22 Ağustos 2011 03:26

Onların elleri hep diken yarası

Mersin Susanoğlu’nda sıcaktan asfaltlar eriyorken, bir yanda tatilciler denize giriyor, diğer yanda ise eve ekmek götürmenin derdi devam ediyor. Nazlı Cengiz ve Hüsniye Şahin yan yana hem sohbet ediyor gün boyu, hem de işlerini yapıyorlar. Biri dikenli incir satıyor, diğeri ise sahildeki duş ve tuvalet kabinlerine bakıyor. Biraz sohbetten sonra “sizinl

Onların elleri hep diken yarası
Paylaş
Sevda Karaca

TADI GÜZEL AMA TOPLARKEN BELA!

Mersin’e giderken yol boyu uzanan kaktüslerin üstünde turuncu turuncu parlayan meyveye Silifkeliler “dikenli incir” diyor. Çocukken anneleri toplayıp önlerine getirdiğinde meyveden bile saymazmış bu inciri Nazlı Cengiz, ama şimdi yol boyunca topladığı bu meyveyi sahilde 4 tanesi 1 liraya satarak para kazanıyor. Tadı çok güzel, ama toplaması o kadar da kolay değil. “Dikeni bir battı mı insana acısı geceye kadar sürer” diyor. Nereden aklına geldi dikenli inciri satmak diye soruyoruz. Meğer ablasının sahildeki mısır tezgahına getirdiklerinde ilginç gelmiş bilmeyenlere, “demek ki para eder” diye düşünmüş o da. “Şimdi turistler bilmiyor ya bu meyveyi, dikenli dikenli daha soymadan ağızlarına katıveriyorlar. Dikenli incir hiç öyle yenir mi?​” diye basıyor kahkahayı.

Evden sahile yürüyor epey, bazen arabayla geliyor içine incirleri koyduğu kasa ağır olursa. Çocuklarının geçimini sağlıyor bununla, 4 tanesi 1 lira, su vermek gerekmez, bakım istemez, bir tek toplarken başa bela! “Ama yaz boyu böyle çalışsam herhalde 500 lira kazanırım” diyor. 2 çocuk, yazın çalışmayan eş, bir de kendisi, 500 lira çok önemli haliyle. “Eşin neden yazın çalışmıyor” diye soruyoruz, “yasak”  diyor: “İnşaatlara gider o, ama yazın tatilciler rahatsız olmasın diye çivi bile çaktırmıyorlar, o yüzden de el el üstünde oturuyor bizimki, napsın?​”.
- Hava çok sıcak, bunalmıyor musun burada bütün gün güneşin altında?
- İnsan bunalır tabi ama naparsın? Çocuklarım daha küçük, biri daha yeni okula başlayacak, büyüdükçe masraflar da artıyor haliyle. Zaten başka yerde çalışayım desem ne olacak, iş mi var? Bazen temizliğe gidiyoruz yazlıkçıların evlerine. Ama tabi yaz başı daha çok oluyor o. Kardeşlerimle, komşularla bazen eltilerimle gidiyorum temizliğe. Evde temizlik, orada temizlik. Ama işin ucunda para olunca çok da koymuyor hani. Bağ bahçe işini işten bile görmüyorum ben, nasıl sabah uyanıyorsan baş bahçe işini de öyle yapıyorsun zaten.
- Bağ bahçe işi zordur ama, neden iş olarak görmüyorsun?
- E, biz doğduğumuzdan beridir tarlanın içindeyiz. Zor tabi, çilek tarlalarına gidiyoruz mesela. Sabahın erken saatinden akşama kadar topla babam topla, hem de yevmiyesi bu sene 17 lira. Bütün gün eğilmekten o bel, o boyun ne olur biliyor musun? Kaskatı kesilir. Kazma kürek limon çilek bağ bahçe… burada kadınların ömrü bunlar arasında. Esmerliğimiz de ondan zaten, kararıyor insan bu sıcağın alnında kazma kürek sallarken… Çocuklar büyümese de çalışmasan dedim zorluğundan, hiç değilse bahanem oluyordu çocuklar, tarlaya gitmemek için! Hamileyken de çalıştım, daha bile kolay oldu doğumun, valla son ana kadar tarladaydım, çok sıcaktayken gitmedim ama yine de bana zul gelmedi.

KEÇİLERİ KİM GÜDECEK DEDİLER, OKULDAN ALDILAR

Kızlarının okumasını istiyor ama çok da umudu yok sanki Nazlı’nın. İlkokul 5’e kadar gidebilmiş o, “sonra keçileri kim güdecek diye düşündü babam herhalde, göndermedi beni. Keçi dediğine bir kişi bile bakardı ya, bizde hiçbir kız okumadı” diyor. İçinde kalmış ama “geçti artık ne fayda.”
-  Kızların okusun istiyor musun?
- Okurlarsa ne ala, okumazlarsa kendileri bilir. Doğru çilek tarlasına çalışmaya… okusalar kendilerini kurtarsalar iyi ya, doktor olsa, öğretmen olsa… ama onlar da herhalde pek de iş bulamıyorlar. Kızlar analarının kaderini yaşar derler, ben memnunum hayatımdan ama neden onların hayatı daha iyi  olmasın? Biz dağda tarlada rezillikle büyüdük, ama bunlar o rezilliği görmesin istiyoruz tabi. (Mersin/EVRENSEL)


ÇOCUKLARIMIZ BİZİM GİBİ KALACAK, KORKUM ONDAN

Susanoğlu çok değişmiş son yıllarda, her tarafta çok katlı binalar, yazlıklar, sayfiye yerleri... Fena da olmamış bu Hüsniye Şahin’e kalırsa. “Hiç değil bize de bir kazanç kapısı açıldı, gerçi o da 3 ay ama olsun” diyor. “İşini bilen geliyor burada tatilci oluyor, köylü her zaman köylü kalıyor. Bizim çocuklarımız bizim gibi kalacak, korkum ondan.”  

Sahildeki tuvalet ve duş kabinlerinin temizliğini yapıyor Hüsniye hanım, zor iş. Çok da para kazanamıyorlarmış zaten. Gülerek hemen yanımızda göğe uzanan tatil sitesini gösteriyor: “Yazlıkçılar siteci olduğundan beridir kullanmıyorlar tuvaletleri duşları, günübirlikçilerden hayır var bize. Onlar da paraları çok olmadığından günübirlik gelip gidiyorlar, gıdım gıdım harcamak zorundalar paralarını.”  

Belediyeye ayda 700 lira kira ödüyorlar. Yaz tatili Ramazana denk geldiği için kimsenin de buralara geldiği yokmuş. Kirayı bile çıkarmakta zorlanıyorlar bu yüzden:  “Sabahtan gece yarılarına burada bekle bekle… sıcak, hem de pis iş aslında, kim ister ki tuvalet temizlesin günün her saati. Beklerken el işi yapıyorum, satıyorum onları da buralarda. Etraftaki mısırcı, gözlemeci, incirci arkadaşlarla hoş beş ediyoruz… avarelikten uykum geliyor bazen burada. Tam uyuyacağım biri geliyor.”  

Bu işi yapmak istemiyor aslında, bağ bahçe işi daha iyi ama orada da para yokmuş. “Eşim belediyede çalışıyordu işten çıkarıldı, ne tazminat ne maaş, alamadı hiç birini, kredi çekmiştik tarla için, o da yandı elimizde… geçen sene salatalık ekmiştik, gübre parası bile çıkmadı, döktük biz de, hayvanlara verdik… kışın yine ekeceğiz ama, ne yapalım, belki para eder…

Limon bahçelerine gidiyoruz bir de… sabah ezanında çıkıyorsun yola, gece yarısı mı biter işin artık, yoksa akşam yemeğini evde mi yersin ona bahçe sahibi karar verir. Ama en zoru ne biliyor musun, o limonun dikenleri bir batar, bir daha çıkmaz. Yerken bilmiyor insan tabi, toplarken bilir. Yevmiyeler ucuz, hiçbir şeye yetmiyor. Kış geliyor, okul açılacak, ne yapacağız bakalım artık.” 

ÖNCEKİ HABER

Antep’te şoför ve muavinler açlık grevinde

SONRAKİ HABER

Gençlik buluşmasında işçi rüzgarı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa