14 Ağustos 2000 21:00
Emperyalist kültür ayrım yapmıyor
Kültür emperyalizmi ile ilgili görüşlerini aldığımız Kürt aydınlar, kültürel alana yönelik emperyalist saldırının Kürtçe-Türkçe ayrımı yapmadığına dikkat çektiler.
Emperyalist kültür ayrım yapmıyor
Yusuf Karadaş
Üretim sürecinin iki boyutu olarak birbirinden ayrılmasa da emperyalizmin ekonomik egemenliğini pekiştiren ya da çoğu zaman önünü açan kültür emperyalizmi, aynı zamanda büyük ve kalıcı bir 'kuşatma' olarak etkisini sürdürüyor.
Yeni Dünya Düzeni'nin 'postmodernizm' adı atında çokkültürlülüğü -küçük anlatıları- kışkırttığı ama öbür yanda "emperyalizmin ayak basmadığı toprak parçası kalmadığı koşullarda" bu çokkültürlülük görüntüsü altında tüm ülkelerin 'aynı postalın izi'ni taşıması, insani değerleri savunmak, "insanın insanlaşma süreci"nin önünü açmak adına emperyalist kültür kuşatmasına karşı çıkmayı zorunlu hale getiriyor.
20 yıl süren bir savaşın yarattığı yıkımın külleri içinden kültürlerini yaşatmaya, canlandırmaya çalışan Kürtler açısından kültür emperyalizmine karşı çıkmak; onyıllardır bir yanda kendilerini, kültürel değerlerini inkâr uygulamalarına ve ırkçı-şoven politikalara karşı çıkmaktan bağımsız ele alınamaz. Ama burada aynı zamanda Kürt aydınının yaratılan toz duman içinde önünü görememesi, ufkunun daralması tehlikesine dikkat çekmek; söz konusu ırkçı-şoven uygulamalara güç veren, egemenliğini bu politikalar üzerinden sağlayan emperyalist odakların gözden kaçırılmaması gerektiğini vurgulamak da gerekiyor.Kürt sorununun "Kopenhag Kriterleri" çerçevesinde "çözümünün" tartışıldığı günümüz koşullarında, bu vurguyu yapmak, kriterlere uydurulmuş bir çokkültürlülüğü çıkış yolu olarak görenlerin, şarkılarını dinleyen herkesi yok oluşa götüren Sieren'lerin büyüleyici sesine kapılanlara aynı sonu paylaşmasının kaçınılmaz olacağı gibi bir anlam da taşımaktadır. Dolayısıyla bugün Kürt aydınının tek ırk, tek dil, tek kültürü dayatan inkârcı-imhacı politikaları boşa çıkarması, kültür emperyalizmine karşı mücadeleyi Türk aydınının işi olarak görmesinden değil, küller arasından yeşertilen kültürlerinin çiğnenmesine karşı Türk aydınıyla birlikte mücadele etmekten geçmektedir.
Yusuf Karadaş
Üretim sürecinin iki boyutu olarak birbirinden ayrılmasa da emperyalizmin ekonomik egemenliğini pekiştiren ya da çoğu zaman önünü açan kültür emperyalizmi, aynı zamanda büyük ve kalıcı bir 'kuşatma' olarak etkisini sürdürüyor.
Yeni Dünya Düzeni'nin 'postmodernizm' adı atında çokkültürlülüğü -küçük anlatıları- kışkırttığı ama öbür yanda "emperyalizmin ayak basmadığı toprak parçası kalmadığı koşullarda" bu çokkültürlülük görüntüsü altında tüm ülkelerin 'aynı postalın izi'ni taşıması, insani değerleri savunmak, "insanın insanlaşma süreci"nin önünü açmak adına emperyalist kültür kuşatmasına karşı çıkmayı zorunlu hale getiriyor.
20 yıl süren bir savaşın yarattığı yıkımın külleri içinden kültürlerini yaşatmaya, canlandırmaya çalışan Kürtler açısından kültür emperyalizmine karşı çıkmak; onyıllardır bir yanda kendilerini, kültürel değerlerini inkâr uygulamalarına ve ırkçı-şoven politikalara karşı çıkmaktan bağımsız ele alınamaz. Ama burada aynı zamanda Kürt aydınının yaratılan toz duman içinde önünü görememesi, ufkunun daralması tehlikesine dikkat çekmek; söz konusu ırkçı-şoven uygulamalara güç veren, egemenliğini bu politikalar üzerinden sağlayan emperyalist odakların gözden kaçırılmaması gerektiğini vurgulamak da gerekiyor.Kürt sorununun "Kopenhag Kriterleri" çerçevesinde "çözümünün" tartışıldığı günümüz koşullarında, bu vurguyu yapmak, kriterlere uydurulmuş bir çokkültürlülüğü çıkış yolu olarak görenlerin, şarkılarını dinleyen herkesi yok oluşa götüren Sieren'lerin büyüleyici sesine kapılanlara aynı sonu paylaşmasının kaçınılmaz olacağı gibi bir anlam da taşımaktadır. Dolayısıyla bugün Kürt aydınının tek ırk, tek dil, tek kültürü dayatan inkârcı-imhacı politikaları boşa çıkarması, kültür emperyalizmine karşı mücadeleyi Türk aydınının işi olarak görmesinden değil, küller arasından yeşertilen kültürlerinin çiğnenmesine karşı Türk aydınıyla birlikte mücadele etmekten geçmektedir.
YAZARLAR
Pınar Öğünç
BAĞLANTILAR-9 | Ticaretten afetlere, güvenlikten tiny house'a konteyner çağı
Ayşen Şahin
Mahsus selamlar
T. Gül Köksal
Kent hakkı bağlamında çocuklar
İzzettin Önder
Servet vergisi
Şenay Aydemir
Atış Serbest!
Adnan Özyalçıner
Geride kalan
İsmail Gökhan Bayram
İşlevini arayan alet: Yapay zekâ
Evrensel Bilgin
Gordion Düğümü
EVRENSEL EGE
Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...
