23 Temmuz 2000 21:00
Dalaman işçisi SEKA'yı sattırmayacak
Dalaman SEKA işçilerinin özelleştirmeye karşı başlattığı eylemler sürüyor. Gece-gündüz fabrikadan ayrılmayan işçilerin eşleri de, dışarıda kurdukları çadırlarda kalıyor.
Dalaman işçisi SEKA'yı sattırmayacak
Sinan Sarısaltık
Dalaman SEKA işçilerinin özelleştirmeye karşı başlattığı eylemler sürüyor. Geceli gündüzlü fabrikadan ayrılmayan işçilerin eşleri de, dışarıda kurdukları çadırlarda kalarak eyleme katılıyor. Yaşadıkları polis saldırısını unutamayan işçiler ve eşleri, eylemlerin satış iptal edilmeden bitmeyeceğini vurguluyor.
20 yıllık SEKA işçisi Ali Koparan, "Gün geçtikçe mücadele azmimiz daha da artıyor" diyor. Özelleştirmenin getireceği maddi ve manevi zararları işçisinden köylüsüne herkesin bildiğini belirten Koparan, ailelerinin mücadeleye kendilerinden daha fazla sahiplediğine dikkat çekti. Polisin saldırısını kınadıklarını söyleyen Koparan, Türkiye'nin durumunun Osmanlı'nın son yıllarına benzeterek, şunları söylüyor: "SEKA'nın bu kadar ucuza satılacağına halk bile inanmazdı. Bu kadar ucuza satılacağını bilseydik, biz işçiler satın alır işletirdik."
Zarar ettiriliyor
Ayhan Korkmaz adlı işçi ürettikleri kâğıdın devlet tarafından ucuza satılarak SEKA'nın zarar ettirilmeye çalışıldığına dikkat çekerken, Serkan Nazlı ise "SEKA'ya bilinçli olarak kadro verilmiyor. 900 işçinin çalışması gereken işyerinde 600 işçi çalışıyor, 3 işçinin yapması gereken işi bir işçi yapıyor" diye anlatıyor.
Halkın, "SEKA işçisi çok fazla maaş alıyor" şeklindeki düşüncelerine de tepki gösteren Nazlı, günde 15-16 saat çalışarak, ortalama 350-400 milyon lira aldığını belirtiyor. Tüm bu uygulamaların devletin özelleştirmeye zemin hazırlama politikasının sonucu olduğunu belirten Nazlı, eylemlerine destek istiyor. Ramazan Çoban ise "Biz bu eylemi sadece SEKA işçileri adına değil özelleştirme ile mücadele eden tüm işçiler adına yapıyoruz" diyerek, dayanışma çağrısında bulundu.
Aileler de çadırda
Fabrikanın önünde kurdukları çadırlarda bekleyen işçi aileleri de eyleme destek veriyor. Tezel Turgut, "Eşlerimizi, kardeşlerimizi ve dostlarımızı sonuna kadar destekleyeceğiz. Satış durdu mu eylemlerimiz bitecek, şenliğe dönüşecek" diyor. Turgut polisin saldırdığı geceyi şu şekilde anlatıyor: "Polisler kadın, çocuk demeden herkesi copladı. Çocuklarımız gece uykudan ağlayarak uyanıyorlar. Bizim tek isteğimiz işimizi kaybetmemek. Gelecek güvencemiz yok. Devlet burada okuyan gençleri işe aldı. Madem burayı satacaktı, neden bu gençleri işe aldı?"
'Artık ekmek partisiyiz'
Bir başka işçi yakını ise eylemin olduğu gün bütün televizyonları aramalarına rağmen hiçbirisinin gelmemesinden yakınıyor. SEKA'lıların parti ayrımı yapmaksızın aynı davada kardeş gibi olduklarını söyleyen işçi aileleri, milletvekillerine de seslenerek, "Oy zamanında kapı kapı dolaşıp oy istiyorsunuz, zor günümüzde yanımızda olmuyorsunuz. Bizler artık ekmek partisiyiz. Ekmeğimiz için mücadele ediyoruz" diyorlar.
Sinan Sarısaltık
Dalaman SEKA işçilerinin özelleştirmeye karşı başlattığı eylemler sürüyor. Geceli gündüzlü fabrikadan ayrılmayan işçilerin eşleri de, dışarıda kurdukları çadırlarda kalarak eyleme katılıyor. Yaşadıkları polis saldırısını unutamayan işçiler ve eşleri, eylemlerin satış iptal edilmeden bitmeyeceğini vurguluyor.
20 yıllık SEKA işçisi Ali Koparan, "Gün geçtikçe mücadele azmimiz daha da artıyor" diyor. Özelleştirmenin getireceği maddi ve manevi zararları işçisinden köylüsüne herkesin bildiğini belirten Koparan, ailelerinin mücadeleye kendilerinden daha fazla sahiplediğine dikkat çekti. Polisin saldırısını kınadıklarını söyleyen Koparan, Türkiye'nin durumunun Osmanlı'nın son yıllarına benzeterek, şunları söylüyor: "SEKA'nın bu kadar ucuza satılacağına halk bile inanmazdı. Bu kadar ucuza satılacağını bilseydik, biz işçiler satın alır işletirdik."
Zarar ettiriliyor
Ayhan Korkmaz adlı işçi ürettikleri kâğıdın devlet tarafından ucuza satılarak SEKA'nın zarar ettirilmeye çalışıldığına dikkat çekerken, Serkan Nazlı ise "SEKA'ya bilinçli olarak kadro verilmiyor. 900 işçinin çalışması gereken işyerinde 600 işçi çalışıyor, 3 işçinin yapması gereken işi bir işçi yapıyor" diye anlatıyor.
Halkın, "SEKA işçisi çok fazla maaş alıyor" şeklindeki düşüncelerine de tepki gösteren Nazlı, günde 15-16 saat çalışarak, ortalama 350-400 milyon lira aldığını belirtiyor. Tüm bu uygulamaların devletin özelleştirmeye zemin hazırlama politikasının sonucu olduğunu belirten Nazlı, eylemlerine destek istiyor. Ramazan Çoban ise "Biz bu eylemi sadece SEKA işçileri adına değil özelleştirme ile mücadele eden tüm işçiler adına yapıyoruz" diyerek, dayanışma çağrısında bulundu.
Aileler de çadırda
Fabrikanın önünde kurdukları çadırlarda bekleyen işçi aileleri de eyleme destek veriyor. Tezel Turgut, "Eşlerimizi, kardeşlerimizi ve dostlarımızı sonuna kadar destekleyeceğiz. Satış durdu mu eylemlerimiz bitecek, şenliğe dönüşecek" diyor. Turgut polisin saldırdığı geceyi şu şekilde anlatıyor: "Polisler kadın, çocuk demeden herkesi copladı. Çocuklarımız gece uykudan ağlayarak uyanıyorlar. Bizim tek isteğimiz işimizi kaybetmemek. Gelecek güvencemiz yok. Devlet burada okuyan gençleri işe aldı. Madem burayı satacaktı, neden bu gençleri işe aldı?"
'Artık ekmek partisiyiz'
Bir başka işçi yakını ise eylemin olduğu gün bütün televizyonları aramalarına rağmen hiçbirisinin gelmemesinden yakınıyor. SEKA'lıların parti ayrımı yapmaksızın aynı davada kardeş gibi olduklarını söyleyen işçi aileleri, milletvekillerine de seslenerek, "Oy zamanında kapı kapı dolaşıp oy istiyorsunuz, zor günümüzde yanımızda olmuyorsunuz. Bizler artık ekmek partisiyiz. Ekmeğimiz için mücadele ediyoruz" diyorlar.
YAZARLAR
A. Cihan Soylu
‘Boş tencere’ iktidarın neresinde?
Şebnem Korur Fincancı
Tehlike nedir?
Sultan Özer
Yeni anayasa tartışmaları, AKP’ye can suyu olur mu?
Hediye Levent
Erdoğan'ın Irak ziyaretinin 3 sebebi ve değişim rüzgarı!
Arif Nacaroğlu
Özgürlükçü Anayasa
Erkan Aydoğanoğlu
1 Mayıs ve sonrası
Mehmet Özyazanlar
Galatasaray kaparak, Fenerbahçe kaptırmayarak…
EVRENSEL EGE
Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...
