26 Ağustos 2000 21:00

Bağcılık bitiriliyor

Üzümden kazanılan paranın hiçbir üreticinin karnını doyurmadığını belirten üreticiler, gübrede desteklemenin kaldırılmasından da şikâyetçi.

Paylaş
Bağcılık bitiriliyor
Muzaffer Özkurt - Mustafa Kara
Yıl boyu çalışmaları karşılığında, üzümün kilosuna sadece 130 bin lira verilen üreticiler, böyle giderse bağcılığı, üzüm üretmeyi bırakmak zorunda kalacaklarını söylüyorlar.
"Ada karası" üzümü ile meşhur Avşa'nın Yiğitler köyündeki 200 üreticiden, geriye sadece 20 üretici kalmış. Onlar da, iki üç misli artan gübre fiyatlarına fazla dayanamayacaklarını ve bağcılığı bırakmak zorunda kalacaklarını söylüyorlar. Üreticiler, zamlar karşısında gübre kullanmayı bile bıraktıklarını, doğru dürüst ilaçlama yapamadıklarını belirterek, "Böyle olunca, alınan ürün de azalıyor. Çoğu çiftçinin zarar etmesi; devletin, bütün milletin zararına. İnsan emeğinin karşılığını alamazsa, bırakır. Üzüm yetiştirmez, bağını bırakır" diye uyarıyorlar.
Çok emek istiyor
Üzüm yetiştirmek için bir yıl boyu çalışmak gerekiyor. Binlerce üzüm kütüğünün bulunduğu bağ traktörle sürülemediğinden her yıl iki kere at ve karasabanla sürülmek zorunda. Bunun ardından da bağ gözlerinin açılması için her bir kütüğün etrafının açılarak üre atılması gerekiyor. Gözlerin açılması beraberinde tehlikeler de getiriyor. Çünkü yeni filizler kurtların hedefi oluyor. Bunlara karşı kükürt ve göztaşının da atılması gerekiyor. Sonbahara doğru ise bağ bozumu zamanı. Tekel'in getirdiği kasaları toplayan üreticiler traktörlerle motorlara götürerek üzümlerin kalitesine göre para alıyorlar. Kış geldiğinde ise üzüm veren her bir üzüm kütüğünün budanma zamanı geliyor. Böylece yeni filizler daha hızlı ve verimli olarak büyüyebiliyor. Bir bağın ise ancak iyi bakılması halinde 15 yıl ömrü var. Yeni bir bağ ise ancak 2-3 yıl içinde ürün vermeye başlıyor. Tüm bu emeklerin karşılığında ise üretici emeğinin karşılığını alamıyor.
12 ayın karşılığı 130 bin lira...
Üzüm üreticisi Hasan Ayvaz, Avşa'da yetişen üzümün oldukça değerli olduğunu ve "ada karası" denilen üzümün Tekel tarafından mayalık üzüm olarak kullanıldığını söylüyor. "Nasıl ki, 100 kilo süte bir kaşık peynir mayası katmadan peynir olmuyorsa, bizim de 500 ton şıranın içine buranın üzümü atılmazsa, şarap olmuyor" diyen Ayvaz, buna rağmen 130 bin lira fiyat verilmesinden yakındı. Üzüm yetiştirmenin çok zahmetli bir iş olduğunu, bağların 12 ay bakım istediğini ve 40 çeşit ilaçlama yapıldığını anlatan Ayvaz, "Biz boğaz tokluğuna yaşayan milletiz. Üzüme verilen fiyat, fiyat değil. Karpuzun kilosu bile 150 bin liradan aşağı değil. Üstelik, üzümden devlet de para kazanıyor. 100 milyonluk üzüm üreten 20 milyon lira vergi veriyor. Üzümü Tekel'e sattığımız için Tekel de ayrıca para kazanıyor" diyor.
Karın doyurmuyor
Üzümden kazanılan paranın hiçbir üreticinin karnını doyurmadığını söyleyen Ayvaz, gübrede desteklemenin kaldırılmasından da şikâyetçi. "Canımızı da alsınlar kurtulalım" diyen Ayvaz, üzüme yüzde 10, yüzde 15 zam verildiğini, ziraat ilacına, gübreye ise yüzde 150 zam geldiğini söylüyor. Geçen yıl 3 milyon liraya alınan bir torba kükürtün bu yıl 9 milyon liraya çıktığını anlatan Ayvaz, gübrede karaborsa yapıldığını belirtiyor.
Yardım görmüyoruz
Üzüm yetiştirirken, zirai yardım görmediklerini de söyleyen Ayvaz, ziraat odalarına kaydolduklarını, para ödediklerini, ancak bağlarda yaşanan sorunlarda yardım görmediklerini dile getiriyor. Ziraat firmalarına başvurduklarında, biri 3 milyon liralık, diğeri 15 milyon liralık iki ilaç seçeneği sunulduğunu anlatan Ayvaz, "İkisi de aynı işi görüyor, diyorlar. Çünkü ilaçtan kazandıkları para aynı. Ucuzunu satınca, çok kazanmış oluyor. Yoksa, ikisi aynı işi görür mü hiç?" diyor.
Ziraat odalarının bu konuda etkin olmasını isteyen Ayvaz, şöyle devam ediyor: "Senede bir defa iki mühendis gelsin, bu bağları incelesin; şu ilacı kullan desin. Param yoksa, ilacı versin, parayı da paramı aldığımda benden kessin. Yoksa, bağcılık yaşayamaz, bağcılığı bırakmak zorunda kalırız. Kimsenin doğru dürüst gübre kullandığı da yok. 10 torba gübre atılacak yere, 3 torba atılıyor. Ben az üretince, devlet de benden az alıyor, o da kaybediyor".
Ayvaz, taşvanların da bağlara büyük zarar verdiğini belirterek, avcıların isteğiyle konan av yasağının üreticileri güç durumda bıraktığını söylüyor. Ayvaz, askerlerin de bu yasağı çok sıkı uyguladığını ve "Bir tavşan vurursan elime düşme" dediğini anlatıyor.
Yiğitler köyünden üzüm üreticisi Mehmet Balıkçı da, eskiden köyün tümünün üzüm üreticiliği yaptığını belirterek, "Şimdi kala kala üzüm yetiştiren 20 hane kaldık. Üzüm yine de para etmiyor. Durum giderek daha da kötüleşiyor. Kükürt pahalandı, iki üç misli oldu. Zirai ilaçlar ve diğer gübreler de öyle. Gidiş hiç iyi değil. Yarın iyice bitecek" diye uyarıyor.
Çoğu üzüm üreticilerinin kaç yıllık bağlarını söktüğünü anlatan Balıkçı, şöyle devam ediyor: "Böyle giderse şarap fabrikası buradan üzüm alamayacak. Bağcılık biterse, ne olacak, ne yaparız sonra? Kalan 20 hanenin çoğu da bırakmayı düşünüyor. Biz yine ayağımızı dayıyoruz, çalışıyoruz, 70 yaşındayız. Burada üzüm biterse, devletin mayası bitecek. Bu üzüm bir burada oluyor, bir de Paşalimanı'nda. Başka yerde yetişmiyor. Tekel düşünsün, burada bağcılık biterse, mayasız ne yapacağını... Söylemesi bizden".
Çiftçinin her yerde sorunlarla boğuştuğunu vurgulayan Balıkçı, "Çiftçinin durumu meydanda. Hiçbir ürüne yüzde 25'ten fazla zam yok. Rakı, şarap para ediyor, sürekli zam geliyor, ama üzüme gelince hiçbir şey vermiyorlar. Aldığı gübreye yüzde 60, yüzde 100 zam geliyor. Çiftçi bu hesabın altından çıkamıyor. Devlet iyi düşünsün. Çiftçinin zarar etmesi, devletin, bütün milletin zararına. İnsan emeğinin karşılığını alamazsa, bırakır. Üzüm yetiştirmez, bağını bırakır" diyor.
Amelelik yapacak adam bile bulamadıklarını, insanların "Bu kadar yevmiyeye çalışmam" dediğini söyleyen Balıkçı, amelelerin de geçen yıla göre iki misli yevmiye istediğini, ancak üzüme yapılan zamla bu parayı vermelerinin mümkün olmadığını söylüyor.
ÖNCEKİ HABER

Silah ticaretine protesto

SONRAKİ HABER

Hücre protestosuna yine saldırı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...