11 Ağustos 2000 21:00
TAYAD'lılar polisin tutumunu kınadı
TAYAD'lı aileler, dün yaptıkları basın toplantısında üç aydır polisin, kendilerine pervasızca saldırıldığını belirttiler.
TAYAD'lılar polisin tutumunu kınadı
TAYAD'lı aileler, dün yaptıkları basın toplantısında üç aydır polisin, kendilerine pervasızca saldırıldığını belirttiler. Saldırı sonrasında çektirdikleri fotoğrafları basına gösteren aileler, "Adalet Bakanı bize 'Bana güvenin F tipi insan haklarına uygundur' diyor, Halkın her kesimine cop ve işkenceyi reva görenlere nasıl olur da güvenebiliriz?" dediler.
TAYAD dün saat 12.00'de Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) İstanbul Şubesi'nde bir basın toplantısı düzenleyerek, Ankara'ya gidişlerinde karşılaştıkları baskıları anlattı. TAYAD adına açıklamayı yapan Oya Gökbayrak, yaklaşık üç aydır hücre tipi cezaevine karşı çıkmak amacıyla eylemler yaptıklarını söyledi. Bu çalışmaları sırasında defalarca gözaltına alınıp, işkence gördüklerini ifade eden Gökbayrak, Burdur'da yaşanan cezaevi katliamından sonra CHP binasına açlık grevi yapmak üzere gittiklerini fakat CHP'lilerin ve polislerin çabalarıyla binadan çıkartıldıklarını açıkladı. Daha sonra Bank-Sen'de altı günlük açlık grevi yaptıklarını belirten Gökbayrak, kampanya süresince görüştükleri, konuştukları aydın ve yazarların polis tarafından tehdit edildiğini söyledi. Yaralılar gözaltında tutuldu
Üç ay boyunca topladıkları imzaları Adalet Bakanlığı'na vermek için Ankara'ya doğru yola çıktıklarını ama daha yola çıkmadan yollarının kesilmek istendiğini belirten Gökbayrak, yola çıktıktan sonra da Kadıköy'de durdurulduklarını, yolda mola vermelerine izin verilmediğini ve Sapanca'da da kendilerine saldırıldığını açıkladı. Saldırı sırasında kaburgaları kırılan arkadaşlarının gözaltına alındığını ve daha sonra da Ankara'ya 60 km. uzaklıktaki Çamlıdere mevkiinde tutulduklarını söyleyen Gökbayrak, "Ankara'ya sokulmamak isteniyor, bu ülke vatandaşı olduğumuz halde seyahat etme hakkımız keyfi olarak engelleniyordu" dedi. Sadece kendilerinin değil, ülkenin bütün şehirlerinden gelen TAYAD'lıların yollarının kesilip, saldırıya uğradığını açıklayan Gökbayrak, daha sonra Ankara'ya giderek yoğun ısrarları sonunda Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk ile görüştüklerini ifade etti.
F tipi cezaevi ölüm hücresi
Bakanla üç saat görüşüp, akan kanın durdurulmasını istediklerini ifade ettiklerini açıklayan Gökbayrak, üç saatin ardından 60 kişinin Sincan F tipi cezaevini gezmesi üzerine Türk ile anlaştıklarını ifade etti. İzlenimleri sonucunda buraların ölüm hücresi olduğunu anladıklarını ifade eden Gökbayrak, Türk'ün daha sonra basına, kendilerinin önyargılı oldukları yönünde açıklama yaptıklarını ifade ederek "Halkın her kesimine cop ve işkenceyi reva gören bu boğazına kadar batmış devlete nasıl olur da güvenebiliriz?" dedi. Türk'ün kendilerine "Bana güvenin, F tipi cezaevleri insan haklarına uygundur" dediğini ama kendilerini ikna edemediğini söyleyen Gökbayrak, 3713 sayılı terör yasasının kaldırılmasını istedi. Bu yasanın muhalif olan herkesi hedef aldığını belirten Gökbayrak, hücre tipi cezaevine karşı eylemlerine sonuna kadar devam edeceklerini, aydınları, sanatçıları ve sendikacıları bu mücadelede yanlarında görmek istediklerini ifade etti.
TAYAD'lı aileler, dün yaptıkları basın toplantısında üç aydır polisin, kendilerine pervasızca saldırıldığını belirttiler. Saldırı sonrasında çektirdikleri fotoğrafları basına gösteren aileler, "Adalet Bakanı bize 'Bana güvenin F tipi insan haklarına uygundur' diyor, Halkın her kesimine cop ve işkenceyi reva görenlere nasıl olur da güvenebiliriz?" dediler.
TAYAD dün saat 12.00'de Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) İstanbul Şubesi'nde bir basın toplantısı düzenleyerek, Ankara'ya gidişlerinde karşılaştıkları baskıları anlattı. TAYAD adına açıklamayı yapan Oya Gökbayrak, yaklaşık üç aydır hücre tipi cezaevine karşı çıkmak amacıyla eylemler yaptıklarını söyledi. Bu çalışmaları sırasında defalarca gözaltına alınıp, işkence gördüklerini ifade eden Gökbayrak, Burdur'da yaşanan cezaevi katliamından sonra CHP binasına açlık grevi yapmak üzere gittiklerini fakat CHP'lilerin ve polislerin çabalarıyla binadan çıkartıldıklarını açıkladı. Daha sonra Bank-Sen'de altı günlük açlık grevi yaptıklarını belirten Gökbayrak, kampanya süresince görüştükleri, konuştukları aydın ve yazarların polis tarafından tehdit edildiğini söyledi. Yaralılar gözaltında tutuldu
Üç ay boyunca topladıkları imzaları Adalet Bakanlığı'na vermek için Ankara'ya doğru yola çıktıklarını ama daha yola çıkmadan yollarının kesilmek istendiğini belirten Gökbayrak, yola çıktıktan sonra da Kadıköy'de durdurulduklarını, yolda mola vermelerine izin verilmediğini ve Sapanca'da da kendilerine saldırıldığını açıkladı. Saldırı sırasında kaburgaları kırılan arkadaşlarının gözaltına alındığını ve daha sonra da Ankara'ya 60 km. uzaklıktaki Çamlıdere mevkiinde tutulduklarını söyleyen Gökbayrak, "Ankara'ya sokulmamak isteniyor, bu ülke vatandaşı olduğumuz halde seyahat etme hakkımız keyfi olarak engelleniyordu" dedi. Sadece kendilerinin değil, ülkenin bütün şehirlerinden gelen TAYAD'lıların yollarının kesilip, saldırıya uğradığını açıklayan Gökbayrak, daha sonra Ankara'ya giderek yoğun ısrarları sonunda Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk ile görüştüklerini ifade etti.
F tipi cezaevi ölüm hücresi
Bakanla üç saat görüşüp, akan kanın durdurulmasını istediklerini ifade ettiklerini açıklayan Gökbayrak, üç saatin ardından 60 kişinin Sincan F tipi cezaevini gezmesi üzerine Türk ile anlaştıklarını ifade etti. İzlenimleri sonucunda buraların ölüm hücresi olduğunu anladıklarını ifade eden Gökbayrak, Türk'ün daha sonra basına, kendilerinin önyargılı oldukları yönünde açıklama yaptıklarını ifade ederek "Halkın her kesimine cop ve işkenceyi reva gören bu boğazına kadar batmış devlete nasıl olur da güvenebiliriz?" dedi. Türk'ün kendilerine "Bana güvenin, F tipi cezaevleri insan haklarına uygundur" dediğini ama kendilerini ikna edemediğini söyleyen Gökbayrak, 3713 sayılı terör yasasının kaldırılmasını istedi. Bu yasanın muhalif olan herkesi hedef aldığını belirten Gökbayrak, hücre tipi cezaevine karşı eylemlerine sonuna kadar devam edeceklerini, aydınları, sanatçıları ve sendikacıları bu mücadelede yanlarında görmek istediklerini ifade etti.
YAZARLAR
Pınar Öğünç
BAĞLANTILAR-9 | Ticaretten afetlere, güvenlikten tiny house'a konteyner çağı
T. Gül Köksal
Kent hakkı bağlamında çocuklar
Ayşen Şahin
Mahsus selamlar
İzzettin Önder
Servet vergisi
Şenay Aydemir
Atış Serbest!
Adnan Özyalçıner
Geride kalan
İsmail Gökhan Bayram
İşlevini arayan alet: Yapay zekâ
Evrensel Bilgin
Gordion Düğümü
EVRENSEL EGE
Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...
