23 Ağustos 2000 21:00

'Muhafazakârlar' atakta!

Hollywood, son yirmi yılın politik gelişmelerinden olsa gerek, Amerika'yı yeniden masaya yatırıp tartışmayı sevmeye başladı.

Paylaş
'Muhafazakârlar' atakta!
Şenay Aydemir
Hollywood, son yirmi yılın politik gelişmelerinden olsa gerek, Amerika'yı yeniden masaya yatırıp tartışmayı sevmeye başladı. Hollywood'un dünya egemenliğinin, Amerikan politikaları ve bu politikaların diğer ülkelerde işlevli hale getirilmesi için olduğu gerçeğini bir tarafa bırakırsak, son beş yılda vizyona giren filmler Amerika'ya ilişkin iki temel eğilimin olduğu kanısını uyandırmıyor değil. Sanki Hollywood'un 'demokrat' ve 'muhafazakâr' kanatları alttan alta Amerika üzerine sözlerini söylüyorlar!
Özelllikle son yıllarda vizyona giren ve oldukça iş yapan filmler dikkate alındığında iki farklı Amerika panoraması çiziliyor. Birinci eğilim, yani 'demokrat' kanat, özellikle bugün ile uğraşmayı seviyor. Truman Show, Dövüş Kulübü, Amerikan Güzeli; Amerikan toplumunun bugününe ilişkin eleştiriler getirmeyi ve bunu belli bir 'üslüpla' yapmayı deniyor.
İkinci kesim 'muhafazakârlar' ise dünyadaki bütün benzeleri gibi, bugünün "özgürlükler" ülkesinin referanslarını hep tarihten alıyorlar. Steven Spielberg'in "Er Ryan'ı Kurtarmak"ının yalnızca İkinci Dünya Savaşı'nın içinde 'masum' bir öykü olduğunu söylemek saflık olur kuşkusuz. Bu filmi Amerika'nın bugünkü askeri politikalarına bağlayan pek çok şey tartışılabilir. Yine aynı yönetmenin "Amistad"ı da bugünün Amerikası'na tarihten referanslar arıyordu.
Yönetmenliğini Roland Emmerich'ın gerçekleştirdiği ve başrolünde Mel Gibson'un oynadığı tartışmalı film "Patriot" (Vatansever) da bu eğilimin örneklerinden birisi olarak değerlendirilebilecek türden.
Amerikan Bağımsızlık Savaşı sırasında geçen film, İngilizleri çok fazla acımasız gösterdiği; savaş sırasında görev alan siyahları görmezden geldiği gerekçeleriyle İngilizlerin ve kimi siyah Amerikalıların tepkisini çekse de başka bir anlatının peşinde.
Yıl 1776. Daha önce birçok savaşta görev alan Benjamin Martin (Mel Gibson), artık çiftliğinde sakin bir hayat sürmekte ve yedi çocuğunu büyütmekle uğraşmaktadır. Fakat Güney Carolina eyaletinin asilere katılmaya karar vermesi ile tüm karşı çıkmasına rağmen en büyük oğlu Gabriel, orduya katılır. Uzun zaman önce savaştan uzak durmaya karar veren Martin'in elinden bir şey gelmez.
Çok geçmeden Gabriel yaralı olarak eve döner. Bu arada Albay Willilam Tavington, Gabriel'in asılacağını söyleyerek onu esir almaya gelir. Çıkan tartışmada Martin'in oğullarından biri de hayatını kaybedince, Martin daha fazla savaştan uzak duramayacağını anlar ve oğlu Gabriel'in hayatını kurtarmak ve ailesini korumak için büyük mücadeleye girişir.
Yönetmen Roland Emmerich ve yapımcı Dean Devlin daha önce Stargate, Independence Day ve Godzilla filmlerinde birlikte çalışmışlar, bu filmlerin hepsi de büyük hasılatlar elde etmesine rağmen türlerine yeni bir şey eklemediği için eleştirilmişlerdi.
Patriot'un kahramanı Benjamin Martin, daha önce Fransızlarla ve Kızılderililerle yapılan savaşlarda kahramanlıklar göstermiş ve ismi askerler arasında bir efsane gibi dolaşan birisidir aynı zamanda.
Ama kahramanın kişiliğinde somutlaşan bu durum, Amerika'nın bağımsızlık öncesi zamanlarının da kapanmasının önünü açıyor. Bu dönemde Kızılderililere karşı acımasızca dövüşen kahramanımız, bağımsızlık savaşında Fransızlarla, zencilerle ve yerlilerle birlikte savaşıyor. Mesaj açık; "Size yaptığımız her şey özgür bağımsız bir ulus olmak içindi. İşte hep birlikte oluyoruz!"
Bugünün Amerikası, tarihin tozları arasında yeniden kuruluyor.
Amerika tarihini yeniden ve başka biçimlerde yazmanın olanaklarını kuşkusuz hiç bu kadar güçlü bir şekilde yakalamamıştı. Yine aynı şekilde, bugün içinde bulunduğu durumun kötü taraflarını eleştirmek için de aynı 'özgürlüğe' sahip durumda.
"Patriot" da son dönem yakalanan bu havanın 'muhafazakâr' dalgasının bizce 'zayıf' bir örneği. Bir Braveheart bekleyenlerin hayal kırıklığına uğrayacaklarını söylemek gerek.
Mel Gibson'un yanı sıra, Joely Richardson, Jason Isaacs, Heath Ledger, Bryan Chafin ve Beatrice Bush'un da rol aldığı film için Amerikalı 'muhafazakârların' bir atağı denilebilir.
ÖNCEKİ HABER

Cezaevinde 'muhtaçlık kriteri' saldırısı

SONRAKİ HABER

ANAP'tan Sezer'e kutlama

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...