17 Ağustos 2000 21:00

Gürtuna pazara çıksın!

Belediye başkanlarının dayatmalarına boyun eğmeyerek greve çıkan işçiler, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna'yı pazarda alış-veriş yapmaya çağırdılar.

Paylaş
Gürtuna pazara çıksın!
Şahin Bayar
İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile bazı ilçe belediyelerinde aylardır süren toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıkan işçiler, Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna'ya tepkili.
Belediye-İş Sendikası'nın greve çıkma kararı ile birlikte, Ümraniye'de bulunan işyerlerinin kapısına, "Bu işyerinde grev var" pankartı asan İsfalt işçileri, kapı önüne bir de çay ocağı kurarak gelen misafirlere çay ikram ediyorlar. İşçiler, çay masraflarını kendi aralarında topladıkları para ile karşılıyor. Kalabalık bir şekilde işyerinin önünde bekleyen işçiler, sendika temsilcilerinin gelmesi ile birlikte oturdukları yerlerden toplanarak gelişmeler hakkında bilgi alıyorlar.
'Alış-veriş yapsın'
Büyükşehir Belediye Başkanı Gürtuna'nın, "İşçi çok para alıyor" sözlerine tepki gösteren işçiler, Gürtuna'yı pazarda alış-veriş yapmaya çağırdılar. Devletin açıkladığı dört kişilik bir ailenin geçim standardını istediklerini söyleyen işçilerden Ahmet Boz, "Greve çıktık. Bir geçim endeksi vardı. Bunu karşılamak için isteklerimiz oldu. İsteklerimiz işverene çok geldi. Aslında bizden daha çok alan belediyeler var. Ama patron bizim istediklerimize karşı çıktı" dedi. Okulların açılmasıyla zor günler yaşayacaklarını belirten Boz şöyle devam etti, "Benim iki çocuğum var. Okula gidecekleri fiyatları tam bilmiyorum ama 500 milyon lira civarında masraf olacağı söyleniyor. Gürtuna biraz çıkıp çevreyi dolaşsın. Piyasayı bir öğrensin, pazarları gezsin, mağazaları gezsin, orta halli insanın yaşamı kaça çıkıyor. Gözüyle görsün. Masa başında oturup iki imza atmak ile bu işler yürümez."
"Devletin açıkladığı 400 milyon civarında bir yoksulluk sınırı var. Biz dört kişilik bir aileyi, çoluğumuzu, çocuğumuzu nasıl geçindiririz. O ücreti istiyoruz" ifadeleriyle taleplerini özetleyen Nazım Genç adlı işçi ise, "Daha önce 1992 yılında greve çıkmıştık. Şimdiki grevle karşılaştırdığımızda tabii fark var. Çünkü o zaman taşeron olayı yoktu. Bugün ise taşeron var. Taşeronu durdurmanın yolları vardır. Artık bu noktada yasaların dışına çıkmamız gerekiyor" diye konuştu. Doğan Pala adlı işçi de, sözleşmenin sağlıklı bir şekilde bitmesini istediklerini belirtti. Pala şunları söyledi, "Zaten aldığımız maaş 190 milyon, bugün ev kirası 100 milyon liradan aşağı değil. Bir haftalık ihtiyaçlarını karşılamaya gidiyorsun 15-20 milyon gidiyor. Giyimler öyle. Okullar açılıyor; üç çocuğum var. Bunların giyimi, defteri, kitabı... maaş yetmiyor. Şirketlere geldi mi para akıyor, bize gelince para yok diyorlar."
'Hepimiz eşit olalım'
"Elektrik, su 100 milyon lira. Geriye 100 milyon lira kalıyor. E, benim iki çocuğum var. Liseye gidiyor. Ne yapayım?" diye soran Ahmet Çalış, taşeron işçilerle ilgili olarak da şunları söylüyor, "Onlar da 100 milyona çalışıyor. Bu para yeter mi onlara. Ben onların da fazla para almasını istiyorum. Hepimiz eşit olalım istiyoruz."
Cahit Ulusoy adlı işçi de, "Ne istiyoruz ki? Geçinecek para istiyoruz. Direnerek hakkımızı alacağız" dedi.
ÖNCEKİ HABER

Meral hükümet gibi

SONRAKİ HABER

Önlem yerine yıkım

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa