13 Temmuz 2000 21:00
Karasabana dönüş
Kocaeli'de, tarımla geçinenlerin içerisinde bulunduğu sıkıntıyı, düvenle ürün almaya çalışan çiftçiler göz önüne seriyor.
Karasabana dönüş
Hükümetin tarıma yönelik politikaları nedeniyle ektiğini satamayan üretici borcu yüzünden traktörünü satmak zorunda kalırken, ekim yapabilmek için karasabanla tarla sürmeye başladı Özellikle Türkiye'nin en gelişmiş illerinden birisi olarak gösterilen Kocaeli'de, tarım sektöründe sıkıntı içinde olan üreticilerin bir bölümü ilkel yöntemler kullanmak zorunda kalıyorlar.
Dev sanayi kuruluşlarının yanı sıra büyük alışveriş merkezleri, üniversitesi, bilimsel araştırma kurumları ve teknoparkıyla "Türkiye'nin 10 yıl sonrası" şeklinde nitelendirilen Kocaeli'de, tarımla geçinenlerin içerisinde bulunduğu sıkıntıyı, düvenle ürün almaya çalışan çiftçiler göz önüne seriyor.
Tarladaki ürününü tırpanla biçerek harmanına getiren ve öküzlerini koştuğu düvenle ürün almaya çalışan çiftçilerden 74 yaşındaki Ramis Sarı, sıkıntısını "Köylünün sesini duyan yok" sözleriyle açıklıyor.
Biçerdövere para yok
Biçerdöver sahiplerinin bir dönümlük alandaki ürünü dövmek için 3-4 milyon lira para istediğini, bu şartlarda tarladaki ürünü ambara koymak için en az 40-50 milyon lira makine kirası ödemek zorunda kaldıklarını anlatan Sarı, "Biçerdöver almaya ya da kiralamaya gücüm yetmediği için, ekinleri öküzlerin arkasına koştuğum düvenlerle döverek ambara koydum" dedi.
Çiftçilerin güç koşullarda yaşam savaşı verdiğini anlatan Sarı, şunları kaydetti:
"Mazotun litresi bugün 470 bin, buğdayın kilosu ise 60-70 bin lira. Eskiden bir kilo buğday parasıyla bir litre mazot alınıyordu ama artık o devir öldü. Köylüler zenginleşeceğine daha da fakirleşti. Tarladaki ürünümüzün bedeli, mazot parasını bile karşılamıyor."
İzmit Ziraat Odası Başkanı Şinasi Turoğlu ise Anadolu Ajansı muhabirine yaptığı açıklamada, sanayi ve ticaretin gölgesinde kalan tarımın, ihmaller sonucu yok olma noktasına geldiğini söyledi. Kocaeli'nin, dışarıdan görüldüğü gibi sadece sanayi ve ticaret kenti olmadığını, tarım sektöründe binlerce insanın zor koşullarda yaşam mücadelesi verdiğini ifade eden Turoğlu, şöyle konuştu:
"Hükümetin tarım politikalarının yanı sıra ziraat, sanayi ve ticaretin gölgesinde kalarak, geri plana itilmek suretiyle ihmal edilmiştir. Bölgemizdeki çok verimli tarım arazilerine sanayi tesisleri ve yerleşim alanları kurulmuştur. Çiftçinin ürününü pazarlayabilmesi, tüketiciye daha ucuz ve aracısız olarak ulaşması için çıkartılan Hal Yasası, ilimizde tam olarak uygulanmamakta, bu da üreticiyi güç durumda bırakmaktadır. Geliri azalan, ama diğer girdi fiyatları sürekli artan çiftçiler, ellerindeki traktörleri, biçerdöverleri satarak ilkel yöntemlere başvurmak zorunda bırakılmıştır. Çok sayıda üretici, yıllar önce olduğu gibi öküz ve mandaların koşulduğu düvenlerle ürün almaya çalışıyor."
Hükümetin tarıma yönelik politikaları nedeniyle ektiğini satamayan üretici borcu yüzünden traktörünü satmak zorunda kalırken, ekim yapabilmek için karasabanla tarla sürmeye başladı Özellikle Türkiye'nin en gelişmiş illerinden birisi olarak gösterilen Kocaeli'de, tarım sektöründe sıkıntı içinde olan üreticilerin bir bölümü ilkel yöntemler kullanmak zorunda kalıyorlar.
Dev sanayi kuruluşlarının yanı sıra büyük alışveriş merkezleri, üniversitesi, bilimsel araştırma kurumları ve teknoparkıyla "Türkiye'nin 10 yıl sonrası" şeklinde nitelendirilen Kocaeli'de, tarımla geçinenlerin içerisinde bulunduğu sıkıntıyı, düvenle ürün almaya çalışan çiftçiler göz önüne seriyor.
Tarladaki ürününü tırpanla biçerek harmanına getiren ve öküzlerini koştuğu düvenle ürün almaya çalışan çiftçilerden 74 yaşındaki Ramis Sarı, sıkıntısını "Köylünün sesini duyan yok" sözleriyle açıklıyor.
Biçerdövere para yok
Biçerdöver sahiplerinin bir dönümlük alandaki ürünü dövmek için 3-4 milyon lira para istediğini, bu şartlarda tarladaki ürünü ambara koymak için en az 40-50 milyon lira makine kirası ödemek zorunda kaldıklarını anlatan Sarı, "Biçerdöver almaya ya da kiralamaya gücüm yetmediği için, ekinleri öküzlerin arkasına koştuğum düvenlerle döverek ambara koydum" dedi.
Çiftçilerin güç koşullarda yaşam savaşı verdiğini anlatan Sarı, şunları kaydetti:
"Mazotun litresi bugün 470 bin, buğdayın kilosu ise 60-70 bin lira. Eskiden bir kilo buğday parasıyla bir litre mazot alınıyordu ama artık o devir öldü. Köylüler zenginleşeceğine daha da fakirleşti. Tarladaki ürünümüzün bedeli, mazot parasını bile karşılamıyor."
İzmit Ziraat Odası Başkanı Şinasi Turoğlu ise Anadolu Ajansı muhabirine yaptığı açıklamada, sanayi ve ticaretin gölgesinde kalan tarımın, ihmaller sonucu yok olma noktasına geldiğini söyledi. Kocaeli'nin, dışarıdan görüldüğü gibi sadece sanayi ve ticaret kenti olmadığını, tarım sektöründe binlerce insanın zor koşullarda yaşam mücadelesi verdiğini ifade eden Turoğlu, şöyle konuştu:
"Hükümetin tarım politikalarının yanı sıra ziraat, sanayi ve ticaretin gölgesinde kalarak, geri plana itilmek suretiyle ihmal edilmiştir. Bölgemizdeki çok verimli tarım arazilerine sanayi tesisleri ve yerleşim alanları kurulmuştur. Çiftçinin ürününü pazarlayabilmesi, tüketiciye daha ucuz ve aracısız olarak ulaşması için çıkartılan Hal Yasası, ilimizde tam olarak uygulanmamakta, bu da üreticiyi güç durumda bırakmaktadır. Geliri azalan, ama diğer girdi fiyatları sürekli artan çiftçiler, ellerindeki traktörleri, biçerdöverleri satarak ilkel yöntemlere başvurmak zorunda bırakılmıştır. Çok sayıda üretici, yıllar önce olduğu gibi öküz ve mandaların koşulduğu düvenlerle ürün almaya çalışıyor."
EVRENSEL EGE
Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...
