisini, "Haklı bir tepki olarak" niteleyerek, "Çünkü Ankara barış istiyor" dedi. Rum tarafının, Kıbrıs'ta barış istemediği ve meşru hükümet olarak tanınmasının devam etmesi için bu girişimlerde bulunduğunu ifade eden Denktaş, Rumların, Türk tarafının bu durumda kalmasını istediklerini ve AB'ye de bunun için müracaat ettiğini söyledi.
Görüşmeler kesilebilir
Rum tarafının, AB'nin askeri kanadına da girmeye çalıştığına işaret eden Denktaş, "Bu yönde tek bir adım attıkları takdirde, artık görüşmelerin de sona ereceğini, BM Genel Sekreterliği'ne ve ilgili bütün hükümetlere duyurmuş durumdayız" dedi. Denktaş, uzlaşma isteniyorsa Rumlara, Kıbrıs'ın tamamının meşru hükümeti olmadığının mutlaka söylenmesi gerektiğini belirterek, "New York toplantılarından sonuç alınması bekleniyorsa ABD'ye, garantör İngiltere'ye, Güvenlik Konseyi'nin önemli sayıdaki üyelerine, bunu yapmak barış için bir görev olarak düşmektedir" diye konuştu.
Denktaş, Akyar köyüne yaptığı ziyarete Rum ve Yunan tarafından gösterilen tepkilerin sorulması üzerine, "Akyar meselesi diye bir mesele yoktur. Rumlar ve Yunanlılar böyle bir mesele yaratmaya çalışmaktadırlar. Ben devletimin her toprağına giderim. Akyar'a ilk defa gitmiş değilim. Çok defa gittim. Bu kez niçin mesele yapıyorlar anlamıyorum" dedi.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Çocukları öğüten çark

Çocukları öğüten çark

Yoksulluğun pençesindeki ailelerin çocukları tüm dünyada acımasızca emek piyasasına çekilirken, Türkiye kapitalizmi bu konuda en önde koşuyor. Çarklar köle koşullarında dönsün diye devlet gücünü seferber etmekten geri durmayan iktidar, milyon milyon işçileştirdiği çocukların da uzun ve ağır çalıştırılmasına, onlarcasının ölüme sürüklenmesine göz yumuyor.

2.3 milyon çocuk MESEM kapsamında günde 8-10 saat çalışıp ustalık belgesi aldı

15-17 yaş grubundaki neredeyse her 4 çocuktan biri çalışma hayatında

71 çocuk 2024'te çalışırken hayatını kaybetti

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
16 Şubat 2025 - Sefer Selvi